İstanbul’da gözaltına alındığında kendisine “Kürt halkına karşı ne hissediyorsun” sorusu yöneltilen gazeteci Steve Sweeney verdiği cevap sonrası sınır dışı edildi. 

İngiltere’de yayın yapan Morning Star adlı gazetenin dış haberler editörü Steve Sweeney, yerel seçimleri izlemek üzere Türkiye’ye gelmiş ancak sosyal medya paylaşımları nedeniyle bir günlük gözaltı sürecinin ardından 29 Mart'ta sınır dışı edilmişti. Gazeteci Sweeney, Türkiye’de yaşanan güncel gelişmelere dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.

‘KÜRT HALKINA KARŞI NE HİSSEDİYORSUN?’

Sweeney, özellikle Kürt illerine daha önce yaptığı ziyaretlerde birçok kez polisler tarafından taciz edildiğini ve gözaltına alındığını söyledi. Diyarbakır’daki yerel seçimleri takip etmek için Sabiha Gökçen Havaalanına gittiğini aktaran Sweeney, havaalanında polisler tarafından durdurulduğunu ve terminale ulaştığı anda ise telefonuna el konulduğunu anlattı. Kendisine “Kürt halkına karşı ne hissediyorsun” sorusunun yöneltildiğini aktaran Sweeney, şunları ifade etti: “Ben de oradaki istihbarat yetkililerine, Kürtlere insanlık onuruna uygun muamele edilmesi gerektiğini düşündüğümü söyledim. Belli ki aynı fikirde değildik. Sonra beni Abdullah Öcalan ile ilgili sorguya çektiler. PKK sempatizanı olduğumu iddia ettiler. Bir hücreye konuldum havaalanında. Terörle mücadele polisleri gelip bana pasaportumu ve telefonumu verdi.  Daha sonra Türkiye’ye girişimin yasaklandığını söylediler. Çünkü ulusal güvenliği tehdit ediyormuşum.”

‘HER GELİŞİMDE DAHA KÖTÜ’

Türkiye’ye her gelişinde daha kötü bir tablo ile karşılaştığını belirten Sweeney, “Kürtlere karşı zulüm artıyor. Binlerce kamu çalışanı haksız nedenlerle işlerinden ediliyor. Tutuklu onlarca HDP milletvekili ve muhalif var. Akademisyenler sürülmüş, gazeteciler hapsedilmiş, Erdoğan demokrasiyi dümdüz etmiş” dedi. Sweeney Erdoğan'ın batı ülkeleri tarafından askeri ve politik olarak desteklenmesine tepki gösterdi. “

‘SESLERİ BATI HÜKÜMETLERİNİN KORİDORLARINDA YANKILANIYOR’

Tecride karşı devam eden açlık grevlerine dair konuşan Sweeney, açlık grevlerine uluslararası ilgi ve destek olduğunu, süreci yakından takip ettiklerini söyledi. Tecride karşı birçok uluslararası kuruluşun da sessiz kaldığını belirten Sweeney, “Sur'un, Nusaybin'in ve Cizre'nin yıkımına silah ve teçhizat sağladılar ve Afrin'de Kürtlerin öldürülmesine önayak oldular. Bu kuruluşlar kapitalist sistemi sağlamlaştırmak adına kurulmuştur ve Türkiye ve Kürdistan'da demokrasi güçlerinin bir gelişme kaydetmesini istemezler. İnsan hakları ve demokrasi stratejik ve emperyalist çıkarların ötesindedir. Türkiye'nin sınır komşuları Suriye, İran ve Irak ülkelerinin tamamında petrol vardır ve tamamı rejim değişikliği talep ediyor. Ellerinde Kürt kanı vardır. Ama Leyla Güven'in sesi duyuldu. Tüm dünyadaki ilerici insanlar tarafından duyuldu ve hükümetlerin koridorlarında yankılanıyor. Halkının özgürlüğü için mücadele edenlerin iradesini kıramazlar” diye konuştu.

‘ÖZGÜR BASIN DEMOKRASİNİN FİŞEĞİDİR’

Medyanın açlık grevlerini gerektiği gibi ele almadığını belirten Sweeney, Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığını dile getirdi. Sweeney , “Özgür basın demokrasinin işaret fişeği, damgasıdır. Gazetecilik güçlüdür ve dünyayı değiştirebilir. Bizlerin görevi karanlığı aydınlatmaktır. Bu nedenle Britanya'da Türkiye ve Kürdistan’da ‘Demokrasi için Gazeteciler İnisiyatifi’ni kurduk. Amacımız özgür basını desteklemek ülke içerisinde ve dışarısındaki gazetecilerle kontakta olmak” dedi.

“Türkiye'de milletvekillerinin dahi açlık grevine başlamak durumunda kalması Türkiye’de demokrasi ile ilgili çok net bir resim çiziyor” diyen Sweeney, şöyle konuştu: “Şu anda açlık grevcilerinin ortak talebi Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılmasıdır. Açlık grevcilerin talebi meşrudur. Uluslararası yasalara uyulmasını talep ediyorlar. Öcalan’a uygulanan tecrit işkencedir ve sonlanması gerekmektedir. Öte yandan bu durumun hala sürüyor olması ve Avrupa Konseyi ve CPT gibi örgütlerin sessizliği bu örgütlerin güçsüzlüğünü ve düşkünlüğünü gözler önüne seriyor. Bu kurumlar da Kürt halkının gördüğü zulme ortaktır ve uygulayıcılarıdır.”

‘İNGİLTERE’NİN UMURUNDA DEĞİL…’

Ülkesi İngiltere’ye dair de eleştirilerde bulunan Sweeney, İngiltere hükümetinin otoriter hükümetlere destek verdiğini belirterek, “Türkiye’de demokrasiye karşı suç işlendiğini biliyorlar. Ancak umurlarında değil. Hatta Erdoğan'ı sonuna kadar destekliyorlar. Özellikle geçen sene Theresa May'in Erdoğan’ı ‘Kürt terörüne’ karşı mücadele ettiği için övmesi bizler için utanç verici bir durumdu” ifadelerini kullandı.

Türkiye’deki demokratik örgütlerle dayanışma içinde olmanın önemine dikkat çeken Sweeney, HDP ve sendikalar ile ortak hareket edilmesinin gerektiğini söyledi. Sweeney, “Baskı yapmayı sürdürmek durumundayız. Oradaki ve buradaki gazetecileri birbirleriyle ilişkide tutacak bir inisiyatif kurarak Türkiye’de basın özgürlüğünü destekleyebiliriz. Erdoğan rejiminde neler olup bittiğini yazmaya devam etmeliyiz. Orada bir insanlık davası sürüyor” diye konuştu.