Çiçek TAHAOĞLU / Bianet

 

20. İstanbul Onur Haftası, 2013'te taleplerin azalmış olması dileğiyle sona erdi. Bu sene onuncusu düzenlenen Onur Yürüyüşü, şimdiye kadarkilerin en kalabalığıydı. Çeşitli sahne kıyafetleri, elbiseler ve gelinlikler giyerek yürüyen grup üyelerinin müzikler eşliğinde yaptığı yürüyüş renkli görüntülere sahne oldu.

 

Yürüyüşe LGBT bireylerin anne ve babaları da katıldı. LGBT Aileleri İstanbul Grubu (LİSTAG) da pankartlarıyla katıldı. LGBT bireylerin anne ve babaları ile birlikte BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de yürüdü. Aileler, "Çocuğumun geleceğine dokunma", "Benim çocuğum trans", "Benim çocuğum eşcinsel", "LGBT hakları çocuğumun hakları", "Babanım yanındayım" yazılı dövizler taşıdı.

 

Bu sene onuncusu düzenlenen Onur Yürüyüşü'nde, Türkiye'deki LGBT hakları mücadelesinin belleğine dikkat çekildi. Yürüyüşe LGBT örgütleri ve LİSTAG Aile Grubu'nun yanı sıra feministler, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist EBT Hareketi de destek verdi. Ayrıca Diyarbakır'dan Keskesor Grubu da 10. Onur Yürüyüşü için İstanbul'daydı.

 

Binlerce kişinin katıldığı Onur Yürüyüşü'nde  "Tayyip nerede? İbneler burada!", "Faşizme inat yaşasın hayat", "İbne hakem, seni seviyoruz", "Dünya yerinden oynar, ibneler özgür olsa", "Meclis, TCK, Ayrımcılık yapma", "Faşizme karşı bacak omuza", "İdris Naim'i, Naim Şahin'i, birbirlerini sevebilmeli", "Aşk aşk hürriyet, uzak olsun nefret", "Okulda, işte, mecliste, eşcinseller her yerde", "Kabul et yada etme, eşcinseller her yerde", "Velev ki ibneyiz, alışın her yerdeyiz" sloganları atıldı.

 

Onur Yürüyüşü tertip komitesi adına İdil Engindeniz Şahan'ın okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

 

"LGBT hak ve özgürlük mücadelesine destek vermek için Onur Yürüyüşü'ne katılanların sayısı 25 kişiden 10 binlere ulaştı. 20 yıl önce Onur Haftası'nı düzenlemeye çalışanların evleri basıldı, yurtdışından gelen katılımcılar sınırdışı edilmeye çalışıldı, gözaltılar yaşandı. Biz de o günden bugüne neler yaşandığını anlamak için bu yıl belleğimizi kurcaladık.

 

"Gördük ki belleğimizde birçok acı, katliam ve öfke barınıyor, ama aynı zamanda dayanışma ve sevdi de var. Bir yandan Ülker, Sormagir, Eryaman, Maltepe dendiğinde, öldürülen, tacize uğrayan arkadaşlarımızı hatırlıyoruz. Diğer yandan 'aşk örgütlenmektir' diyerek kurduğumuz LGBT oluşumlarını gördükçe gururlanıyor, neler kazandığımızı görüyoruz.

 

"Ancak mücadele bitmiş değil. Devletin heteronormatif, eril, tacizci, coplu, nefret saçan söyleminde hiçbir değişiklik yok, aksine muhafazakarlık ekleniyor.

 

"Önümüzde daha çok yol var. Seneye taleplerimiz azalmış olarak görüşmek dileğiyle. Sen yoksan bir eksiğiz."

 

LGBT'leri talepleri ise şöyle sıralandı:

 

* Nefret söylemi yaşama hakkımızı tehdit ettiği için anayasal eşitliğimizin güvence altına alınmasını istiyoruz, nefret yasasının cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini kapsayacak şekilde çıkarılmasını talep ediyoruz.

 

* Terfi etmek için transları sokaktan toplayan, gey ve lezbiyen çiftleri taciz eden polisi, puan sistemini ve üzerimizde her fırsatta kullanacağı yeni coplarını istemiyoruz!

 

* Seks işçiliği işçiliktir ve güvence altına alınmalıdır. Zorunlu seks işçiliğini kaldırmak için işe alımda bireylere yönelik ayrımcılık son bulmalıdır.

 

* Cinsiyet değiştirme prosedürünün birkaç kişinin onayına baktığı, bireyi hastalıklı ilan eden ve binbir maddi ve manevi zorluk yaşatan halinin değişmesini, kimliklerdeki renk ayrımının kalkmasını talep ediyoruz.