Fethullah Gülen hakkında yakalama kararı çıkartan Savcı Hasan Yılmaz'ın, Okmeydanı Cemevi'nde katıldığı cenazede polis kurşunu ile öldürülen Uğur Kurt soruşturmasındaki tartışılan savcı olduğu öğrenildi.

Okmeydanı'nda bir yakının cenaze törenine katılan Uğur Kurt, S.K. isimli bir polisin rast gele ateş etmesi sonucunda Cemevi'nin çatısında vurularak hayatını kaybetmişti.

"ÖLÜM HABERİNİ TELEVİZYONDAN ÖĞRENİP TUTANAKLA KAPATTI"

Milliyet gazetesinden Kemal Göktaş'ın 15 Temmuz 2014'de yaptığı habere göre Hasan Yılmaz, Kurt'un vurulduğunu televizyonlardan öğrenir öğrenmez tuttuğu bir tutanakla soruşturmayı yürütmeye başladı.

Kurt'un vurulduğuna ilişkin bilginin polisten değil basından öğrenilmesi dikkat çekerken aynı konuda İstanbul Başsavcılığı'nda başlatılmış olan soruşturmaya ilişkin dosyayı Yılmaz, "Birleştirme" kararı vererek kapattı.

UĞUR KURT'U VURAN POLİSİN YAPTIĞINI MEŞRU MÜDAFAA OLARAK TANIMLADI

Böylece kendisi de Terörle Mücadele Şubesi'nde polis olan S.K'ya ilişkin soruşturma, birlikte çalıştığı savcı tarafından üstlenilmiş oldu. Savcı Yılmaz, Kurt'u vuran polis memuru S.K hakkında İstanbul Valiliği'nden soruşturma izni isterken amirlerinin S.K'ya "Sıkma" talimatı vermesine rağmen S.K'nın ateş etmesine rağmen, S.K'nın eylemini "meşru müdafa" olarak değerlendirdi.

SAVCI UĞUR KURT'UN CESEDİNE MUAYENE YAPMADAN "GÖRÜLDÜ" TUTANAĞI TUTMUŞ

Ancak soruşturma dosyasındaki "Ölü Muayene" tutanağı bir skandalı ortaya çıkardı. Kurt'un öldürülmesinden bir gün sonra, 23 Mayıs'ta yapılan ölü muayene işlemine ilişkin tutanakta Başsavı Vekili Kapıcı'nın iddiasının aksine Hasan Yılmaz'ın değil, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Talip Kalkan'ın imzasının yer aldığı ortaya çıktı.

Tutanakta "22.5.2014 günü öldüğü bildirilen Uğur Kurt isimli şahsa ait cesedin nöbetçi İstanbul C. Savcısı Hasan Yılmaz tarafından ölü muayenesi yapılmadan Adli Tıp Kurumu Morguna gönderildiği görüldü" notu yer alıyor. Yani soruşturma savcısı Hasan Yılmaz'ın soruşturmayı yürütmesinin gerekçesi olarak gösterilen "ölü muayene" işlemini yapmamasına rağmen soruşturmadan el çektirilmediği ortaya çıktı.

OLAY YERİNE GİTMESİ DE İNFİAL YARATMIŞTI

Uğur Kurt'un ölümünü soruşturan Cumhuriyet Savcısı Yılmaz, 27 saat sonra incelemek için olay yerine gitmesi de tepki ile karşılanmıştı. Savcının beraberindekilerle birlikte inceleme yapmak için Cemevi'ne gittiği sırada yaklaşık 10 kişilik grubun protestosuna uğramış, yanında bulunan emniyet amiri protestolardan kaçarak kurtulmuştu.

KURT'UN EŞİ İSYAN ETMİŞTİ

Uğur Kurt'un eşi Narin Kurt, Cumhuriyet Savcısı Hasan Yılmaz'a 'Birazcık vicdanıyla hareket etsin' diye seslenerek, "Türkiye Cumhuriyeti adaletinden istediğim tek şey bana elini vermesi. Adaletin benim elimden tutmasını istiyorum. Çocuğum babasız kaldı lütfen adalet elini vicdanına koysun ve bana elini uzatsın tek istediğim bu." açıklaması yapmıştı.