Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu'na hakaret ettiği iddiasıyla Çağlayan'da bulunan İstanbul 47'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın duruşması görüldü. Mahkeme salonunun küçük olması sebebiyle avukatlar duruşmanın başka bir salonda yapılması talebinde bulundu. Avukatların talebini kabul eden mahkeme heyeti, duruşmayı 27'nci Ağır Ceza Mahkemesi Salonu'na aldı. Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile mahkemeye bağlanırken, avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu. 

Duruşmayı çok sayıda avukatın yanı sıra Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü İdil Uğurlu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel başkanları Saliha Aydeniz, Keskin Bayındır, HDP Milletvekilleri Nuran İmir, Hüda Kaya, Züleyha Gülüm, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Oya Ersoy ve çok sayıda kişi izledi.

'HUKUKİ DESTEK ALAMIYORUM'

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada Demirtaş savunma yaptı. Pandemi gerekçesiyle hukuki destek alamadığını belirten Demirtaş, “Mart ayından bu yana avukatlarımla açık görüş yapamadım. Pandemi nedeniyle SEGBİS’le avukat bulundurma hakkım elimden alınmış durumda. Bunun tutanağa geçmesini istiyorum. Yine avukatlarımla görüşmede dosya alıverişinde bulunma imkanım da elimden alınmış durumda. Avukatlarımın dava dosyasına dair bana kapalı görüş esnasında verdikleri dosya 4 gün sonra bana ulaştırıldı. Bu da savunma hakkımın ihlali anlamına geliyor. Benim her hangi bir sevkim olağanüstü koşullarda gerçekleşiyor. Var olan koşullardan dolayı bende ısrar etmek istemiyorum ama bunların da tutanağa geçmesini isterim” dedi.  

YASALAR UYGULANMAYACAK TALİMATI

İki iddianamede söz edilen iki konuşmasını da Diyarbakır'da yaptığına vurgu yapan Demirtaş, “Diyarbakır'da yaptığım iki konuşma nedeniyle İstanbul'da yargılanıyorum. Neden Diyarbakır’daki bir şey İstanbul’da oluyor? Velev ki ben bu açıklamayı yaptım. İstanbul havalimanı hangi yargı çevresindedir. Bakırköy yargı alanında. Yetkili yine Bakırköy Adliyesi'ndedir. 4 yıldır bunu anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye bir hukuk devleti mi? Evet. Peki bu Anayasa bir tek Demirtaş’ı mı bağlamıyor? Görünen o ki hükümetin başından sözcülerine kadar, ‘yasalar Demirtaş'a karşı uygulanmayacak’ talimatıyla uygulanıyor” diye belirtti.

'MAHKEMENİN YARGILAMA YETKİSİ YOK'

Erdoğan’ın kendisi hakkındaki sözlerini hatırlatan Demirtaş, “Mahkemelere ‘Demirtaş’ın hiçbir hakkını korumuyoruz’ demişlerdir. Ama Anayasamıza göre yasama, yürütme ve yargı erki birbirinden bağımsız olmasına rağmen yürütmenin başındaki kişi yasamaya talimat vermiştir. Bu kişi ‘yasaya uymayacaksınız’ demiştir. Diyarbakır’da yapılan bir konuşma nasıl oluyor da İstanbul’da dava açılıyor. Bunun ötesinde aynı konuşmaya nasıl oluyor da hem İstanbul hem de Diyarbakır’da soruşturma başlatılıyor? Mahkemeniz demedi ‘bu suçlar benim yetki alanımda gerçekleşmemiştir’. Şimdi ben Diyarbakır’da yaptığım konuşma nedeniyle bir tanık dinletmek isterdim. Ne yapılacak? Tanık Diyarbakır’dan buraya mı getireceğim? Mahkemenizin yargılama yetkisi yoktur. Davanın Diyarbakır’a gönderilmesi lazım” ifadelerini kullandı.  

