Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun basın toplantısında bir araya gelen gazeteci meslek örgütleri ifade özgürlüğü ihlallerine karşı mücadele çağrısı yaptı.

Elif Akgül’ün Bianet’te yer alan haberine göre tutuklanan Önderoğlu, Korur-Fincancı, Nesin ve tüm diğer mahpus gazeteciler için özgürlük istedi.

Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) tarafından Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) Cağaloğlu'ndaki binasında "Gazetecilik ve dayanışma" başlıklı basın toplantısı düzenlendi.

Basın meslek örgütleriyle gazetecilerin katıldığı toplantıda TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, Haziran ayı ifade özgürlüğü ihlallerini sıraladı, 37 gazetecinin hapis olduğunu aktardı.

OLCAYTO: TUTUKLANANLAR ÖZEL OLARAK SEÇİLDİ

Toplantıda ilk konuşmayı GÖP dönem sözcüsü TGC’nin Genel başkanı Turgay Olcayto yaptı.

“Türkiye’de hiçbir şey iyiye gitmiyor” diyen Olcayto, Özgür Gündem’in Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği kampanyasına destek veren Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve Bianet raportörü Erol Önderoğlu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve yayıncı Ahmet Nesin’in tutuklandığını hatırlattı.

Olcayto şöyle devam etti:

“Tutuklanan üç arkadaşımız, isim olarak önemli. İktidarın gözdağı verdiği anlaşılıyor. İktidar bize diyor ki, 'Kürt gazetecilere destek vermeyin, uzak durun' diyor.

 Tutuklanan üç isim de özel olarak seçilmiş isimler. Nerden baksanız korkutma politikası.

“Biz korkmuyoruz. Ellerinden geleni yapsınlar. Meslek örgütleri olarak her zaman dik durmaya çalışacağız. Arkadaşlarımızın biran önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Bu yanlıştan dönülmesi iktidar için de daha hayırlı olacaktır.

GÜÇ: ARKADAŞLARIMIZI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı (TGS) Uğur Güç ise “Türkiye’de gerçekleri yazan medyaya soruşturma açılmayan gün yok” dediği konuşmasında Özgür Gündem’in kampanyasına katılanlara açılan soruşturmalara dikkat çekti:

“Bugün 44 yayın yönetmenine soruşturma açılmış durumda. Bu 44 yayın yönetmeni aynı iddianamelerle soruşturma içinde ama bazı yayın yönetmenlerine takipsizlik kararı verdiler.

“Bazılarının davalarını Eylül'e Ekim'e verdiler ancak üç arkadaşımızı tutukladılar. Bizim burada yapacağımız görev bu dayanışmayı sürdürmek ve büyütmek olacaktır. Arkadaşlarımızı savunmaya ve dayanışmaya devam edeceğiz.

RSF: DAYANIŞMA SUÇ DEĞİL

RSF Doğu Avrupa Merkez Asya Masası Başkanı Johan Bihr de, Önderoğlu, Korur-Fincancı ve Nesin'in derhal serbest bırakılmasını istedi.

"Erol bugün ifade özgürlüğü için yaptığı çalışmalar nedeni ile terörist olarak adlandırılıyor. Her geldiğim dönem yeni bir eşik aşılıyor. Gezi'de 150 gazeteci polis şiddetine uğradığında da aşıldı, Ahmet ve Nedim tutuklandığında da.

“YouTube yasaklandığında, Kürt illerindeki savaşla birlikte gazeteciler tutuklandığında, yabancı gazetecilerin Türkiye'ye girişi engellendiğinde, Zaman gazetesine baskıları protesto edenlere yönelik polis şiddetinde hep yeni birer eşik aşıldı.

“Eol’un tutuklanmasıyla dayanışma suç haline getirildi. O nedenle biz dayanışmayı sürdürmeye devam edelim. Bu özgürlüğümüzün garantisi olacaktır. Bizim tarafımızdan elimizden geleni yapacağımızdan emin olun. Erol içerde ya da dışarıda fark etmez biz sizinle olacağız."

EREN: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ SEFİL DURUMDA

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren de, "Mesleğimizi yapamaz hale geldik adliyeye gitmekten. İfade vermeye ya da ifade veren meslektaşlarımızla dayanışmak için gidiyoruz.

“Hep aynı şeyleri söylüyoruz. Bu ülkede basın ve ifade özgürlüğü sefil durumda. Demokrasi için gidiyoruz, basın özgürlüğü için gidiyoruz. İktidar bizi şaşırtmaya devam ediyor" diye konuştu.

KANLI: BİRLİK BERABERLİĞİ GÜÇLENDİRMELİYİZ

Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Kanlı “Demokrasinin baş unsuru düşünce, ifade ve basın özgürlüğüdür” dediği konuşmasında Türkiye basının çoğunun baskılardan “biat” ettiğini, bir kısmının “günü kurtarmaya çalıştığını”, bir kısmınınsa mücadele ettiğini söyledi.

Kanlı “Farklılıklarımız ne olursa olsun biraraya gelmeli, örgütlenmeli, birlik ve beraberliği güçlendirmeliyiz” diye sözlerini sonlandırdı.

GÜRSEL: DAYANIŞMA ARTARAK DEVAM EDECEK

Uluslararası Basın Enstitüsü'nün (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi Başkanı Kadri Gürsel de, "Bu üç değerli insanın tutuklanması cinnet halinin göstergesidir” dedi.

“Bunun başka türlü izahı yoktur. Mantık izah etmek mümkün değil. Kaldı ki hukuki gerekçeleri olsun. Ancak dayanışma tam tersi bir etki yapıyor dayanışma büyüyor. Dayanışmayı engelleyemeyecekler, bu isimler artacak, sonra rejimin sahipleri daha fazla komedi programlarına konu olacak. Ama bunların hiçbiri Türkiye’nin hayrına olmayacak.

BAŞÇI: BU SALONLAR DOLUP TAŞMALI

KESK Haber Sen 5. No’lu Şube Başkanı Engin Başçı da örgütlenmeye vurgu yaptı. “Adını koyalım, Türkiye artık Faşizmi yaşıyor” dediği konuşmasında “Bu salonlar dolup taşmalı, adliye önünde on gazeteciyle eylem yapılmamalı. İktidar bunu gördüğü için üstümüze geliyor. İnsanlar hayatlarını veriyor, bedel ödüyor. Bu ortamda artık bu işsiz kalma korkumuzdan kurtulmamız lazım” ifadelerini kullandı.