Salgın önlemi nedeniyle evde kalanların gereksinimlerini karşılayan kargo işçilerin ne molası kaldı ne de yemek yiyecek vakitleri. Siparişler artmasıyla kargo işçilerin, hem iş yükü hem de virüse yakalanma riski de daha da arttı. İstanbul’da bir kargo şirketinde çalışan ve işten çıkarılma endişesiyle isminin yazılmasını istemeyen bir kargo işçisi, salgından önce de çalışma koşullarının çok ağır olduğunu söyleyerek sözlerine başladı. Ve salgın öncesi çalışma koşullarıyla ilgili, “Çalışma saatlerimiz çok fazlaydı. Saat 8.30’da hatta kimi arkadaşların daha erken başlayan mesaimiz bazen 19.00’ı bile geçiyordu. Ve hiçbir şekilde mesai ücretti de yoktu. Kağıt üzerinde yazılı olan 1 saat 30 dakikalık molalarımızdan, yoğun olmadığımız zamanlarda, maksimum 30 dakikasını kullanırdık” dedi.

‘10-15 DAKİKALIK BİR MOLA’

Mehmet Kızmaz'ın Cumhuriyet'te yer alan haberine göre, daha önce 200 kargo götürdükleri mahalleye, koronavirüsle birlikte kargo sayının 500’e çıktığını vurgulayan işçi, “İnsanlar evde kalmaya başlayınca daha fazla kişi, gıdadan, giysiye bütün ihtiyacını sipariş vermeye başladı. Eleman da alınmayınca iş yükümüz daha da arttı. İşten çıkış saatimiz 21.00’ı buluyor. Gün içerisinde fırsat bulduğumuz tek mola da 10-15 dakikalık bir yemek molası. Öyle ki yemek yemeden çalışanlarımız var. Çalışmamız ile imzaladığımız giriş-çıkış metni arasında çok büyük farklar var. Ama tüm bunlara ve işten çıkarma yasağına rağmen, ‘performans yetersizliği’ denilerek işten çıkarılan arkadaşlarımız oldu” ifadelerinde bulundu.

‘BİRAN ÖNCE KARAR ALINMALI’

Her gün yüzlerce insanla yüz yüze geldiklerini kaydeden işçi, “Bu bizim sağlığımızın yanında toplum sağlığını da etkiliyor. Kargo götürdüğümüz bir adresten, bir şekilde virüsü kaparsak gün içinde kargo teslim ettiğimiz diğer insanlara da götürebiliriz” dedi. Yurttaşların acil ihtiyaç dışında keyfi alışveriş yapmaması gerektiğini vurgulayan işçi, kargo şirketlerine ve yetkililere şu çağrıda bulundu: “Gıda, ilaç, temizlik gibi acil ihtiyaç ürünleri dışında kargo taşımak istemiyoruz. Ama böyle bir süreçte biz hâlâ tişört, kazak taşıyoruz. İnsanlar iki ay, bir tişört daha almadan yaşayabilir. Yüksek derece de bir alışveriş çılgınlığı var. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Çalışma saatleri kısaltılmalı. Bir an önce acil ihtiyaçlı kargolar dışında başka kargoların kabul edilmemesi yönünde karar alınmalı.”