Zaman Gazetesi başyazarı Hüseyin Gülerce dünkü köşesinde bir haftadır Fethullah Gülen’le beraber olduğunu belirtip, ondan aldığı mesajları yazmıştı. Gülerce Fethullah Gülen’in özeleştirel bir dil kullandığını belirtip şöyle yazmıştı:

"Burada biraz da kendimize bakmamız lazım. Acaba bizim usul hatalarımız mı, üslup hatalarımız mı var? Bize olan bakış; yanlış yaklaşımlarımızdan mı, ihmallerimizden mi, o insanları 'karşı cephe' olarak görmemizden mi kaynaklanıyor? Bunları düşünmeden, bir yönüyle kendimizle yüzleşmeden, kendimizi sorgulamadan, hemen insanları, kabahatlerinin mahkûmu haline getirmek doğru değil.

"Keşke o insanlar da bizim iyiliğimizi isteyerek, bizler için 'daha iyi olsalar' mülahazasıyla ve insafla, izanla neyimiz eksik ise onu söyleseler. Biz de kendimizi Allah karşısında hesaba çekerek, kendimizle yüzleşerek, 'neyimiz eksik, bu mevzuda ne yapsak' desek. Okuma mı, müzakere mi, mukayeseli okuma mı, fedakârlık mı, ne eksikse bunlar bize rencide etmeden, kırmadan söylense. Biz bu yaklaşımı, irşat sayarız. Eksikliklerimizi giderme adına, bu hareketin içindeki insanların eksikliklerini giderme adına bir irşat sayarız. Bize irşat adına elini uzatan insanların elini öperiz, çok rahatlıkla..."

Evet, muhterem Gülen kanaatimce, insaf sahibi samimi insanlara, karanlık mahfillerden yürütülen kampanyaların boğucu atmosferinden kurtulup, ülkemizin ve insanımızın geleceği adına bir davet yapıyor. Tutulması gereken bir el uzatıyor. Kimler tutacak acaba?”

FETHULLAH GÜLEN’İN ELİNİ DEVLET BAHÇELİ TUTTU

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ergenekon Davası kapsamında son olarak ilahiyatçı profesörlerin evlerinin aranmasının ardından "okyanus ötesine" mesaj gönderdi. Bahçeli, söz konusu gelişmelerin “Fethullah Gülen Hocaefendi’yi ve cemaatini zan ve töhmet altında bıraktığını” belirterek, Gülen’in inisiyatif almasının, net ve kararlı bir tavır koymasının gerekli olacağını ifade etti.

Bahçeli, “bazı dava süreçleri kapsamında Fethullah Gülen cemaati etrafındaki tartışmalar”a ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Bahçeli açıklamasında, Türkiye’de korku ve baskı düzeni kurmak isteyen AKP hükümetinin uygulamalarının ve adli yargı süreçleriyle ilgili olarak yaşanan son gelişmelerin ciddi bir huzursuzluk kaynağı haline geldiğini ifade ederek, bazı dava süreçleriyle ilgili arama kararlarının, gözaltı ve tutuklamaların, yasa dışı telefon dinlemelerinin ve yargı organlarının tartışmalı tasarruflarının adli süreçlerde kanun ve meşruiyet dışına çıkıldığı kanaatinin toplumda giderek yer etmesine yol açtığını belirtti.

Son olarak dava süreçlerinin ilahiyat fakültelerinin ‘değerli’ hocalarını da kapsayacak şekilde genişletilmesine çalışılmasının, bu yöndeki endişeleri daha da arttırdığını belirten Bahçeli, “Bu uygulamaların kasıtlı ve bilinçli bir şekilde bir merkezden yönetildiği, Fethullah Gülen Hoca ve cemaatinin bunların arkasında olduğu düşüncesi yaygınlaşmıştır. Bu gelişmeler Fethullah Gülen Hocaefendi’yi ve cemaatini zan ve töhmet altında bırakmaktadır. Bu konudaki gerçeklerin biran önce inandırıcı biçimde ortaya konulması ve kamuoyundaki endişe ve tereddütlerin giderilmesi bu bakımdan önem taşımaktadır. Hiç kimseyi haksız yere suçlamak veya şaibe altında bırakmak niyetinde olmadığımızı herkes çok iyi bilmelidir” dedi.

-"HOCAEFENDİ İNİSİYATİF ALMALI"-

Bahçeli, süregelen olaylarda Fethullah Gülen cemaatinin rolü olduğu iddialarında bir gerçeklik payı varsa, bu durumda iki hususun akıllara geldiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Fethullah Gülen Hocaefendi yurtdışındadır. Türkiye’deki cemaatin bu konuda bir dahli varsa, Hocaefendi’nin cemaat üzerinde tam olarak etki ve kontrol icra edemediği, bilgisi ve iradesi dışında bazı unsurların bu işlere karışmış olacağı bir ihtimal olarak karşımızdadır.

Diğer akla gelen husus ise Türkiye’deki cemaatin başka odaklar tarafından yönlendiriliyor olabileceğidir. Her iki ihtimal de çok vahimdir. Bu durum karşısında Türkiye’nin geleceği bakımından ve Fethullah Gülen Hocaefendi ve Cemaatinin zan altında kalmaması ve yıpranmaması düşüncesiyle Hocaefendi’nin bu konuda sessiz kalmayarak inisiyatif almasının ve net ve kararlı bir tavır koymasının gerekli olacağı düşünülmektedir. Hocaefendi ve cemaatinin kendilerini ilgilendiren ve hedef alan konularda nasıl hareket edecekleri, neyi yapmayı uygun görecekleri tabiatıyla kendilerinin takdir edecekleri bir husustur. Bu konuda dışarıdan fikir ve telkine ihtiyaçları bulunmadığı gibi, bizim de resen kendilerine yol gösterme görevi üstlenme durumunda olmadığımız açıktır. Ancak, bu yöndeki kuşku, tereddüt ve endişelerin derinleşerek sürmesi, hem Türkiye’ye zarar verecek hem de Hocaefendi’yi ve Gülen Cemaatini bir tartışma zeminine çekecektir.”

-"FAALİYETLERİNİ ASKIYA AL" ÖNERİSİ

Gülen ve cemaatine bir de öneride bulunan Bahçeli, durum bütün unsurlarıyla aydınlanana kadar Gülen’in, cemaat mensuplarının bu konularla hiçbir şekilde ilgisi olmadığını göstermek bakımından cemaatin faaliyetlerini durdurduğunu veya askıya aldığını açıklamasının yerinde olacağını belirtti. Bahçeli, “Bu görüş ve düşüncelerimizin iyi niyet ve samimiyetinden hiç kimse şüphe duymamalıdır. Takdir kendilerinindir” diye kaydetti.

DEMOKRAT HABER