Ankara Katliamı'nda kızı ve kardeşini kaybeden ve kendisi de yaralı kurtulan İzzettin Çevik, mahkeme salonunda barış dersi verdi. Çevik, sanıklara seslenerek, "Urfalıyım, Kürt’üm. Öndekiler, benim hemşerilerim. Suphi, Suruçlu ben de Suruçluyum. Barış niye lazım biliyor musunuz? Sizin çocuklarınız için, sizin için lazımdı” dedi. 

10 Ekim Katliamı davasının 2’inci duruşması 4’üncü gününde devam ediyor. 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden duruşmaya müştekiler ve avukatları ile failler ve avukatları yanı sıra çok sayıda kişi izleyici olarak katıldı.

Dihaber'de yer alan habere göre, duruşma öncesi yoğun güvenlik önlemleri arasında sanıklar salona getirildi. Mahkeme heyeti müşteki ve avukat yoklaması ile daha önce kimlik tespiti yapılmayan bir kısım müştekilerin kimlik tespitlerini yaptı.

‘SİZE ŞANS VERİLİRSE YİNE BİR YERLERİ PATLATIRSINIZ’

Müştekilerin ifadelerine devam edildi. İlk müşteki ifadesi alınan Şükran Elçik, davaya ilişkin adalet talebinde bulunarak şunları söyledi: “Adaletinize sığınarak adil yargılama istiyorum. Bunların A kapısından girerek, B kapısından çıkarılmasını istemiyorum. Ben sadece bu piyonların suçlu olduğunu düşünmüyorum. 

Tüm sorumlulardan, sadece bu piyonlar değil; şikayetçiyim. Bunların ele başlarını bulun. Suruç Katliamı sonrası bombacının annesi kendini patlatan oğlunun ardından emniyete gitti ve diğer oğlu için ifade verdi ‘ortada yok’ diye. Birkaç ay sonra diğer oğlu da kendini Ankara'da patlattı. Size yine şans verilirse, yine bir yerleri patlatırsınız.”

‘BİZDE ASKER VE POLİS VAR AMA ADALET YOK’

Ardından söz alan müşteki İzzettin Çevik, ülkede eksik olanın adalet olduğunu ifade ederek, barışın önemine dikkat çekti: “Barış'a değinmek istiyorum. Urfalıyım, Kürt’üm. Asimile edildim bekli ama Kürt’üm. Öndekiler, benim hemşerilerim. Suphi, Suruçlu ben de Suruçluyum. Barış niye lazım biliyor musunuz? Sizin çocuklarınız için, sizin için lazımdı. Bizde asker ve polis var, adalet yok. Eksik olana adalet lazım, barış lazım. Köyde inşaat mühendisi ilk kadın kızım olacaktı. Sizinle helalleşeceğiz, ama nasıl olacak biliyor musunuz? Sizi yönlendirenleri anlatacaksınız. Onların yargılanmasını sağlayacaksınız.”

HALKLAR 10 EKİM’DE KAN KARDEŞİ OLDU’

Müşteki Yusuf Can da 10 Ekim’in halkların artık kan kardeşi olduğunu ifade etti. Can, şunları dile getirdi: “Siyasi iktidarlar halkların üzerindeki oyunlardan vazgeçsin. Biz bu ülkenin halkları 10 Ekim'e kadar kardeştik. Ama 10 Ekim'de bu halklar kan kardeşi oldu. Onlar türlü oyunlara devam ediyor iktidarları için; onlardan şikayetçiyim. Biz barış için bedel ödemeye devam edeceğiz. İhmali olan siyasi iktidardan, emniyet, vali ve içişleri yetkililerinden şikayetçiyim. Bunların da aklı varsa kendilerini kullananları söylesinler.”

