Fethullah Gülen, "yerel mahkemenin kendisi hakkında iftira niteliği taşıyan haberleri yayından kaldırmayarak haklarının ihlal edildiği ve iç hukuk yollarının tükendiği" gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

Bazı internet sitelerinde kendisi hakkında yapılan haberlerde suçlu ilan edildiğini öne süren Gülen, avukatı aracılığıyla AYM’ye başvurdu. Başvuru dilekçesinde Gülen, yerel mahkemece kendisi hakkında iftira niteliği taşıyan haberlerin yayından kaldırılmayarak haklarının ihlal edildiğini belirtti. Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suçlu sayılamayacağını savunan Gülen, masumiyet ilkesine dikkat çekti.

Al Jazeera'den Mustafa Türk'ün haberine göre; Dilekçede yerel mahkemenin Gülen’le ilgili haberlerin yayından kaldırılması talebini basın hürriyeti kapsamında değerlendirildiği belirtildi. Mahkemenin talepleri reddetmesi nedeniyle iftira niteliği taşıyan haberlerin yayından kaldırılmadığı öne sürüldü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından da örnekler verilen dilekçede Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinde yer alan masumiyet ilkesinin ihlal edildiği kaydedildi.

'KİŞİSEL HAKKI ZEDELENDİ'

Erişimin engellenmesi istenen yazı ve içeriklerin nefret söylemi içerdiği gerekçesiyle kaldırılması gerektiği belirtilen başvuruda, içeriklerin mahkeme tarafından kaldırılmayarak Gülen’in güncel ve kişisel hakkının zedelendiği öne sürüldü.

Başvuruda Gülen’le ilgili haber içeriklerinin kaldırılma talebinin Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiği belirtildi. Bu karara Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi’ne yapılan itirazın da reddedilmesiyle kararın kesinleştiği belirtildi. Başka itiraz merciinin kalmadığı ifade edilen başvuruda, iç hukuk yollarının tükenmesi nedeniyle AYM’ye başvurulduğu belirtildi.

BAŞBAKAN DA AYM'YE BAŞVURMUŞTU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Twitter'da paylaşılan ses kayıtlarıyla ilgili içeriklerin mahkeme kararına rağmen engellenmemesini gerekçe göstererek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Başvuruda Erdoğan’ın yasadışı dinlemeye maruz bırakılarak özel hayatın gizliliği ve haberleşme hürriyetinin ihlâl edildiği savunuldu. Başvuruda hakların ihlal edildiği gerekçesiyle 50 bin lira manevi tazminat talebinde bulunuldu.