Kobani’de çatışmalarda yaralanan ve sınırlı sayıda Suruç’a geçebilen Kobanililer Suruç’ta gönüllü sağlık personellerinin desteğiyle tedavi ediliyor. Yaralıların tedavi edilmesinde canla başla çalışan hekimlerden İncilay Erdoğan, Gezi Parkı direnişi sürecinde de revirlerde yaralıları tedavi edenlerden biri. Erdoğan, gelenlerin yaralı olmalarına rağmen morallerinin yüksek olduğunu belirterek, “Ben insan gücünün ne olduğunu onların gözlerinde görmeye tanıklık ettim” diye konuştu.

20 KİŞİLİK GÖNÜLLÜ EKİBİ

IŞİD'in 15 Eylül’den bu yana saldırdığı Rojava'nın Kobani Kantonu’ndaki direnişte yaralı düşenlerin sınırlı bir kısmı Suruç’a ulaşabilirlerse, tedavileri Suruç Devlet Hastanesi’ndeki gönüllü sağlık emekçileri eliyle yapılıyor. Birçok noktadan Suruç’a gelen hekimler ve sağlık emekçileri, canla başla hayatları kurtarmaya çalışıyor. Her gün en az 20 kişilik gönüllü ekibin çalıştığı hastaneye getirilen yaralılara hızla müdahale edilerek gerekli işlemleri yapılırken, SES ve TTB’nin girişimleri sonucu Sağlık Bakanlığı isteyen sağlık emekçilerinin idari izinli sayılarak gönüllü olarak çalışmalarda yer alabileceğini açıkladı.

ANF'nin haberine göre Gezi Parkı direnişi sürecinde oluşturulan revirlerde polis şiddetine maruz kalanları tedavi eden doktorlardan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi İncilay Erdoğan, şimdi de Kobanililerin tedavisine yardımcı oluyor.

Bir haftadır Suruç’ta olduğunu ve diğer sağlık emekçileri gibi 7/24 Kobanililer için çalıştıklarını belirten Erdoğan, daha önce de 22 gün boyunca Gezi Parkı’nda görev aldığını söyledi. Suruç’ta olmasının nedenini “Barış ve huzurlu bir Ortadoğu için barış elçisi olarak buradayız” diye özetleyen Erdoğan, “Yaşam neredeyse, yaşam hakkı neredeyse biz oradayız. İstanbul Tabip Odası 2 ay önce Şengal’deki dramın ortaya çıkması ve Ortadoğu’daki savaş-çatışma ortamının artacağı öngörüsü ile gönüllü hekim projesi başlattı” dedi.

SES, TTB ve DTK KOORDİNASYON KURDU

Gönüllü ekibinin sürekli değiştiğini, ancak bu sayının 20’nin altına düşmediğini belirten Erdoğan, acil servisinde görev aldığını ve yaralıların müdahalesi ile ilgilendiğini kaydetti. SES, TTB ve DTK Sağlık Komisyonu’nun ortak koordinasyonu ile çalıştıklarını, tüm personelin duyarlılıkla görevini yerine getirdiğini dile getirdi. Suruç Devlet Hastanesi’nin yoğun bakım ünitelerinde ve ameliyathanelerinde eksiklikler olduğunu ve personel olarak güçlendirilmeye ihtiyaç duyduğunu belirten Erdoğan, tüm eksikliklere rağmen çok iyi bir performans ve özverili çalışmanın yakalandığını ifade etti. Gönüllü hekimlik sisteminin Sağlık Bakanlığı tarafından kabul edilmesi ile listelerini bakanlığa ulaştırdıklarını ve plastik cerrahı, genel cerrah, beyin cerrahı, anestezi uzmanı gibi alanlara acil ihtiyaç duyduklarını aktaran Erdoğan, gelecek sağlık emekçilerinin gönüllülük esasına dayalı Suruç’a gelmesinin çalışmayı daha verimli kıldığının altını çizdi.

EN AĞIR ŞEY…

Mürşitpınar Sınır Kapısı’nda yaralıların geçişinin sürekli engellendiğine işaret eden Erdoğan, “Bir sağlıkçı için en acı şey bir hayat kurtarabileceğini bilip, onu ellerinin arasında kaybetmektir. Bu çok ağır bir durum. Çatışma ortamında ölmeyi anlayabilirsin, ancak basit bir yaralanma nedeniyle ölmesinin hiçbir açıklaması yoktur. Ellerimde gençlerin ölümüne tanıklık ettim. Ya kan kaybından ya da oksijensizlikten yaşamını yitiriyor. Yaralı bilgisi bize direk Kobanê’deki sağlıkçılardan geliyor. Ancak yaralıların orada bekletilmesi veya engellenmesi nedeniyle birçok can kaybedildi” diye konuştu.

YARALILAR AMA YİNE DE MORALLERİ ÇOK YÜKSEK

Tedavi ettiği Kobanili yaralılardaki gözlemlerini de paylaşan Erdoğan, şunları söyledi: “Ben çok fazla olağanüstü durumda çalıştım, ama gelen yaralılardan, bilinci açık olanlar için söylüyorum, moralleri olağanüstü yüksek. Çok yüksek moralleri var. Biz onlardan daha yorgun duruyoruz. Çok enerjikler. Tabi oradaki ortam, koşullar çok ağır. Genel durumlarından anlaşılıyor. Travmatik bir durum görmedik. Ben insan gücünün ne olduğunu onların gözlerinde görmeye tanıklık ettim.

Gezi sürecinde kurdukları revirlerde yaralıları tedavi etmeleri ile gündeme gelen hekimlerin, geçmişte halkla aralarında oluşturulan mesafeyi ortadan kaldırdıklarını dile getiren Erdoğan, “Gezi’de biz onlar için çalıştığımızda ‘Tamam işte onlar bizim için varlar’ dediler. Halkın sağlığı için oradaydık. Bizim samimiyet anlamında kaybettirilen itibarımızı tekrardan kazandırdığını düşünüyorum. Ben buraya Gezi’nin hekimi olarak geldim. Bundan sonra da muhtemelen Kürdistan ve Kürt halkı ile buluşmalarımız devam edecek” diye konuştu.