Yaklaşık 2 yıllık tutukluluğun ardından geçen hafta ev hapsine alınan ABD vatandaşı papaz Andrew Brunson'ın ev hapsinin sona erdirilmesi ve yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması yönünde avukatı tarafından yapılan başvuru reddedildi. 

Brunson'ın avukatı İsmail Cem Halavurt, 'sağlık gerekçesi, kişi hak ve özgürlüklerinin ihlali ve tüm delillerin toplanmış olması, kaçma şüphesinin bulunmaması gerekçeleriyle' müvekkili hakkındaki ev hapsi kararına itiraz ederek, ev hapsinin ve yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etmişti.

Brunson'un avukatı İsmail Cem Halavurt'un müvekkili hakkındaki "ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı" kararına ilişkin İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itiraz karara bağlandı. 

Kararı değerlendiren mahkeme, Brunson'ın hakkındaki tahliye sonrası, adli kontrol şartlarının kaldırılmasına ilişkin talebi reddetti ve "ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı"nın devamına oy birliğiyle karar verdi.  Brunson'a isnat edilen suçları işlediğine ilişkin aleyhine olan "kuvvetli suç şüphesi" oluşturan nedenlerde herhangi bir değişiklik bulunmadığına vurgu yapan mahkemenin kararında şu gerekçelere yer verildi: 

"Sanık her ne kadar tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye edilmişse de bunun sanığın aleyhine bulunan delil durumunda bir değişiklik meydana geldiği anlamı taşımaktan ziyade Türk Ceza Usul Mevzuatı'na göre tutuklama bir tedbir niteliğindedir. Özellikle sanığın sağlık durumu gibi gerektirici nedenlerin varlığı halinde sanığın kaçmasının ve delilleri karartmasının önlenmesi gibi tutuklamadan elde edilecek sonucun başkaca ceza argümanlarınca etkin biçimde sağlama imkanının bulunduğu koşullarda CMK'nın 109. maddesinde öngörülen adli kontrol tedbirlerinin bu amaca matuf sağlam bir koruma tedbiri niteliğinde olmasına, mahkememizce de bu kabul ile sanık hakkında kamuoyu ve doktrinde ev hapsi  olarak da nitelendirilen 'konutu terk etmemek' ve sanığın sanığın yabancı ülke vatandaşı oluşu da gözetilerek 'yurt dışına çıkmamak' şeklindeki adli kontrol tedbirlerine hükmolunarak matuf amacın gerçekleşme şeraitinin ancak sağlanmış olmasına göre sanık müdafinin maslahata uygun düşmeyen adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması veya değiştirilmesi yolundaki taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir." 

Kararı itiraz yönünden bir üst mahkeme olarak inceleyen İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi de Brunson'ın avukatının taleplerini reddetti.

Avukat Halavurt, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede şu ifadelere yer vermişti:

"Gelinen aşamada delillerin toplanmış olması, müvekkil hakkında iddianamede belirtilen suçların işlendiğine dair aleyhine yeni bir delilin dosyaya girmemesi, dinlenen tanıkların soyut beyanlarda bulunması ve her bir tanığın müvekkil sanıkla husumet içinde bulunması, müvekkilden elde edilen dijital verilerde herhangi bir suç unsuruna rastlanılmaması, tutuklamadan elde edilen amacın gerçekleşmesi ve müvekkilinin özgürlüğünün sağlanmasının kamu adına bir tehlike yaratmaması olguları birlikte değerlendiriliğinde adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

Bu nedenlerle müvekkil sanık hakkındaki ev hapsi kararının kaldırılarak başkaca adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına ve yine müvekkil sanık hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına karar verilmesini istemek zorunluluğu doğmuştur."