Beraat kararı verilen Gezi Davası ile Beşiktaş'ın Çarşı grubu davası için birleştirmeye muvafakat kararı verildi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Çarşı Davası'na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne “Davanın mahkemeniz dosyasında birleştirilmesi muvafakat edilip edilmeyeceği” soruldu. Bu sırada dosyaların birleştirilmesine muvaffakat (rıza, onay) edildiğine dair karar verildi.

Çarşı Davası avukatlarından Utku Can Akyol, dosyalar arasında hukuki ve fiili bir bağlam olmadığını söyleyerek, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kendi ara kararında verdiği süreye ve müdafii beyanlarının ardından birleştirme hususunun değerlendirileceğine dair karalarıyla çelişkili davrandığını belirtti. Avukat Mehmet Derviş Yıldız ise, 8 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davaya müdahil olmak için dilekçe gönderdiğini ve yargılama sürerken mahkemenin bu dilekçeyi açıklamadığını söyledi.

YAZILI BEYANLAR SUNULMADAN…

Hacı Bişkin'in Gazete Duvar'da yer alan haberine göre Gezi Parkı Davası'nı yeniden görmeye başlayan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 Haziran'da toplanmıştı. Heyet, Çarşı Davası'na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne “Davanın mahkemeniz dosyasında birleştirilmesi muvafakat edilip edilmeyeceği” sormuş ve yanıtın 6 Ağustos tarihine kadar verilmesini istemişti. 13. Ağır Ceza Mahkemesi 12 Temmuz’daki duruşmada sanık ve müdafilerinin bozma kararı karşısındaki beyanlarını almış, aynı duruşmada uyma kararı vermiş, birleştirme hususunun ise celse arası, müdafiilerin yazılı beyanları alındıktan sonra değerlendirileceği kararı vermişti.

‘BU ÜLKEDE KİMSENİN ÇARŞI'NIN TERÖR ÖRGÜTÜ OLDUĞUNA İNANDIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM’

Davanın avukatlarından Utku Can Akyol, ara kararlara uyulmadığını ve verilen süreye itibar edilmediğini söyleyerek konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Esasa ilişkin, dosyalar arasında hiçbir fiili irtibat bulunmadığına dair savunmalarımızı henüz sunmadık. Bir önceki duruşma, savcı birleştirmeye muvaffakat edilmesini talep etmişti ancak mahkeme kendi ara kararını dahi beklemedi. Çarşı’dan bir terör örgütü yaratma çabasının yersizliği bir yana, fikrimce davanın ‘kitabına uydurulamaması’ ayrı bir tartışma konusu. Yargıtay 16. Ceza Dairesi de dahil olmak üzere bu ülkede kimsenin Çarşı’nın bir terör örgütü olduğuna inandığını düşünmüyorum. Örgütler hiyerarşik yapılanmalardır. Evvela Çarşı hiçbir hiyerarşi barındırmıyor. Alelacele cezalandırılmak istenen ‘terör örgütünün’ köy okullarına, depremzede çocuklara, sokak hayvanlarına ve kan bağışı kampanyalarına koştuğu icraatları da ortada.”

ERDOĞAN'DAN 8 YIL SONRA GELEN ŞİKAYET

Çarşı Davası’nın avukatlarından Mehmet Derviş Yıldız ise, Gezi eylemleriyle ilgili açılan en eski davanın Çarşı Davası olduğunu söyleyerek dosyaların birleştirilmesi kararının olağan olduğunu söyledi. Yıldız, esas meselenin Gezi eylemlerinden yıllar sonra, Erdoğan’ın mahkemeye geçtiğimiz haziran ayında şikayet dilekçesi sunmasının dikkat çekici olduğunu belirtti:

“İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, çok kritik bir hata yaptı. Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatıyla davaya müdahil olmak için geçtiğimiz haziran ayında dilekçe sundu. Yargılama esnasında bu şikayet dilekçesi okunmadı. Bir kişinin davada şikayetçi olduğu an yargılama esnasında sanıklara, şikayet okunur. Sanığa da bu sorular sorulur. Gezi eylemleri sırasında Recep Tayyip Erdoğan başbakandı. Kendisi Cumhurbaşkanı yasasıyla korunmuyordu. Erdoğan’ın 8 yıl boyunca Gezi’den haberi yok muydu, Çarşı’dan haberi yok muydu? Şikayetçi olma süresi 6 ay. Bu süre çoktan dolmuştu. Kendisinin şimdi haberi oluyormuş gibi davaya müdahil oluyor. Erdoğan zaten 8 yıldır kamuoyuna Gezi’yi ve Çarşı’yı hedef gösteriyor. Biz yargılanmaktan çekinmiyoruz. Umurumuzda bile değil. Mahşere kadar yargılanalım.”