AİHM KARARI TARTIŞILIYOR

Milletvekillerinin parlamento içerisinde ve dışında yaptığı konuşmaların sorumsuzluk kapsamında olduğunu belirten Demirtaş, şöyle devam etti:“Anayasa'da bu kişinin yaşamı boyunca devam eder diyor. Yani kişi yapılan konuşman içeriğinde yargılanamaz. Ben soruyorum. Siz bu anayasaya sahip çıkacak mısınız? Anayasaya mı sahip çıkacaksınız yoksa Erdoğan’ın sözlerini mi uygulayacaksınız? Malum kişi bir partinin başkanı ben de bir partinin Eş Genel Başkanıydım. İki parti başkanı arasında bir taraf mı olacaksınız yoksa anayasaya mı uyacaksınız? Anayasaya bağlı olup olmadığınızı görmek istiyoruz. Milletin temsilcilerinin söz söyleme hakkı en üst düzeyde güvence altına alınmıştır. Bunda amaç şudur? Halkın sorunları dile getirilirken bir baskı altında kalmadan düşüncelerini dile getirmesidir. Bu anayasamız tarafından koruma altına alınmıştır. Bu yargılama hukuk açısından çok önemli. O nedenle parlamenterlerin hakları uygulanmalıdır. Sadece bunu ben mi söylüyorum. Hayır, AİHM de bunu söylüyor. ‘AİHM’in kararları bağlayıcı mıdır değil midir tartışması iki aydır yapılıyor. Kim tartışıyor? Yürütme organı tartışıyor. Bunu Cumhurbaşkanı, bakanlar kısaca Cumhur ittifakının ortakları tartışıyor. AİHM’in kararlarının bağlayıcı olup olmadığını tartışmak utanç vericidir. Galata kulesinin altında oturup, ‘Galata kulesi var mıdır yok mudur’u tartışmak gibidir. Tartışma konusu olmayan bir konuyu tartışıyorlar. Neden tartışıyorlar peki? Hiçbir hükümet yetkilisi gelip size ‘şunu yapın’ demez. Gelse bile sizler kovarsınız eminim. Ne yapıyorlar peki? Her gün TV programlarında konuşarak sizler üzerinizde baskı kurmayı amaçlıyorlar. Siz 83/1'de tanınan hakkı mı esas alacaksınız yoksa Tayyip Erdoğan'ı mı, Mehmet Uçum'u mu yoksa Süleyman Soylu'yu mu esas alacaksınız?”

'HUKUKA GÖRE KARAR VERİN'

Dışarıda yaptığı konuşmaları Meclis'te de yaptığını dile getiren Demirtaş, “Bir örnek veriyim. Boğaziçili öğrencileri selamlıyorum. Anayasa ve yasalar hem gösteri yapma hakkını güvence altına almış durumda. Dün televizyondan izledik Polislerin öğrencilere müdahalesini. 10 polis bir kişiye müdahale ediyor, biri de yumruk atıyor. Bunu dile getiren bana mı dava açılacak yoksa bu şekilde müdahale edenlere mi?” diye sordu. Muhalefet parti başkanlarının Meclis'te yaptığı konuşmalara Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmaların açıldığını dile getiren Demirtaş, “Sizden beklentim hukuku savunun. Bana ceza mı verirsiniz, vermez misiniz siz biliriz. Ama kendinizi esas alın dosyaya bakarak ve hukuka göre karar verin. Başka bir şeyin etkisi altında kalmayın” dedi.

'SUÇA ORTAK OLMAYIN'

AİHM’in kendisi hakkında verdiğin kararı hatırlatan Demirtaş, “AİHM'in verdiği kararda en önemsiz maddesi benim serbest bırakılmamdır. Çünkü o beni ilgilendiriyor. Ama diğer 5 madde 83 milyonu ilgilendiriyor. Bu karar diyor ki tutuklama siyasi saiklerle yapılmıştır. Bu kararlar eninde sonunda uygulanacaktır. Bu kararı yok saymış bütün hakim ve savcılar ağır bir suç işliyor. Çünkü burada deniliyor ki bu tutuklama ‘siyasi saiklerle’ yapılmış. AİHM basit bir ihlalden söz etmiyor. AİHM, 'seçimlerde ve referandumda iktidar kendisine üstünlük sağlamak için rakiplerinden birini tasfiye etmeye çalışmıştır' diyor. Bizi içeride tutma daha büyük bir suça tekabül ediyor. Bu bir darbe suçudur. Biz oluruz olmayız, ama Türkiye Cumhuriyeti Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle kalacak. Sizi de bu suça ortak etmek istiyorlar. Ortak olmayın. Siyasi saiklerle tutuklu bulunduğum için savunma yapamıyorum. ‘Selahattin Demirtaş bir siyasetçidir, tutuklu olduğu için duruşmaya getirilmedi’ diye karar düşmeniz gerekiyor. Hakkımda 122 dava açılmış. Bu baskı kurmak içindir. Siyasi tutuklu olarak tutuklu bulunduğumu tespit etmenizi istiyorum. Sizin yapmanız gereken bu davayı düşürmektir” diye konuştu.

'AÇLIK GREVİNDEKİLERİ SELAMLIYORUM'

Demirtaş savunmasına devam ederken mahkeme başkanı “Konu çok dağıldı” diyerek tutuklu bulunduğu hususlar üzerinde savunma yapmasını istedi.

Demirtaş, bir siyasetçi olduğunu siyasi konuşmalarından kaynaklı yargılandığını belirterek, “Açıklamak zorundayım. Hırsızlıktan yargılanmıyorum. Sizi de koruyoruz. Dokunulmazlık yasaya uygun kaldırılmamıştır. Dokunulmazlığım kalkmadan beni yargıladınız. Milletvekilliğim kalkmadan önceki bütün davalarım geçersizdir. Mesele Demirtaş ve asliye ceza mahkemesi arasındaki bir yargılama değil. Tüm Türkiye meseledir. Son olarak cezaevlerinde de sorunlar var, açlık grevinde olan arkadaşlarım var. Onları da selamlıyorum” diye konuştu.

Demirtaş'ın usul yönündeki savunmasından sonra avukatlar, söz alarak usul yönünden beyanda bulundu. Avukatların beyanlarının ardından mahkeme, bir sonraki duruşmayı 26 Mayıs'a erteledi. 

Kaynak: MA