İnternet ortamında, Büyük Yolsuzluk operasyonuna ait 4 eski bakan; Muammer Güler, Egemen Bağış, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar’ın fezlekeleri yayınlandı. 17 Aralık ve engellenen 25 Aralık operasyonuna ait bilgiler içeren fezlekelerde Reza Zarrab’ın da adının olduğu birçok isimle birlikte kompleks bir yolsuzluğa dair bilgilere ulaşılıyor. Fezlekeleri, iktisatçı Dilek Kanatlı Twitter’da şu şekilde yorumladı:

Ambargo delmişler. Aynı parayı getir götür yapıp ihracatı yüksek gösterip faiz oranı belirlemişler. Uluslararası suç işlemiş Türkiye. Çok kötü. Okumaya devam ediyorum. Şu ana kadar ki yorumum şu. Bu fezleke Türkiye adına işlenmiş suçlar içeriyor.

Bankacılık suçu da işlenmiş. Evrakta sahtecilik yapılmış. Üçü uluslararası arenaya dayanıyor. Türkiye’ye yaptırıma kadar gider bu fezleke. Bu fezlekedeki suçlar interpol kapsamına girer.

Gözümü dinlendiriyorum şuan da sana anlatıyım mı olanlar ben iktisatçıyım. Dünya Ek. dolandırılmış öncelikle. İnterpol kapsamında suçlar işlenmiş. Bu isimlerin hepsi interpol listesine girecek. Evrakta sahtecilik var, hayali ihracat var. Çok kapsamlı bu ve bunun Türkiye’ye yaptırımı olabilir. Ambargoya kadar da yolu var bu yaptırımların.

Sanırım suan kimse Fezlekenin korkunçluğunun farkında değil. Bu Fezlekenin Türkiye’ye yaptırımı olur. Ulusarası suça karışmışız.

Bu suçlar bizi aşmış. Burdaki isimler İnterpol kapsamında suç işlemiş. Bu dava Türkiye’nin iç davası değil. Türkiye de yargılanacaktır.

Dünya Ekonomisi’ni dolandırma var burda. İhracat sahte işlemlerle yükseltilip Faiz oranları o ihracat üzerinden belirlenmiş.

Halk Bankasına Photoshop yaptıkları ortaklık evraklarını vermişler. Belge sahte. Süleyman Aslan işleme almış.

Halk Bankası üzerinden hayali ihracat yaparken legalize ettikleri belgelerde teknik hatalar yapılmış. Çok uzun, bitince özet hazırlarım.

5bin Ton kapasiteli gemilerde Dubai Menşeyli 150 bin ton Buğday göstermişler. Dubai’de Buğday üretimi de yokmuş. Çarşı pazar karışmış.

Sarraf Halk Bank’ın komisyon değerlerini belirlemiş. Türk firmalarına 0.8 diğerlerine 1′den devam et demiş. Halk Bank uygulamaya geçmiş.

Son okuduğum kısımdan anladığım şu. Sahte bir ticaret üzerinden para aktarılırken Halk Bank üzerinden Akreditif işlemi yapılıyor. Yalnız karşı taraftaki Banka işlemin sahteliğinden habersiz. Dolayısıyla Halk Bank karşı taraf durumun farkına varmasın diye sahte evraklarda Sarraf’a yardımcı olup onu yönlendiriyor. Bu da uluslararası bir suç olup İnterpol kapsamındadır.

Malesef bu fezlekede çok acı bi durum var. Konuşulan Para Birimleri belli değil. Sadece Milyon konuşuluyor. TL Dolar veya Euro vurgusu yok Bu da kayıtlara bazı noktalarda geçmiş. O yüzden tam rakamı kestirmek mümkün değil. Fezlekede TL veya Dolar olduğu idda ediliyor.

Bakın bu fezlekede suana kadar geldiğim yerde olan çok büyük bi suç var. Burda ticaret yok. Ortada bi para var ve bu para hayali ticaretle legalize ediliyor. Kirli paraların üçü yasadışı örgütlere dayanır.Bu fezlekenin sonunda Türkiye Teröre destek veren ülkeler listesine girer.

Bazı yasadışı Para işlemleri görüntülenmiş. Ayakkabı kutusuna konu olan paranın 500 bin doları dahil. Görüntüler de çıkar yakında.

