Tahliye edilen Gazeteci Selman Keleş, Van T Tipi Cezaevinde yaşanan hak ihlallerini anlatarak, “Şu an dışarıya çıktık ama pek de özgür sayılmayız. Sadece fiziki alanımız genişledi. Ülke şu an volta alanımızın genişlediği açık bir cezaevini andırıyor” dedi.

Kayyım atandıktan sonra Van Büyükşehir Belediyesi etrafına konulan beton blokları çektiği sırada gözaltına alınarak “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklanan ve 8 ay sonra çıkarıldığı ilk duruşmada tahliye edilen Gazeteci Selman Keleş, Van T Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerini anlattı. 

HALKLAR YAŞANAN İHLALLERİ GÖRMESİN DİYE...

İktidarın tek amacının gerçeklerin ortaya çıkmasını engellemek olduğunu belirten Keleş, “Yaşanan ihlalleri halkların görmemesi için elinden gelenleri yapıyorlar. Onun için özgür basın alanında çalışan ve muhalif gazetecileri tutukladılar. Tutuklanma gerekçemiz çok absürt ve saçmaydı. Şu an Nedim Türfent, Ziya Ataman, İdris Sayılğan, Erdoğan Alayumat, Meltem Oktay gibi 170’e yakın gazeteci tutuklu. Hepsinin tutuklanma nedeni gerçekleri halka ulaştırmak” dedi. 

İHLALLER ÇIĞIRINDAN ÇIKTI

Tüm cezaevlerinde OHAL ile birlikte baskıların arttığını vurgulayan Keleş, “Tutukluların aile görüşleri kısıtlanıyor. Burada tutsaklara gir-çık şeklinde görüşler yaptırılıyordu. Tutsaklar aile ve yakınlarının cenazelerine gidemiyor.

‘Reddine’ denilen bir yazı veriliyordu ve gerekçe de belirtilmiyordu. Yine cezaevine gelen kitaplar tutsaklara verilmiyor ve geri gönderiliyordu. Yine Özgürlükçü Demokrasi ve Cumhuriyet gazeteleri tutsaklara verilmiyordu. Sürekli iletişim hakkımızdan mahrum ediliyorduk. Mektuplar ya verilmiyordu ya da 2 ay gecikmeli veriliyordu. Son dönemde hak ihlalleri artık çığırından çıktı” diye konuştu. 

‘CEZAEVLERİYLE DAYANIŞMA BÜaYÜTÜLMELİ’

Hastalanan tutukluların tedavilerinin yapılmadığını aktaran Keleş, acil tedavi gereken tutukluların dahi 3 veya 4 ay sonra hastaneye götürüldüğünü belirterek, ilaçlarının verilmediğine tanıklık ettiğini kaydetti.

Cezaevi girişinde çıplak aramanın da mevcut olduğunu ifade eden Keleş, buna karşı çıkan tutukluların ise feci şekilde darbedildiğini söyledi. Keleş, şöyle devam etti: “Şu anda ne kadar dayanışma var ise de bu dayanışma toplumun her alanına indirgenmelidir. Bu politikaları boşa çıkarmamız gerekiyor. STK’lerin, kamuoyunun tutsaklarla dayanışma içerisinde olması gerekir. Bu dayanışma hattı en üst düzeyde sağlanmalıdır.” 

‘TÜRKİYE ŞU AN AÇIK BİR CEZAEVİNİ ANDIRIYOR’ 

Cezaevinde 10 blok olduğunu ve 5 blok ötede hasta tutukluların tutulduğunu dile getiren Keleş, “Özellikle onların sağlık durumlarını kamuoyuyla paylaşmak istiyorduk. Yine 25-26 yıllık tutsaklar var ve ömrünün son günlerini yaşayan arkadaşlar vardı.

Bu anlamda fotoğraf makinemiz, kameramız yoktu ama biz bir yolunu bulup bilgileri kamuoyuyla paylaşıyorduk. Bir haberi yapmamız bir haftamı alabiliyordu. Gazeteciliği orada da yapmaya çalışıyorduk. Cezaevinde yaşanları mektup aracılığıyla gazetelere ve ajanslara yolluyorduk. İdare çoğu zaman mektuplarımıza el koyuyordu. Şu an dışarıya çıktık ama pek de özgür sayılmayız. Sadece fiziki alanımız genişledi. Ülke şu an volta alanımızın genişlediği açık bir cezaevini andırıyor” dedi.

KAYNAK: Mezopotamya Ajansı