Osman Kavala’nın tutuklanmasına tepki gösteren aydın ve yazarlar, tutuklamanın dış politika ile bağlantılı olduğunu savundu. İHD Eşbaşkanı Avukat Eren Keskin, “Devletin özellikle AB ve ABD ile bozulan ilişkileri karşısında bir rehin politikası olduğunu düşünüyorum" dedi. 

Antep’te Alman Goethe Enstitüsü ile birlikte gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin toplantısından döndüğü sırada İstanbul Atatürk Havalimanı’nda 18 Ekim'de gözaltına alınan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala sabah saatlerinde çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Kavala’nın tutuklanmasını değerlendiren hak savunucuları ve çalışma arkadaşları, bu kararının “rehin alma” politikası olduğunu söyledi. 

Osman Kavala’nın kurucusu olduğu Barış Vakfı’nın yöneticilerinden Hakan Tahmaz, “17 yıldır barış mücadelesini birlikte yürüttüğüm Osman Kavala’nın darbe iddiasıyla tutuklanmasına inanmamız beklenemez. Bu karara sevinen birileri var. Bunun başında 15 Temmuz darbe girişiminin başında bulunan Fethullah Gülen’dir. 2011 yılında Osman Kavala’yı tutuklanması için büyük bir çaba göstermişlerdi. Osman Kavala’yı darbe girişimi ile ilişkilendirenler Türkiye’ye büyük kaybetmişlerdir. Böyle bir suçlama ile tutuklanması karşısında büyük bir şok yaşıyorum. Bu mesele Türkiye’nin iç meselesi ile ilgili değil. Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinden kaynaklı bir tutuklanma” diye değerlendirdi.  
 
KAYA: YABANCISI DEĞİLİZ

Hukukçu ve insan hakları savunucusu Nurcan Kaya da, Kavala’nın tutuklanması kararını, “Söylenecek bir şey yok. Her şey ortada. Gözaltına alınış biçiminden, saatinden; arkasından yandaş basının yürüttüğü karalama kampanyasından, Cumhurbaşkanının bu konuda açıklama yapmasından belliydi, bu büyük yanlışın gayet planlı olduğu ve sürdürüleceği. Kaldı ki sonradan öğrendik ki gözaltına alınmasından bir ay önce başlamış Osman Bey'i hedef gösterme çalışmaları. Bu ülkede maalesef yabancısı olmadığımız, son dönemde de masum insanları yargılamak için çokça kullandıkları bir yöntem” diyerek yorumladı. 
 
İktidarın yeni “tehditler” yaratıp, bu “tehditler” karşısında tabanlarını kendi yanında tutmaya çalıştığını dile getiren Kaya, “İktidarı eleştiren, ülkenin demokratikleşmesi için çaba harcayan insanlara, sivil toplum çalışmalarını hakkıyla yapan kurumlara yaptıkları meşru çalışmaları nedeniyle soruşturma açtıklarını ikrar edemiyorlar. Bu nedenle iftiralar, yalanlar üretip, onların arkasına saklanarak insan hakları savunucularını susturmaya, diğerlerine de gözdağı vermeye çalışıyorlar” diye konuştu. “Er ya da geç gerçek ortaya çıkacak” diye devam eden Kaya, Kavala’nın saygın bir insan hakkı savunucusu ve iş insanı olarak anılmaya devam edileceğinden hiç kuşkusu olmadığını söyledi. Kaya, “Ona iftira atıp darbecilikle falan suçlayanlar da hak ettikleri gibi anılacaklar” diye belirtti. 
 
KESKİN: HUKUKİ BİR YORUM YAPMAYACAĞIM
 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Avukat Eren Keskin ise, Kavala’nın bir insan hakları savunucusu olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde çok önemli katkıları olan, devlet tarafına da olumlu katkıları olan, bir kişi olduğunu belirtti. Keskin, Kavala’nın insan hakları faaliyetlerini de destekleyen bir iş insanı olduğunu dile getirerek,  şöyle devam etti: “Birçok ortak işte bir arada olduk. Türkiye’de bir hukukçu olarak hukuki yorum yapma temelini kaybetmiş durumdayız. Türkiye’nin gerek iç hukuku, gerekse altına imza attığı uluslararası sözleşmeler tamamen yargı tarafından dışlanmış durumda. Bundan kaynaklı hukuki bir yorum yapamayacağım.” 
 
Kavala’nın “Anayasayı ihlal”den tutuklanmasının anlaşılır bir şey olmadığını sözlerine ekleyen Keskin, şunları söyledi: “Devletin özellikle AB ve ABD ile bozulan ilişkileri karşısında bir rehin politikası olduğunu düşünüyorum. Bir dönem Büyükada tutuklularıydı, hiçbir şey yoktu haklarında, ajan ilan edilerek tutuklandılar. Bir nevi rehin olarak kullanıldılar. Onlar serbest bırakıldı şimdi de aynı amaçla Osman Kavala tutuklandı.” 

(Kaynak: Mezopotamya Ajansı)