Düzeltme yapıcam. Bazı işlemde Dolar TL vurgusu var. Kimi işlemlerde belli değil. Sadece Milyon konuşuluyor. Bir kısım rakam net değil.

Kirli parayı hayali ticaret üzerinden temizlerken gösterdikleri ticaret Gıda,İlaç vs.gibi. KDV’si düşük olan ürünler. Peyman firmasının “Tedarik faturası” konusunda ismi geçiyor Atlantis isimli bir firma var. Bu hangi Atlantis bilmiyorum ama çoğu işlem o firma üzerinden yapılıyor.

Süleyman Aslan yetkiyi Çağlayan’dan, Çağlayan yetkiyi RTE’den almış. Aslan sanırım bu sebepten öz güvenle çok rahat davranıyor. Fatura sembolik olsa da önemli olmadığını tek istediğinin karşı taraf aranırsa evet biz bu mali verdik densin istiyor.

Süleyman Aslan’ın Ayakkabı kutusundaki bütün paraların rüşvet olduğu tek tek saptanmış. Rakam rakam açıkça belirtilmiş.

Basına da yansıyan Sarraf’in sahte evrakla Atatürk Hav. Limanında yakalanan evraksız altınının değeri 65.000.000,00 usd

Bu altınlar hiç bir soruşturma yapılmadan 3. bir ülkeye gönderildiği anlaşılmış. Dubai olduğu sonradan ortaya çıkmış. Bu sıradaki soruşturmada Çağlayan-Sarraf ortaklığı resmiyet kazanmış.

Teoman isimli bir memur var. Sarraf bu şahsa “neler verdim, neler teklif ettim almadı” diyor. Bu memur müdürüne de karşı geliyor. Kendisi Kargo Gümrük Müdürlüğünde çalışıyor. Bu ülkede dürüst insanlar halen var.

Bu Fezlekede geçen herşey ispatlı. Telefon numaralarından ulaşılan görüntülere, bütün delillerin bir dayanağı var. Çağlayan’a verilen bütün rüşvetler belgeli.

Bu salaklar bi ara patlıyorlar. Bugün Gaz. olayla ilgili bazı bilgiler ediyor. Egeman Bağış’tan Çağlayan’a 4 bir yandan gazeteye saldırıyorlar. Bugün gazetesi’nde haberin yapılamasının önüne geçilmesinden bir gün sonra, rıza sarraf’ın talimatı üzerine Egemen Bağış’ın evine 500.000,00 (beş yüz bin) dolar gönderildiği anlaşılmıştır

Muammer Güler bu haber için çok baskı yapıp engelliyor ve karşılığında (bence haraç) 3.500.000,00 USD aldığı teknik takibe geçiyor.

Muammer Güler’in oğlu Tehdit suçundan ifade vermiş. Onu bunu tehdit ettiği kayıtlara geçmiş, para aldığı geçmiş.

Bakın olaylar korkunç. Bugün Gaz. belge ele geçiriyor. Bunlar Gaz. tehdit ediyor, Gazete karşı tehditle bunlardan 1 Milyon istiyor.

Herkes Rıza’ya çökmek istiyor. Fatih Em. Yardımcısı dahil. Egemen Bağış aracı oluyor Hüseyin Çelik çözüyor Bağış bi 500bin daha kazanıyor. Mehmet Şimşek de bulaşmış.

Konuşmada şuan okuduğum paragrafta ilginç bi detay var. Sarraf haber sonrası İstihbarat incelemesi olabilir mi endişesi ile Ruhcan Bayar ile yaptığı konuşmada Bayar “İstihbarattan bişey olursa ilk kaynaktan bize gelir önce” diyor. Sanırın Hakan Fidan burda dahil oluyor fezlekeye.

Em. Müdür Yardımcısı Orhan İnce’nin eline bazı dokümanlar geçmiş. 1 Milyon Euro koparmak için her yolu denemiş.

Çağlayan’ın Özel Kalemi Onur Kaya, Sarraf’in sekreteri olmuş. Vize işlerini bile ona yaptırmış. Bütün randevuları da o almış.

Dijital takip sonucu Çağlayan’a ödenen paraların toplamı. 32.053.600,00 euro 6.766.750,00 dolar 3.465.000 tl 300.000 isviçre frangı. Bu rakamlar 2 saat dahil en ince ayrıntısına kadar Fezleke’de kalem kalem gösterilmiş.

