İnsan Hakları Derneği (İHD) “Ermeni çeteleri” açıklaması nedeniyle eleştirilen Başbakan Ahmet Davutoğlu ve “Ermenileri bu topraklardan söküp atan şanlı ecdadımızı bir kere daha rahmet ve minnetle anıyorum” açıklaması yapan Aşkale Belediye Başkanı Enver Başaran hakkında suç duyurusunda bulundu.

Başbakan Davutoğlu’nun 27 Şubat 2016’da Bingöl’de yaptığı konuşmada HDP’yi eleştirirken sarf ettiği, “Ermeni çeteleri gibi Rusya’yla işbirliği yapıyorlar” sözü İHD’nin yaptığı suç duyurusuyla yargıya taşındı.

Davutoğlu’nun ayrımcı ifadeleri, 3 Mart 2016’da Erzurum’un Aşkale ilçesinde düzenlenen “Kurtuluş töreni” sırasında konuşan Aşkale Belediye Başkanı Enver Başaran tarafından da tekrarlamıştı. 

İHD İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu, Çağlayan Adliyesi’ndeki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, ayrımcı ve nefret söylemi içeren açıklamalarından ötürü, Başbakan Davutoğlu ve Aşkale Belediye Başkanı Başaran hakkında bugün suç duyurusunda bulundu.

Çağlayan’daki adliye binası önünde bir araya gelen İHD İstanbul Şubesi Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyeleri, suç duyurusunda bulunmadan önce konuya ilişkin olarak basın açıklaması yaptı. Komisyon üyesi avukat Eren Keskin’in okuduğu açıklamada şu ifadelere yer verildi:  

“İnsan Hakları Derneği, İstanbul Şubesi, Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon olarak bizler buraya, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Aşkale Belediye Başkanı Enver Başaran hakkında “halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik” etme suçunu işledikleri için savcılığa suç duyurusunda bulunmak için geldik.

Nedenini paylaşıyoruz: Halkın parasıyla beslenen Türk Silahlı Kuvvetleri, siyasi iktidarın emrinde aylardır Kürt il ve ilçelerinde kendi yurttaşlarına karşı savaşmakta. İnsanlarını dışarıdan gelen tehditlere karşı korumakla görevli olan ordu, kendi ülkesini bombalıyor, insanlarını en zalim yöntemlerle öldürüyor, öldürdüklerine de işkence ediyor.

Bu savaş en başından beri ırkçı bir savaştır. “Türkün gücünü göreceksiniz”, “Türksen övün, değilsen itaat et” gibi haykırış ve yazılarla Kürtlere karşı ırkçı bir savaş yürüttüklerini bizzat kendileri ilan ettiler.

Kürtlere karşı ırkçılık, Ermenilere karşı ırkçılıkla el ele yürüdü. Yurttaşların, hepimizin vergileriyle alınan zırhlı araçlar, “Ermenisiniz, Ermenisiniz, Ermeni piçisiniz” diye tekrar ederek sokaklarda dolaştılar, vergilerimizle maaş alan güvenlik güçleri duvarlara “Ermeni piçi” diye yazdılar.

Açık ırkçılık ve nefret giderek zirve yaptı. Bu ülkenin Başbakanı, yine halkın cebinden çıkan paralarla, ödediğimiz vergilerle maaş alan, hepimizin güvenliğinden ve esenliğinden sorumlu olan hükümetin başı geçtiğimiz günlerde, 27 Şubat’ta Bingöl’deki toplantıda yaptığı konuşmada durup dururken bir kötülük timsali olarak “Ermeni çeteleri”nden bahsetti. Aynen şöyle dedi: “Silahları bırakacağız deyip neden daha çok silahı ülkeye soktular? Sur’da olanları, Silopi’de olanları istismar ediyorlar. Ermeni çeteler gibi Rusya’yla işbirliği yapıyorlar. Gidip Moskova’da temsilcilik açıyorlar.”

Bu, Türk toplumunun büyük çoğunluğunun içselleştirdiği resmi ırkçılığın hedefinde olan iki kimliği ortak düşman olarak bir arada anmak, böylece bu iki kimliğe karşı kin ve nefret kışkırtıcılığı yapmaktır. Suçtur. Ama yalnızca bu da değildir. Bu, aynı zamanda “Ermenilere yaptığımızı size de yaparız” tehdididir. 

