Amerika’nın İran’a başlattığı ambargonun ilk aşaması, 7 Ağustos’ta yürürlüğe girdi.

Doğal gaz ve petrol ambargosunu da kapsayacağından Türkiye’yi büyük ölçüde ilgilendiren ikinci ambargo ise 4 Kasım’da başlayacak.

Türkiye daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ağzından İran’a yönelik yaptırımlara karşı olduğunu açıkladı.

​ENERJİ BAKANI: İRAN’LA KONTRATIMIZ 2026 YILINA KADAR DEVAM EDECEK

Enerji Bakanı Fatih Dönmez de, Türkiye’nin İran’a yönelik Amerikan ambargosunu, Birleşmiş Milletler kararını olmaması halinde tanımayacağını vurguladı.

A Haber Televizyonu’nda Murat Akgün’ün sorularını yanıtlayan Dönmez, “İran’dan doğalgaz ithalatımız da uzun dönemli bir kontrata dayanarak yapılıyor, bu kontratın süresi de 2026'ya kadar da devam edecek. Yıllık yaklaşık 9,5 milyar metreküp civarında doğalgaz alıyoruz oradan. Ülkemizdeki vatandaşları soğukta veya elektriksiz karanlıkta bırakmak gibi bir durum söz konusu olamayacağına göre kontrat hükümlerine dayalı olarak bu ticaretimiz devam edecek” dedi.

FATİH DÖNMEZ: AB DE ABD’NİN UYGULADIĞI AMBARGODAN RAHATSIZ

Enerji Bakanı, Amerika’da görüşmelerde bulunan Türk heyetinin bu müzakerelerden olumlu sonuç almasını umduğunu da söyledi.

Fatih Dönmez, “Bu ambargo ABD'nin İran'a tek taraflı olarak uyguladığı bir ambargo. Geçmişte BM kararıyla uygulanıyor, o zaman biz de uymak zorundaydık. Nitekim AB bile aslında bundan oldukça rahatsız. Biz meşru bir ticaret yapıyoruz. Komşuluk hukukumuz var. Arz güvenliği açısından da önemli, bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

DOÇENT ARTIRAN: ABD HERHANGİ BİR ÜLKEYİ GSP SİSTEMİNDEN ÇIKARABİLİR

ABD’nin İran’a uyguladığı ambargo konusunda ters düşen Ankara ile Washington arasında bir başka problem ise Birleşmiş Milletler Ticaret ve Gelişme Konferansı (UNCTAD) tarafından hayata geçirilen Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GSP)’nde Türkiye’ye getirilen vergi avantajlarının yeniden gözden geçirilmesi oldu.

Amerika’nın Sesi’nden Hilmi Hacaloğlu’nun sorularını yanıtlayan Bilgi Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Tahkim Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Pınar Artıran, ABD’nin kendi iç hukukuna göre vergi avantajı sağladığı bir ülkeyi daha önce sağladığı o avantajdan mahrum kılabileceğini söylüyor.

Doçent Artıran, “Ticaret Yasası'na göre ABD Başkanı, GSP'den yararlanan bir ülkeyi, ülke ekonomik anlamda yeterince geliştiği veya rekabetçi hale geldiğinden dolayı sistemden çıkartabilir, statüsünü askıya alabilir veya bu ülkenin bir veya birden çok ürün grubunda gümrüksüz ihracat yapma avantajını kısıtlayabilir. Bir ülkenin terfii, GSP'den yararlanan bir ülkenin; Dünya Bankası istatistikleri uyarınca yüksek milli gelir grubuna girdiği tespit edildiğinde ABD Başkanı tarafından, dönemsel gözden geçirme sürecinde ekonomik gelişmişlik ve ticari rekabetçilik kapasitesi ortaya çıktığında gerçekleşir” diyor.

​DOÇENT ARTIRAN: GSP PROGRAMINDA MÜZAKERE OLABİLİR

Amerika Birleşik Devletleri, geçtiğimiz yıl Türkiye'den 1,66 milyar dolar tutarında GSP kapsamında ithalat yaptı. Bu ABD'nin Türkiye'den yaptığı tüm ithalatın %17'sine tekabül ediyor. Peki, ABD, gözden geçirme sonucunda vergi muafiyeti dışında yani GSP kapsamı dışında bırakabilir mi?

Bilgi Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Tahkim Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü, bunun ihtimal olduğunu belirtse de müzakere olasılığının her zaman olabileceği görüşünde.

“Türkiye’nin Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi (GSP)’nden çıkartılması söz konusu olduğu takdirde, Türkiye ile ABD arasında metal ek gümrük tarifeleri ve bunlara karşı yapılan misilleme sonucunda ABD’nin Türkiye’ye karşı açmış olduğu davanın bir uzantısı niteliğinde bir başka ticari ihtilaf, bir ticari mücadele konusu ortaya çıkacaktır. Ancak bu GSP dolayısıyla ortaya çıkan gerginlik sürecinde GSP Programının işleyişi gereği ilgililerin katılımı ve yorumları, geri bildirimlerine açık bir değerlendirme süreci söz konusu olacağından, her ne kadar hali hazırda tek taraflı bir dış ticaret tasarrufu olarak görünse de eğer bu karar tarafların görüş ve itirazları objektif bir şekilde dikkatle ele ve göz önüne alınarak hayata geçirildiği takdirde, karşılıklı müzakere imkanı bulunacaktır.”

Doçent Artıran, Washington yönetiminin daha önce tek taraflı olarak çelik ve alüminyum ihracatına getirmiş olduğu vergi artışı konusunda herhangi bir müzakerenin mümkün olmayabileceğini ifade etti.

Kaynak: Amerika’nın Sesi