Ankara’ya da para gönderirken ayakkabı kutusu kullanmışlar. Havaalanında da X-ray’den geçmişler. Her şey teknik takiple kayıtlanmış.

Ses kaydına düşen kayıp 10 Milyon Euro bunları yakmış. Bunlar Happani Ve Zarrap bu kayıp 10 Milyonu bulmak için bütün eski kayıtları açıyor

Böylece teknik takipte hem Çağlayan’a giden bütün paraların sağlaması yapılıyor hem de geçmiş tarihteki bütün rüşvetleri ifşa ediyorlar.

Bu kayıp 10 Milyon Euro sırasında Çağlayan çocuk gibi trip yapıyor sonra da o meşhur saati istiyor. Saat İsviçre’den alınıyor.

Fezlekeye “Görüntü 1″ “Görüntü 2″ gibi görüntülenenleri eklemişler. Basına sızan bu kopyasında görüntüler mevcut değil. Sadece Saat konusu. Tahminimce 10 A4 ten fazla yer tutumuştur. Çok detaylı bir fezleke.

13.04.2013-06.05.2013 arasında Muammer Güler ve ekibine ödenen toplam rakam (5.800.000,00 dolar + danışmanlık: 185 +) olarak kayıtlara geçmiş. Ben iktisatçıyım sondaki 185 + ne anlama geliyor inanın bilmiyorum. Kayıtlara geçen 5.800.000,00 dolar + danışmanlık: 185

Çağlayan aracı oluyor Sarraf RTE ile yüz yüze görüşüyor. Resmi koruma istiyor RTE onay veriyor. Sarrap “Hemem orda Kabine Kopardım” diyor. Barış Güler’e danışmanlık olarak aylık 30 Bin TL ödemesi konusunda anlaşıyorlar.

Ortada bir para döndürme sistemi var. Bu sistemin işlemesi için Türk Vatandaşı olunmasının çok önemli olduğu söyleniyor. Sarraf o yüzden adam başı 1 Milyon Dolar karşılığında yabancı uyruklu güvendiği insanları T.C. vatandaşı yapmak üzere Güler ile anlaşıyor.

Dubai ve Birleşik Arap Em. “Para Vurdurma” olarak adlandırılan işlemin yaptırımları ağır olduğu için T.C. vatandaşlığına geçilmiş.

Fezlekenin iki boyutu var. Çok fazla detay içeriyor Bu detaylarda bireysel suçları. Güler’in çete oluşu, Bugün Gaz. vs. o kadar çok şey var ki tek tek anlatılmaz. Detay çok. Burda Sarraf ve Happani üzerinden bir zincir kurulmuş. RTE onaylı bir zincir.

RTE Çağlayan’a, Çağlayan da Süleyman Aslan’a yetki vermiş. Burda Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’in de kötü Polisi oynadığı ve haberdar olduğu görüyoruz. Güler ise ayak işlerine yardımcı olarak para koparıyor. Burda Fezleke’de dönen olayın iç yüzü şu. Aslında görünenden korkunç. Burda ki amaç Türkiye’nin İhracat rakamlarını yüksek göstermek. Bu sebeple bir takım kirli paralar bir döngü içine sokuluyor. Sahte evrakla ve hayali ticaretler ile bi takım paralar ülkeye İhracat Rakamı olarak geri dönüyor. Burda gerçekleştirilen işlemlerin uluslararası boyutu İnterpol kapsamındadır. Yani Zarrap ve Happanı Interpol kapsamında suç işlemişler. Yaptıkları sahte işlemlerin boyutu korkunç. Bu işlemler Çağlayan, Mehmet Şimşek ve Babacan gibi isimlere ulaşıyor. Onlar kontrol ediyorlar ve İhracat açığımız var devam diyorlar. Burda işlenen bir diğer suç da Ambargo ihlal ediliyor. Bu sahte ihracat arttırımı ve Ambargo ihlali uluslararası suçları kapsar ve yaptırımı olur. Yani bu fezleke Türkiye Cum. işlediği korkunç suçları içeriyor. Bunun ülkeye yaptırımları korkunç boyutlarda olabilir. Ambargoya kadar gitme ihtimali var. Çünkü Hayali Ticaretlerle Faiz oranları belirlenmiş. Uluslararası bir dolandırıcılık yapmış T.C.

