Almanya'nın Hamburg kentinde Kızıldere'de katledilen on devrimci için anma etkinliği düzenlendi. Toplantıya katılan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Kürtlerin diğer halkları da özgürleştirebileceğini, özellikle Alevilerin Kürtlerin mücadelesine destek vermesi gerektiğini belirtti.

 

'40. Yıl Girişimcileri' adı altında gerçekleştirilen toplantıda, 1971 yılında Kızıldere'de katledilen 10 devrimci anıldı. Moderatörlüğünü gazeteci yazar İrfan Cüre'nin yaptığı anma toplantısına, konuşmacı olarak Oktay Etiman ve Ertuğrul Kürkçü katıldı.

 

'SAĞ YAKALANABİLİRLERDİ; KATLEDİLDİLER'

İlk sözü alan Oktay Etiman, Kızıldere'deki on devrimcinin sağ yakalanma ihtimali bulunmasına rağmen devletin bilinçli olarak katliamı tercih ettiğine dikkat çekti ve bu nedenle 'saldırı' vb. gibi kavramlar yerine, 'katliam'ın kullanılması gerektiğini hatırlattı.

 

'Devletin o yıllarda devrimci gençlikle baş edemediğini ve sonuç olarak teker teker öldürerek sonuç almak istediğini' dile getiren Etiman, eylemleriyle ilgili, şu bilgileri verdi: "Yaptığımız eylemi hangi amaçla yaptığımız önemliydi. Kişisel olarak bir eylem gerçekleştirmedik. Ankara ve İstanbul'da gerçekleştirdiğimiz banka soygunu ve kaçırılan iki iş adamından dolayı elde ettiğimiz fidye parasını silah, ev tutma gibi örgütsel ihtiyaçları giderdik."

 

Kürt sorunun çözümü üzerine ise Oktay Etiman, şöyle konuştu: "Bu sorun ya silah zoruyla ya da müzakerelerle, barış içerisinde çözülecek. Özellikle Kürt halkı dışında Türkler, Ermeniler gibi diğer halklar ne kadar Kürt halkının yanında olursa, bu sorun o kadar hızlı bir şekilde çözülecek. Ben de, nefes almaya devam ettiğim sürece yüreğim baskı görenlerin yanında olacak."

 

KÜRKÇÜ: ALEVİLER KÜRTLERİN YANINDA YER ALMALI

Daha sonra söz alan Ertuğrul Kürkçü, Kızıldere'yi terörizm ve darbecilikle ilişkilendiren iki tez olduğunu anlattıktan sonra, şöyle dedi: “Üçüncü tez, bizim bir gerilla harbinin ilk uygulayıcıları olduğumuz ve bunun Türkiye'deki yeni türden mücadele yöntemini, taktiğini ortaya çıkarttığı. 40 yıl sonra geriye dönüp baktığımızda, Türkiye'de şimdi hakikaten sürüp giden gerilla mücadelesi, gerilla savaşı ile karşılaştırdığımızda, bizimkinin aslında -Mahir'in adını şimdi geriye dönüp baktığımızda, hakikaten doğru koymuş olduğu gibi- bir gerilla harbinden çok 'öncü savaş' olduğunu söylemek mümkün.”

 

Kürt halkının hangi şartlarda yaşamak istiyorsa o şekilde yaşaması gerektiğine vurgu yapan Kürkçü, Kürt halkının vermiş olduğu mücadelenin aynı zamanda diğer halklar için olumlu bir gelişme yaratabileceğine değindi.

 

"Ne zaman Kürt halkı özgürleşirse, o zaman diğer halklar da özgürleşecek" diye devam eden Ertuğrul Kürkçü; Kürt hareketinin yanı sıra kadın hareketi, Alevi hareketinin de önemine dikkat çekti. 1980 yılından sonra eğitim alanındaki baskıdan dolayı Alevilerin örgütlendiğini anlatan Kürkçü, kadınların da her yerde büyük bir cesaretle ön plana çıktığını belirtti. Kürkçü, kadınların mücadeleci kimliklerine dair en son örneği ise, 2012 Newroz’unda Diyarbakır'da toplanan 1 milyon kişinin arasındaki kadınların kararlılıklarının oluşturduğunu kaydetti.

 

'ALEVİLER, KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNE KATKI SUNMALI'

Kürkçü ayrıca Kürtlerin, Alevilerin, kadınların ve emekçilerin kapitalizme ve mevcut hakimiyet sistemine karşı birleşerek mücadele etmesi gerektiğine vurgu yaparak, şu saptamalarda bulundu: "Aleviler, Kürtlerden, şafilerden korunmak için orduya sığındı ancak ordu 90 yıldır Alevileri katletti ve katletmeye de devam ediyor. Aleviler, Kürtlerin bu mücadeleden başarıyla çıkacağını söylüyorlar ve Kürtlere büyük görev yüklüyorlar. Ancak Kürt hareketi hepsini birden kaldıramaz. Bu yüzden Alevilerin de Kürtlerin yanında yer alarak bu özgürlük mücadelesine katkı sunmaları gerekiyor."

 

GARDİYANLARIN DENİZ VE MAHİR'E SEMPATİSİ

Kürkçü, Kızıldere'de sağ kurtulmasının sonrasındaki cezaevindeki bazı gelişmeleri de, şöyle anlattı: "1982 yılında Niğde cezaevinden Malatya cezaevine tahliye edildik. Önceden planlanan meydan dayağıyla bizi Malatya'da karşıladılar. Tek tip elbise ile döve döve bizleri içeriye alıyorlardı. Ancak beni az dövdüler. Daha sonra gardiyanlara, 'arkadaşlara vuruyorsunuz bana niye vurmuyorsunuz', diye sordum. Gardiyanlar ise 'sen Mahir Çayan, Deniz Gezmiş'in arkadaşısın sana vuramayız' yanıtını verdiler."

 

'KIZILDERE KATLİAMINI TBMM'YE TAŞIYACAĞIM'

Kızıldere katliamı ile ilgili meclise soru önergesi vereceğini de açıklayan Kürkçü, önergenin büyük bir ihtimalle reddedileceğini ancak ses getirmesi için tek başına hareket etmeyeceğini söyledi.

 

"Başbakan Erdoğan Meclisi kanun fabrikasına çevirdi" benzetmesinde bulunan Kürkçü, ekledi: "Bizi de bunu uygulayan işçiler olarak görüyor."

 

4+4+4 yasasının bir gecede ortaya çıktığına ancak kimsenin konu hakkında bilgisi olmadığına dikkat çeken Kürkçü, Milli Eğitim Bakanı'nın konu üzerine bilgisiz olduğunu belirtti: "Ne zaman Milli Eğitim Bakanı'na sorsalar hep yanlış zamanda, yanlış bilgi veriyordu. Bu yasanın ne anlama geldiğini bilen pek kimse yok." (anf)