Eski Diyanet İşleri başkanı Ali Bardakoğlu, Kuranı Kerim ile toplum arasındaki bağın koptuğunu belirterek, “Serbest pazar mantığıyla fetva arayan, müşteri memnuniyetine göre fetva verenler kapladı ortalığı” dedi.

Hürriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Bardakoğlu Kutlu Doğum Haftası’nın ‘FETÖ’ projesi olduğu iddiasıyla adının değişmesi ve Mehmet Emin Özafşar’ın Diyanet İşleri başkan yardımcılığı görevinden alınmasını eleştirdi.

Özafşar’la ilgili olarak, “Kendisinin FETÖ’yle de modernistlikle de en küçük bir ilgisi yoktur. Bildiğim kadarıyla kendisi ilmi çalışmalara dönmek istiyordu. Onun için ayrılmış olmalıdır. Onun bilgisi dışında bir görevden alma varsa bunu şık bulmam” dişen Bardakoğlu, “Artık FETÖ’cülük bir maymuncuk gibi, herkesin kendi konumunu güçlendirmek için ötekine doğrulttuğu bir silah oldu” ifadesini kullandı.

MÜŞTERİ MEMNUNİYETİNE GÖRE FETVA

Kuranı Kerim ile toplum arasındaki bağın koptuğunu savunan Bardakoğlu, “Kuran’ı Kerim’in bize verdiği öğütlere kulak tıkadık ve kendi yanlışlarımıza kendimiz fetva verir olduk. Serbest pazar mantığıyla fetva arayan, müşteri memnuniyetine göre fetva verenler kapladı ortalığı. İslam âlimlerinin içinde yaşadığı hayatla ve gerçekliklerle bağı koptu” ifadelerini kullandı.

İslam düşüncesinin kapitalizmin ve serbest piyasa ekonomisinin ‘payandası’ haline geldiğini öne süren Bardakoğlu, “İslam’ın ana kaynaklarının verdiği mesaj sosyal adalet ve hakkâniyet eksenindedir. Ama ne hikmetse İslami düşüncede bu sosyal adalet fikri, fakirin ve mağdurun yanında olma fikri zayıflayıp, giderek güçlünün, zenginin yanında olan bir dini söylem gelişti” diye konuştu.

FETÖ yerine yeni cemaatlerin gelebileceğini söyleyen Bardakoğlu, bunun toplumsal açıdan ‘yeni maceralara’ gebe olabileceği konusunda uyardı: “Bazı kesim ve cemaatler FETÖ’den doğan boşluğu doldurabilmek için siyasetle, kamusal alanla, yaygın ve kayıtdışı dini eğitimle kendi kapsam alanlarını genişletme hesabı yapıyor olabilir. Öyle zannediyorum ki Diyanet İşleri’yle uğraşmaları da bu yüzden. Bir dini cemaat kendisini alternatif diyanet olarak görmeye başlarsa, sonra paralel kamu gücü olmaya doğru da gider.”