İşin bir diğer boyutu ise ortada dönen çok büyük rakamlar ve kaynak yok. Bu kirli paraların üçü herhangi bi şekilde ucundan bile bir terör örgütüne fayda sağlamış ise Türkiye Teröre Yardım Eden Ülkeler listesine girer.

 

Yani aslında işin özeti Sarraf ona şu kadar vermiş buna bu kadar vermiş olayı ufak detaylar şu büyük resimde. Burda şuan başına da sızması ile Türkiye yargılanacaktır. Suçlar sırasıyla

1- Yapılan uygunsuz transferler İnterpol kapsamında suçlardır. Bu şahıslar İnterpol kapsamında

2- Sahte evraklar + Hali Ticaretler + Aynı Parayı giriş çıkış yapma + Kara para aklama + Altın Kaçakçılığı (kaynağı belirsiz) gibi hileli işlemler ile İhracat rakamları yüksek gösterilmiş. Bu sahte İhracat Rakamları ile Faiz oranları belirlenmiş. Bu belirlenen rakamlar ile IMF ve diğer ülkeler dolandırılmıştır. Bunun uluslararası yaptırımı korkunç olabilir. Bu yüzden bu Fezleke T.B.M.M yi ve bizi aşabilir. Bu sebeplen bu şahıslar değil T.C yargılanabilir.

3- Ortada dönen rakamlar Milyarlar. Sürekli “Para Vurdurma” diye adlandırdıkları işlemi gerçekleştiriyorlar. Onun dışından Afrika’dan gelen İstanbul’da durdurulan 65 Milyon $ değerinde bir altın var. Bu altın Dubai’ye gidiyor. Bunlar Fezleke kayıtlarına geçmiş ama kaynak belli değil. Bu küçük bir örnek. Rakam Milyarlar olunca bu tarz işlemler çokça olmuş. Yani çokça kaynağı belirsiz işlem var. Büyük ihtimal ile onun bunun kara parası ülkeye sokulmuş. Yetmemiş giriş çıkışlar yaptırılmış. Demin de dediğim gibi bu paralar mutlaka bi yerlerde bi örgütlere ucundan da olsa menfaat sağlamıştır. Bu da Türkiye Cumhuriyeti’nin Teröre Yardım ve Yataklık Eden Ülkeler listesine girmesine sebebiyet verebilir.

Tahminimce 300 Sayfanın üzerinde olan Fezlekenin tehlikeli olan kısmı bunlardı. Geri kalan kısmı bağlantılar, kendi içlerindeki işleyiş, para alışverişi vs. Onlara da değinicem. Yurt dışında yaşadığımı ve İktisatçı olduğumu söylememin sebebi bu. Bu tarz işlemleri az çok biliyorum. Bu konuşmalarda dikkatimi çeken bazı şeyler oldu. Anladığım kadarı ile Halk Bankası üzerinden bazı Akreditif işlemleri yapılmış. Bu işlemler sırasında Süleyman Aslan’ın çok rahat davrandığı Ve çok büyük açıklar verdiği göze batıyor. 5 Bin Ton Kapasiteli Gemilerde 150 Bin Ton Buğday gösterilmiş, Menşey olarak Dubai gösterilmiş ama Dubai de Buğday üretimi yokmuş gibi…

Bu Akreditif işlemleri iki ülke arasında iki banka ile gerçekleştirilir. Anladığım kadarı ile Halk Bank bu işlemleri gerçekleştirilen karşı bankaları kandırmış. Yani yolsuzluk Halk Bank tarafında yapılmış ama Akreditifi onaylayan diğer banka Halk Bank’tan aldığı evraklar ve şirketlerin düzenlediği sahte evraklar karşılığında bu işlemleri gerçekleştirmiş. Yani Halk Bank da uluslararası bir suça karışmış bulunmuş. Eğer tahmin ettiğim gibi Akridite işlemi ise bu Bankalar Halk Bank’a da dava açacaktır. İşin bir diğer uluslararası boyutu da bu Eğer gerçekleşir ise bu durum Türk Bankacılığına çok büyük bir zarar vuracaktır. Yani kısaca bu Fezleke’de korkunç olan Bakanların aldığı rüşvetten çok daha fazlası. (vagus.tv)