‘YANINDA OLSAM ONUN KANINI DURDURACAKTIM’

Katliamda yaşamını yitiren Korkmaz Tedik’in annesi Zöhre Tedik’in ifadeleri sırasında salonda duygulu anlar yaşandı. Tedik, oğlunun polis gazı ile yaşamını yitirdiğini söyledi. “Barış için gelmiş herkes oraya, suç mu işledik?” sorusunu soran anne Tedik, şöyle devam etti: “Eş dostla görüşürken oğluma telefon geldi, gitti. O arada patlama oldu. 
Eşim ‘Ses bombası yere yatın’ dedi. Tekrar bir bombayla herkes kaçışmaya başladı. Biz de gara doğru gittik. Ben sırtımı dayadım, Korkmaz yok, ‘O nerde dedim. Tam aramak için alana geldik, gaz bombası atıldı. Gazla yeniden kaçtık. Gazın etkisi geçince yeniden alana girdim. Gaz olmasa belki oğlum yaşayacaktı. Ben yanında olsam onun kanını durduracaktım, öpecektim onu... Arkadaşları oğlumun üstüne kapanmış gaz etkilemesin diye. Gaz atma emrini kim verdi? Çok yaralı kurtulabilirdi. Hastaneye gittik, alana geldik. Alanı süpürüyorlardı. Yaşım 100 olsa bile ben mücadele edeceğim.”

‘İŞİÇLERİ, SAĞLIK BAKANI, BAŞBAKAN DA ÇOCUKLARIMIZ KATLETTİ’

Anne Tedik, mahkeme heyetine taleplerini şu şekilde iletti: “Evet piyonlar ama bunlara emir verenleri de bunları da tutuklamalısınız. Ne zaman oğlumun sesine ihtiyaç duysam elim böğrüme gidiyor. Ben oğlumu büyüttüm, evlendirecektim; her şey yarım kaldı. İçişleri Bakanı da Sağlık Bakanı da, Başbakan da çocuklarımızı katletti. Siz yargılayacaksınız onları, omzumuzdaki yükü siz kaldıracaksınız. Siz onların cezasını en ağır şekilde vermezseniz yük sizin omzunuzda kalır. Ancak siz yapabilirsiniz. Herkesten şikayetçiyim.”

‘BİZİ BURADA ÖLDÜRECEKLER ÖZDEMİR’

İzmir’den barış mitingine katılmak üzere Ankara’ya gelen ve katliamdan yaralı olarak kurtulan öğretmen müşteki Mehmet Murat Akçalı da ülkeye barış getirecekleri umuduyla geldiklerini dile getirdi. Katliam anını anlatan Akçalı’nın şu ifadeleri “Gaz bombasından nefes alamıyorduk artık. Özdemir'e ‘bizi burada öldürecekler Özdemir’, dedim. Yola doğru sürüklenelim caddeye yakın olalım, dedim. Özdemir, ‘hareket etme bekleyelim’ dedi” salonda duygusal anlar yaşanmasına neden oldu.

Akçalı’nın ifadesi sırasında salondan, “Yeter artık yeter” diyerek fenalaşan müştekiler oldu. Fenalaşan müştekiler, duruşma salonunun dışarısına çıkarıldı. Fenalaşanlara sağlık ekipleri müdahale etti.

‘İÇİŞLERİ BAKANI NEDEN ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMAK YERİNE AHLAKSIZCA GÜLÜYOR’

Akçalı, organize bir katliamın mağduru olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “İhtimal yok ki kasıt var, bilerek, isteyerek adam öldürmek var. Bunlar gariban piyonlar, bunlar yüz yıl yatsa ne olacak. Belki 30 kişi daha yolda ve bir yerleri patlatacaklar. Antep Emniyet Müdürü neden görevini yapmıyor, görevini yapacak kimse neden atanmıyor, İçişleri Bakanı neden üzerine düşeni yapmak yerine ahlaksızca gülüyor? Bu kadar mı vicdanınız kurudu, dünyanın hiçbir yerinde bu kadar vicdansızı bir araya getiremezsiniz.”

Duruşmaya ara verildi. Duruşma saat 13.30'da müştekilerin ifadeleri ile tekrar devam edecek.