Gezi Direnişi Tutuklu Aileleri'nin çocuklarının serbest bırakılması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda başlattığı oturma eylemi 24. haftasını geride bıraktı. Ellerinde çocuklarının fotoğraflarıyla soğuk, kar, yağmur demeden evlatları için adalet isteyen aileler, dün yaşamını yitiren ve bugün toprağa verilen Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fadime Ayvalıtaş’ı anarak, “Fadime Ayvalıtaş’ın katilleri oğlunun katillerini koruyup kollayanlardır” dedi.

“Katiller yargılansın”, “Gezi tutsaklarına özgürlük” pankartları açan aileler, “Direnmek suçsa bizi de alın”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Direne direne kazanacağız”, “Diren Berkin seninleyiz”, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın” sloganlarını attı. Eylemde İlk sözü Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Çağrı Aydoğan’ın babası İdris Aydoğan aldı.

MECLİSTE AKP BİZİ KABUL ETMEDİ

Çocuklarının sesini duyurmak için Meclis’e gittiklerini hatırlatan Aydoğan, “Bizi orada sayın Hüseyin Aygün karşıladı. Derdimizi dinlediler ancak AKP hükümet yetkililerinden randevu isteğimiz geri çevrildi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin bizi kabul etmedi. Biz de hazırladığımız dosyayı Adalet Komisyonu’na sunduk” diye aktardı.

İdris Aydoğan’dan sonra sözü Gezi eski tutuklarından İzzet Uysal aldı. Toplam 189 kişi tutuklandıklarını belirten Uysal, Kaldığı Kırıklar F Tipi Cezaevi’ndeki insanlık dışı uygulamaları şöyle sıraladı: “Cezaevi girişinde çıplak aramaya tabi tutulduk. Kaldığımız hücrelerde ve havalandırmalarda 24 saat kameralar tarafından izleniyorduk, 20 sene hapis cezası istemiyle yargılansak da ailelerimizin bizim için her Cumartesi günü adalet istemesi bize güç kattı. O nedenle biz de içeride bu zulme karşı direndik ve herkes özgür olana kadar da direneceğiz” dedi.

OĞLUM JANDARMA TARAFINDAN DARP EDİLDİ

İzzet Uysal’ın ardından 18 Haziran 2013 tarihinden bu yana Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Okan Danacı’nın annesi Nuriye Danacı söz aldı.

“Edirne F Tipi Cezaevi, cezaevi değil tam bir işkencehane” diyen Anne Danacı, oğlu Okan’ın ring aracında kendisine dayatılan ters kelepçe uygulamasına karşı geldiği için darp edildiğini ve yaralı olduğu haberi geldiğini söyledi.

“Jandarmanın görevi ne, çocuklarımızı mahkeme veya hastaneye götürmek mi yoksa darp etmek mi?” diye soran acılı anne, cezaevi jandarması hakkında “Görevini kötüye kullanmaktan” işlem başlatılmasını istedi.

BU ÇÜRÜK DÜZENİN ÇARKINI KIRANA DEK...

Nuriye Danacı’dan sonra söz alan Hasan Tunç’un babası Haydar Tunç ise dün yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fadime Ayvalıtaş’ı anarak sözlerine başladı. Fadime Ayvalıtaş ile 21 yıldır tanıştıklarını, aynı mahallede oturduklarını dile getiren Haydar Tunç, “Beraber üzüldük, ağladık, sevindik, bir lokmamızı paylaştık. Tüm bu acıların üzerine bir de Fadime anayı kaybetmek bizi yıktı” diye konuştu.

“Gezi parkı direnişi esnasında 500’e yakın evladımız hukuksuz bir biçimde tutuklandı” diye konuşan Tunç sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülkede tecavüzcüler, ihanetçiler, gırtlaklarına kadar kana bulanmış olanlar ellerini kollarını sallayarak dolaşırken, bizim çocuklar halkın hakkını aradıkları için aylardır cezaevlerinde tutuluyor.”

İşkencenin sadece falaka, elektrik olmadığını belirten Tunç, Kürdistan cezaevlerinden nedensiz F Tipi cezaevlerine sürgün edilen siyasi tutukluları 3 kişilik odada 11 kişi yatırmanın da bir işkence olduğunu vurguladı. Tunç, bu çürük düzenin çarkını kırana kadar mücadele edeceklerini vurguladı.

ANA YÜREĞİ DAHA FAZLA DAYANAMADI

Haydar Tunç’dan sonra aileler adına açıklamayı Çağrı Aydoğan’ın Abisi Cihan Aydoğan okudu. Mehmet Ayvalıtaş’ın annesi Fadime Ayvalıtaş anarak sözlerine başlayan Aydoğan, “Gezi direnişinde ilk kaybettiğimiz can Mehmet Ayvalıtaş’tı. Bugüne kadar adalet Mehmet için işlemedi. Adalet sarayları tiyatro salonuna çevirildi. Mehmet’in gözünün içine baka baka adaleti o tiyatro salonlarına gömdüler. Sonunda ana yüreği dayanamadı, dün koştu gitti Mehmet’ine” diye konuştu.

Fadime Ayvalıtaş’ın ölüm tutanağında “Kalp krizi” yazdığını aktaran Aydoğan, ”O halde soruyoruz; hangi annenin yüreği dayanırdı bu yaşananlara? Hakim katile ‘evladım’ diye seslenirken Fadime Ana’nın bir evladının olduğu ne zaman akıllarına gelecekti? Bunca hukuksuzluğa değil bir anne, taş olsa dayanabilir miydi?” diye sordu. Aydoğan, Fadime Ayvalıtaş’ı öldürenin kalp kriz değil, oğlunun katillerini koruyup kollayanlar olduğunu vurguladı. (ANF)