Fethullah Gülen, haftalık sohbetlerinin yayınlandığı internet sitesi ‘Herkul.org’da son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Gülen, yanlıştan dönmenin faziletlerinden bahsetti. Bir konuda bazen geri adımın, ileriye doğru 10 adım atmak gibi olduğunu söyleyen Gülen, “Sizin gibi Kur’an’a, imana, millî mefkûremize ve gaye-i hayalimize hizmete kendini adamış insanlar, ileriye adım attıkları gibi yerinde yanlışlarından dönmeyi de bilmeli ve geriye adım atmada diriğ etmemeli. O, ileriye doğru atılan adımların on katı adım sayılır.” dedi.

Gülen şöyle devam etti:

Kötü duygulardan birisi de inattır. Çok defa kuru bir inat adına insanlar birbirlerine düşmekte, hatta birbirlerini öldürmektedirler. Ne var ki inadını iradesinin emrine alan bir insan, ne olursa olsun asla hak ve hakikatten ayrılmaz. Böyle bir kimsenin önünü tama, makam, mevki, şöhret, rahat ve rehavet gibi duygular katiyen kesemez. Böylece fena bir huy olan inat, bu insanda hakta sebat ve hakikate teslim olma şeklinde kendisini hissettirir. Mesela Rasûl-ü Ekrem Efendimiz (sas), Hudeybiye’de o ağır şartlar karşısındaki anlaşmayı kabul etmeyi onur meselesi yapmadı. Bu, geriye adım atma değildi. Problemi çözme adına karşı tarafın hissiyatını da hesaba katmaydı. O tablonun gelecek adına vaat ettiği şeyleri çok iyi görme ve tabloyu doğru okumaydı… İnat etmeme, enaniyeti hesabına iş yapmama, kırıp geçirmeme ve gelecek adına bir sürü problem oluşturmamaydı.

Hazreti Ömer Efendimiz, ‘hak ve adaletten asla ayrılmayan insan’ olarak bilinirdi. Evlilikte mehir miktarı hakkında üst sınır belirlenmesi gerektiğini söylüyordu. O, bunu mehir miktarının evliliğe engel olmaması için yapıyordu. Bir hutbe esnasında mescitte irad edilen bu beyan karşısında bir kadın, ‘Ya Ömer! Bu konuda Efendimiz’den duyduğun bir söz, senin bilip de bizim haberdâr olmadığımız bir ifade mi var?’ diye sordu. Ardından Nisâ Sûresi’nin 20. ayetini okuyarak, ‘Demek ki kantar kantar mehir verilebilir.’ dedi. Hazreti Ömer, o kadının itirazını yerinde bulmuş, kendi kendine ‘Yaşlı bir kadın kadar dahi dinini bilmiyorsun!’ diyerek sözünü geri almış ve hak karşısında hemen boyun eğmişti.

“GERİYE ADIM ATAN KAZANIYOR”

“İnsanlığın İftihar Tablosu’nun geriye adım atma gibi tavır ve davranışları, bir yönüyle 50 adım ileri gitme manasında bir şey ifade ediyor. Hazreti Ebu Bekir de öyleydi, Osman, Ömer ve Ali efendilerimiz de. Şimdi çok küçük meseleler karşısında böyle takılıp kalmalar için size demezler mi, ‘Siz kimin ümmetisiniz? Kimi temsil ediyorsunuz? Neyin arkasındasınız Allah aşkına? Geriye adım atan kazanıyor.”