Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden öğrenciler, 7,5 aydır hastanede uyuyan Berkin Elvan ile ilgili basın açıklaması yapmak istedi. Daha açıklama yapamadan gözaltına alınan beş kadın, beş erkek öğrenci polis şiddetine ve tacizine maruz kaldılar.

Polis kadın öğrencileri tecavüzle tehdit etti, başı duvara vurularak dövülen bir erkek öğrenci gözaltından hastaneye ambulansla götürüldü.

Öğrenciler, yaşadıklarıyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu.

TEHDİT, KÜFÜR, TACİZ

ODTÜ’de okuyan E., Çankaya Karakolu’ndaki yarım günlük gözaltı sürecinde başlarına gelenleri şöyle anlattı:

“Berkin Elvan’la ilgili, karne günü, 24 Ocak’ta basın açıklaması yapmak istedik. Ankara Milli Eğitim Bakanlığı önünde daha basın açıklamasına başlamadan bakanlık korumaları saldırdı.”

Güvenpark'ta bulunan küçük bir polis kulübesine karga tulumba götürüldük. Kulübe içerisine doluşan sivil polisler ve başbakanlık korumaları tarafından dövüldük.”

“Çevik kuvvet otobüsünün gelmesiyle polis, başbakanlık korumalarının görevini devraldı ve yerlerde sürüklenerek ekip otobüsüne bindirildik. Otobüsün perdelerini kapattılar, her birimiz ayrı ayrı oturtulduk ve yanımıza birer polis oturdu. Araçta onlarca polis vardı.”

“Araçta tehdit, küfür ve tacize maruz kaldık.”

“Kadın öğrencileri taciz eden bir polis ‘Ellemekten bir şey olmaz’ dedi.

“Her birimiz karakola gidene kadar boğazımız sıkılarak, taciz edilerek dövüldük.”

“Yine polislerden birisi ‘Şimdi cop olacaktı da siz tecavüzü görecektiniz’ diyerek tehdit etti.

Erkek öğrenciler de cinsel tacize maruz kaldı.”

“Karakola geldiğimizde işkence daha da şiddetlendi. Önce otobüsün merdivenlerinden itilerek aşağıya atıldık, sonra da yerde sürüklenerek karakola sokulduk. Çıplak arama yapmak istediler.”

"ÖLÜSÜ ELİMİZDE KALACAK"

“Dövülenlerin bazıları çığlık atıyordu.”

“ODTÜ öğrencisi A. da bir saatten uzun süre dövüldü, kafasını duvara vurdular. Bir süre sonra bayıldı. Yüzüne su dökerek dövmeye devam ettiler.”

“Panik olan polislerden birisi ‘Ölüsü elimizde kalacak’ diyerek ambulansı aramaya ikna oldu.”

“A. Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin acil servisine götürüldü. Bizim gözaltı işlemlerimiz bittiği için biz de yanında gittik.”

“A.'yı taciz eden polisler bizden önce oraya gelmişler ve hemşire ve doktorlarla konuşuyorlardı.”

“Doktorlar, kafasına aldığı darbelerden kaynaklı sabaha kadar, 6-12 saat hastanede müşahede altında kalması gerektiğini söyledi. A. yarı baygındı.”

“Bir sivil polis A.’nın üzerine eğilip ‘Seninle daha sonra görüşeceğiz’ dedi.”

“A. iki saat sonra aceleyle taburcu edildi.”

"NE ODTÜ'DESİN NE GEZİ'DE!"

Öğrenciler toplu halde polis şiddetiyle ilgili suç duyurusunda bulunurken, A. ayrıca hastanede görev yapan personel ve hemşire E.G. hakkında da suç duyurusu yaptı.

A'nın avukatı Didem Baydar imzalı suç duyurusunda, hastane personelinin, “işkence, eziyet, kasten yaralama, görevi kötüye kullanma ve görevi ihmalden” cezalandırılması istendi.

Suç duyurusunda olay şöyle anlatıldı:

“Tedavi sırasında müvekkile kötü muamelede bulunuldu, bedenen daha fazla acı çekmesine neden olundu. Aldığı sert darbelerden kaynaklı 6-12 saat müşahede altında kalması gerektiği söylenmesine rağmen iki saat sonra taburcu edildi.”

“Taburcu edilmeden hemen önce de A'nın kolundaki iğne çıkarılırken E.G. isimli personel "Şu an ne ODTÜ'desin ne Gezi’de" diyerek müvekkilimizin damarını patlattı.”

Suç duyurusunda öğrencilerin şiddet gördüğünü belgeleyen hastane raporları da yer aldı. Ayrıca karakolun kamerasındaki görüntülerin de savcılığa sunulması talep edildi.

(Bianet)