Gazeteci Fehim Taştekin,“ Irak ve Suriye haritasında siyah bir ahtapot gibi uzanan İslam Devleti’ne (İD) karşı son birkaç günde birden fazla cephe açıldı. Irak’ta Musul’a yönelik operasyonlarını sürdüren hükümet güçleri Felluce’yi kurtarmak için harekete geçerken, Suriye’de Rakka cephesi ısındı.

“Halk Savunma Birlikleri (YPG) ile Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 24 Mayıs’ta ABD’nin hava desteğiyle Rakka’nın kuzeyinde büyük bir operasyona girişti” ifadelerini kullandı.

Taştekin’in Al Monitor’de yayınlanan, “Rakka’ya doğru yol temizliği” başlıklı yazısı şöyle:

İD’in yenilgiye uğratılmasında Rakka’nın yanı sıra örgütün dünyayla irtibatını sağladığı iki sınır kasabası Cerablus ve El Rai de önemli. Türkiye’nin Kürtlere çektiği kırmızı çizgi yüzünden YPG’nin Cerablus’u kurtarma planlarına fren yaptıran ABD, sahadaki müttefikleri ile birlikte daha güneydeki Menbic’i yakın plana almıştı. Ancak Ankara ile yapılan pazarlıklar istenildiği gibi ilerlemediği için öncelik Menbic’ten Rakka kırsalına doğru değişti.

Al-Monitor’a konuşan Kürt kaynaklarının “Son iki yılın en büyük operasyonu” diye nitelediği harekât kapsamında önce koalisyon uçakları, Ayn El İsa kasabasının güneyindeki İD mevzilerini bombaladı. Sahada SDG üç koldan ilerlerken sayıları 250’yi bulan Amerikan askerleri de cephe gerisinde koordinasyon desteği sağlıyor.

Amaç Rakka şehir merkezine girmek değil Rakka’ya doğru yol temizliği yapmak. Ayn El İsa, Rakka’nın 55 kilometre kuzeyinde.

24 Mayıs’ta Şagragê Buğday Depoları’nda düzenlenen basın toplantısında SDG’deki YPJ’li kadın komutan Rojda Felat “Bu hamleyi SDG güçlerinin katılımıyla kuzey Rakka’yı özgürleştirmek amacıyla başlatıyoruz. Yine Tahrir El Rakka Tugayları ve uluslararası koalisyonun savaş uçakları da destek veriyor. Bu hamle, aynı zamanda Cezire, Girê Spî ve Kobani’deki halkımız üzerindeki her türlü saldırının önüne geçmek için başlatılmıştır” dedi.

SDG’nin Arap komutanı Ebu Fayad da “Amacımız bölge halkını İD çetelerinin zulmünden kurtarmaktır. Bu hamle ile kuzey Rakka’yı özgürleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

Kadın sesinden ifrit olan İD’e karşı operasyon duyurusunu bir kadının yapması da anlamlıydı.

Amerikalılarla Kürtler arasındaki müzakerelere yakın bir kaynak Al-Monitor’a harekât planıyla ilgili şu bilgileri verdi: “İlk etapta Ayn El İsa’nın güneyinde 10 km kadar gidecekler. Bu mıntıka İD’in Kobani, Tel Ebyad ve Haseke taraflarına saldırılar düzenlediği yer. Onun için Kürtler açısından önemli. İlk aşamada Rakka’ya girilmeyecek. Ayn El İsa etrafındaki operasyon bitince Menbic ve ardından El Bab kırsalına doğru ikinci bir operasyon başlatılacak.

ABD bu operasyonlara da destek verecek. Ancak Azez ve Cerablus konusunda ABD’nin çekinceli tutumu değişmedi. Amerikalılar Azez ve Cerablus hattına karışmayacak. Türkiye’ye söz verdiler, bu yüzden bu iki yerde destek vermeyecekler. ABD, Menbic-El Bab hattından sonra tekrar Rakka’nın merkezine yönelmek istiyor.”

Peki, Kürtler Amerikan desteği olmadan Cerablus’a girer mi ya da girerlerse ABD buna engel olur mu? Kürt kaynak “Kürtler bu bölgede hareket yaparsa ABD karışmayacak. ‘Kendiniz giderseniz de karışmayız’ diyorlar” yanıtını verirken Rakka operasyonun olası tarihine dair de şunu söyledi: “Amerikan tarafı ABD’deki seçimlerinden önce Rakka ve Musul’da zafer elde etmek istiyor. Kürtler de Kobani’den Afrin’e koridor açmak istiyor. Seçimden sonra yeni aktörlerle durum değişebilir. O yüzden seçime kadar Kürtler de kendi planlarında ilerlemek istiyor.”