Nitekim bu konuşmadan birkaç gün sonra, 3 Mart’ta Erzurum Aşkale’de “Kurtuluş kutlamaları” adı altında “Ermenilerin yaptığı katliam” ayrıntılarıyla canlandırıldı ve liseli gençlere Ermenileri öldürme rolü oynatıldı. Törene asker-sivil devlet erkânı, yerel ölçekte en üst düzeyde katıldı. Kaymakam, Cumhuriyet Başsavcısı ve hatta Garnizon Komutanı oradaydı.  

Aşkale Belediye Başkanı AKP’li Enver Başaran, törende yaptığı konuşmada uzun uzun Ermeni kimliğine nefret kustu, Ermeni Soykırımı’ndan “minnetle” bahsetti. Konuşmasından bir bölümü alıntılıyoruz. Şöyle diyor Başaran: “Tarihi kan ve ihanetle dolu Ermenileri bu topraklardan söküp atan şanlı ecdadımızı huzurlarınızda bir kere daha rahmet ve minnetle anıyorum. Bir ihanet şebekesi olan bu Ermeni çetelerinin bu topraklara ve asil Türk milletine düşmanlığı ve kini hiçbir zaman bitmemiştir. Tarih bilmez, kural tanımaz, hukuk bilmez bu Ermeni çeteleri şimdi de PKK terör örgütü ile topraklarımızda bölücülük faaliyetleri yürütmektedir. Rusya ile son yaşadığımız krizde de aşikar bir şekilde gördük ki bu hain çetelerin ve işbirlikçi devletlerin ülkemiz üzerindeki kötü emelleri hiçbir zaman bitmeyecektir.”

Bu sözlerle Aşkale Belediye Başkanı Enver Başaran hem halka yalan söylemiş, hem de suç işlemiştir. Halkı suç işlemeye teşvik etmiştir. Orada, özellikle bu töreni seyretsinler diye getirilmiş ilkokul çocukları da vardı. Çocuklara Ermenilere karşı kin, nefret ve düşmanlık aşılayan bu törenin bizatihi kendisi bir suç fiilidir. Düzenleyenler ve onaylayarak katılanların hepsi bu suça iştirak etmişlerdir.

Buradan sesleniyoruz. O övdüğünüz ecdadınız Ermenilere soykırım yaptı, maddi zenginliklerine el koydu, ardından gelen kuşaklar bu süreci aynen devam ettirdi. Ermenilerin ve diğer Hıristiyan halkların kültürel mirasını da planlı bir şekilde tahrip etti. Yetmedi Cumhuriyet tarihi boyunca, bugün de, şu an da, kalan bir avuç Ermeni güven içinde yaşamasın, aşağılansın, her an ecdatlarına hakaret edilsin diye elden gelen yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Bu yapılanların hepsi tarihe bir insanlık suçu olarak geçti, geçmeye devam ediyor. Şimdiki kuşaklar gibi gelecek kuşaklar da sizi bu yaptıklarınızla anacaklar. 

Yetmedi, şimdi Kürtlere “Ermenilere yaptıklarımızı hatırlayın, aynısını size de yaparız” mesajınızı gönderiyorsunuz. Yaparsınız. Yapamasanız bile yapmayı istersiniz. Bundan hiç kuşkumuz yok. Çünkü Ermeni soykırımıyla, aynı süreçte Süryani ve Küçük Asya Rumları soykırımıyla yüzleşmediniz, inkâr ettiniz, inkâr etmeye devam ediyorsunuz. İnkâr, ona eşlik eden nefret ve düşmanlaştırma yeni soykırımlara zemin hazırlar. Ve çünkü soykırımın gerektiğinde yapılabileceği devlet nezdinde de, toplum nezdinde kabul görmeye devam ediyor.

Biz de bu suç duyurumuzla tarihe bir kayıt düşüyoruz. Irkçılık Türkiye’de devletin, en üst de dahil, her kademesinde yapılıyor ve teşvik ediliyor.

Ama bu suça karşı sonuna kadar sesini yükseltecek olanlar da var, buradalar, her zaman karşınızda durmaya da devam edecekler.”