Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'a saldırarak  Hakan'ı darp eden saldırganlar, bunun için 100 bin liraya anlaştıklarını ve işin içinde MİT ile "Reis"in olduğunu savundu.

Saldırganlardan Kamuran Ergin ve Fuat Elmas’ın Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki ifadesine ulaşan Hürriyet'in aktarımına göre Kamuran Ergin, ifadesinde şunları söyledi:

"100 BİN LİRA VERECEKLERİNİ SÖYLEDİLER"

“Kurban Bayramı arefesinde, Uğur Adıyaman  gece beni aradı. Evde nişanlımlaydım ‘Geliyoruz’ dedi. Kısa sürede Fuat Elmas  ile geldi. Arkalarından Ahmet Şengüler, bir süre sonra da Soner ve Dehşet isimli arkadaşlarım geldi. Uğur, kısa bir süre önce Fuat’la ikisini Kayışdağı’nda bir yere götürdüklerini, gözünü bağlayıp kendisini mahzenimsi bir yere indirdiklerini söyledi. Kendisini şube müdürü olarak tanıtan bir kişi, Ahmet Hakan ile sıkıntıları olduğunu, bu adamı dövüp bırakmaları gerektiğini, bu işin karşılığında 100 bin lira vereceklerini, ayrıca Osmanlı Ocaklarının ilçe başkanlığını sana Nezir isimli bir şahıs ayarlayacak dedi, Nezir isimli şahsı tanımam ne iş yaptığını da bilmem. Fuat ve Ahmet teklifi kabul etti. Soner ve Dehşet kabul etmedi. Bu konuşma sırasında alkol ve uyuşturucunun etkisindeydim. Durumum kötü olduğu için ve sadece darp edeceğimiz için kabul ettim.

"Olaydan sonra Organize Şube’ye geldiğimizde konunun önemini anladım. Uğur’un daha önce söylediği bu iş devletten geldi, emniyette sıkıntı olmayacak, çayımızı sigaramızı içip ifademizi verip gideceğiz demesinin yalan olduğunu anladım. Uğur’a başımızı belaya soktuğunu söyleyince ‘Beni de kandırdılar neyse konuyu anlatalım’ dedi. Ben de her şeyi hatırladığım kadarıyla  anlattım. Rüzgâr Kemal isimli şahıstan (Kafe sahibi, emekli özel harekâtçı polis memuru Yahya Kemal Gezer) bizi böyle bir oyuna getirdiği için davacıyım.”

"İŞİN İÇİNDE MİT, EMNİYET, REİS VAR"

Saldırganlardan Fuat Elmas ise saldırı talimatını bir hafta önce, 23 Eylül’de, emekli polis memuru Yahya Kemal Gezer’in Fatih’te işlettiği Rüzgar Kafe’de aldıklarını söyledi. Kafeye Uğur Adıyaman’la gittiklerini anlatan Fuat Elmas, Yahya Kemal Gezer’in “Dövülecek bir adam var” diye söze başladığını belirterek şunları söyledi:

“Kim olduğunu sorunca 'Gazeteci Ahmet Hakan. Şehitlere ölü diyor. Oyum HDP’ye diyor. Tahrik ediyor. HDP’ye o verilmesi için teşvik ediyor. Bunun indirilmesi lazım. Bu akşam talimat verildi. İşin içinde MİT var. Emniyet var. Reis var. Bu işi iki üç gün içinde bitirin bize paketi verecekler.' dedi. Paketi getirecek kişileri sorduğumuzda bize 'Kanlıca’dan talimat geldi' dedi.

"Ahmet Hakan’ın evinin çevresinde keşif yaptık. Gezer, 30’u akşamı işi bitiremediğimiz için kızdı. ‘Yapamayacaksanız başkasına veririm’ dedi. ‘Bu akşam 23.30’da programı bitiyor. Programdan sonra bu işi bitirin’ diye talimat verdi. CNN binasına giderken Kamuran ve Ahmet içiyordu. Ahmet’i, televizyonda Ahmet Hakan’ı tanıdığı için diğer çıkışa koyduk. 24.00 sıralarında Ahmet Hakan Volvo marka araçla çıkış yaptı. Nişantaşı’ndaki evine kadar takip ettik. Durduğunda, Uğur arkadan hafifce vurdu. Araçtan önce koruması, sonra Ahmet Hakan ardından da şoförü çıktı. Ahmet Hakan bize ‘Bir şey var mı?’ diye sorduğunda, Ahmet itti. Dükkânın kepenklerine çarptı. Kamuran, korumasını tutarak silah çekmesini engelledi. O sırada şoförü de sopa alarak bize saldırdı. Kamuran’ı oradan uzaklaştırmak istiyorduk. Çünkü oradaki vatandaşlara bağırmaya başlamıştı. Daha önce alkol almıştı. Sonra olay yerinden ayrılıp, Yahya Kemal Gezer’in yanına gittik."

"YAZAMAYACAK ŞEKİLDE KOLUNU, BACAĞINI KIRIN"

Uğur Adıyaman ise polisteki ifadesinde Gezer’in kendisini Rüzgar Kafe’ye çağırdığını anlatarak şunları söyledi: 

“Ahmet Hakan’ın fotoğrafını gösterdi. ‘Uğur bunu bizim dövmemiz lazım. Bi daha yazı yazamayacak hale gelecek şekilde kolunu bacağını kırmamız lazım’ dedi. Bu adam vatan haini, bu adam İsrail ve Amerika ajanı, hükümeti devirmek için her şeyi yaparak bizi bölmeye çalışıyor. Türkü Kürde, Kürdü Türke kırdırmaya çalışıyor. Bu adam para için vatanını, milletini satıyor’ dedi. ‘İşimiz, gücümüz var’ dedim. Bana ‘Bu adam zaten vatan haini, kimse arkasında durmaz. Siz rahat olun. Emniyette çayınızı, çorbanızı içer, ifadenizi verir çıkarsınız, üstelik de milyonların duasını alırsınız. Bundan sonra hayatınız çok değişecek, her tarafta çok sevileceksiniz. Emniyet, devlet, halk hepsi size kucak açacak. Bundan sonra bütün kapılar size açılacak’ dedi. Bunu kimin istediğini sordum. ‘Büyüklerimiz. Devlet büyüklerimiz. Önemli kişiler işin içinde. Onlar bize sahip çıkacaklar’ dedi.