Rakka’nın biraz daha geciktirilmesinin nedeni SDG’nin operasyonel kapasitesinin istenilen düzeye ulaşmamış olması. YPG-YPJ olarak Kürtlerin İD’den sonra Rakka’yı kontrol altında tutması yerelde karşılaşacakları direnç yüzünden bir seçenek değil. Ayrıca ellerindeki gücü Arap bölgelerine doğru dağıtmanın Rojava’nın savunma hatlarında güvenlik açıklarına yol açmasından korkuluyor. İD sonrası için yerel Arap unsurların durumu idare edebilecek düzeye gelmeleri gerekiyor.

İD’e yönelik kuzey cephesinde yani Türkiye ile sınır olan bölgelerde ise işler hala karışık. Kobani’de SDG ve YPG komutanlarıyla görüştükten sonra Ankara’ya gelen CENTCOM Komutanı General Joseph Votel 23 Mayıs’ta Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Dışişleri yetkilileriyle durum değerlendirmesi yaptı.

Hürriyet’in 24 Mayıs tarihli haberine göre Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Rakka’ya yönelik askeri bir harekâta sahada katkı sağlamayacağı mesajı verildi. Türk tarafı “PYD olmazsa Türkiye operasyona destek verir mi” sorusuna da net yanıt vermedi. Ankara’nın Azez-Cerablus hattına YPG’nin yerleşmesine müsaade etmeyeceği tekrarlandı.

Ancak bir yandan da Türkiye’nin Cerablus’a yönelik operasyonu önleyen tutumunu sürdürmesi zorlaşıyor. Bunun nedeni Türkiye’nin Kürtleri dışlayan bir yol haritasıyla yolunu hepten şaşırmış olması.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son Washington ziyaretinde ABD Başkanı Barack Obama’ya bölgeyi İD’den temizlemeye yönelik bir karşı plan sunmuştu. Bu plan, Azez’in doğusunda sınıra sıfır noktada yer alan El Rai ve Cerablus’un Türkiye destekli silahlı gruplar tarafından temizlenmesini öngörüyordu. 7 Nisan’da Sultan Murat Tugayı, Sultan Selim Tugayı, Muhammed Fatih Tugayı, Muntasır Billah Tugayı, Hamza’nın Torunları Tugayı, Feylak El Şam, 99. Tümen, Sukur El Cebel Tugayı, Cephet El Şamiyye ve Ahrar El Şam’ın katılımıyla başlatılan operasyon ile El Rai İD’den kurtarıldı. Ne var ki Türkiye’nin sınırdan obüs toplarıyla destek verdiği bu gruplar El Rai’yi ellerinde ancak dört gün tutabildi.

Bu gruplar ellerindeki silahları sahada bırakıp kaçtı. Dahası İD kaybettiği yerleri geri almakla kalmayıp ilave dört köyü de ele geçirdi.

İddialara göre El Rai’nin yeniden kaybedilmesinin ardından Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) silahlı gruplarla Kilis'te iki gün süren bir toplantı yaptı. Toplantıda Türk yetkililer yaşanan hezimetten dolayı kızgınlıklarını dile getirip liderlik kadrosunda değişim istedi. Bunun üzerine Şamlılar Cephesi ve Nureddin Zengi Tugayı’nda operasyondan sorumlu kişiler değiştirildi. İD’e yönelik ikinci bir hamle için hazırlıkların yapıldığından bahsedilse de El Rai hezimeti Türkiye’nin elini kısmen zayıflattı.

Türkiye’nin Amerika’nın YPG desteğine karşı yaptığı onca keskin çıkışa rağmen CENTCOM komutanı Votel’in Kobani’ye gitmiş olması önemli. Obama'nın İD'le mücadele özel temsilcisi Brett McGurk’un 30-31 Ocak’ta Kobani ve Cezire kantonlarına yaptığı ziyaret nedeniyle büyük gürültü koparan hükümet Votel’in “terörist” diye etiketledikleri YPG ile temaslarını dikkat çekici bir sükûnetle karşıladı. Tabi şu aşamada Türkiye’nin kırmızı çizgilerini masadan kaldıracağına dair bir iyimserliğe de yer yok. Kaide’den koparılmak istenilen Nusra Cephesi ile birlikte kuzeyde daha geniş bir ordu oluşturma girişimleri de bunun göstergesi.