Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan’ın hastalığının açıklanmasının ardından 2008 yılından bu yana patrik seçimi konusunda yaşanan çözümsüzlük, yeniden Türkiye Ermeni toplumunun gündeminde.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve hükümet yetkililerinin geçen Ocak ve Şubat aylarında düzenlediği ve gayrimüslim toplumlarının temsilcileriyle bir araya gelinen toplantılarda da gündeme getirilen patrik seçimi ve vakıf yönetim kurulu seçimi yapılması önündeki engellerin kaldırılması talep ediliyor.

Türkiye Ermenileri Patrikliği’ni yedi yıldır vekaleten yöneten Başepiskopos Aram Ateşyan, toplumdan gelen patrik seçimi talebi üzerine bir açıklama yaparak seçim başvurusunun 24 Nisan’dan sonra yapılacağını belirtmişti. Aradan yaklaşık bir ay geçmesine rağmen seçim sürecine başlanmamış olması, Ermeni toplumu mensuplarından oluşan Düşünce Platformu’nun tepkisine neden oldu.

Düşünce Platfromu, ‘Talep Ediyoruz’ başlığıyla Agos gazetesinde bir açıklama yayımlayarak patrik seçimi yapılması için Ankara’ya müracaat edilmesi ve seçim sürecinin başlatılması için somut adım atılmasını istedi.

Platform açıklamasında, azınlık vakıflarına danışılmadan Vakıflar Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikten kaynaklanan ve Ermeni toplumuna ait olan vakıflarda bu yüzden uzun süredir yenilenemeyen yönetim kurulu seçimlerinin yapılması önündeki engellerin kaldırılmasını ve bu yönde somut girişimde bulunulmasını da talep etti.

Ermeni toplumunun başlıca ruhani kurumu olan Patriklik başta olmak üzere, Ermeni kurumlarında seçim yapılamamasından ötürü yaşanan rahatsızlığın vurgulandığı açıklamada, “Toplumumuzda, keyfi uygulamaların hâkim olduğu, meşru sorumluluğa sahip olmayan kişi ve kurumların hesapsız bir şekilde yetki kullandığı, çalkantılı, umut kırıcı bir döneme girildi” denildi.

Mevcut durumu, ‘hak gaspı’ olarak niteleyen Düşünce Platformu, seçimin yapılmamasının toplum içi gerginliklere yol açacağını belirtti.

Platform açıklamasında şu ifadeler yer verdi:

“Biz, Düşünce Platformu üyeleri olarak, Türkiye Ermeni toplumunda patriklik ve vakıf seçimlerinin yapılamaması sebebiyle duyduğumuz rahatsızlığı ifade etmek istiyoruz. Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan’ın görevini yerine getirmesine imkân bırakmayan talihsiz ve üzücü rahatsızlığını takiben, Türkiye Ermeni toplumunun kadim geleneklerinin vazgeçilmez gereği olan patrik seçiminin yapılamaması, önemli sorunlara ve rahatsızlıklara neden oldu.

Sorumluluk, şeffaflık ve güven ilkelerinin ağır yara aldığı bu sürecin ardından, Vakıflar Yönetmeliği’nin cemaat vakıfları seçimleri ile ilgili maddelerinin yürürlükten kaldırılması ile, vakıf seçimleri de yapılamaz hale geldi. Bütün bunların sonucunda, toplumumuz içinde, keyfi uygulamaların hâkim olduğu, meşru sorumluluğa sahip olmayan kişi ve kurumların hesapsız bir şekilde yetki kullandığı, çalkantılı, umut kırıcı bir döneme girildi.

Bugün, toplum olarak bütün temsiliyet kanallarımız tıkanmış, kurumlarımız ve dolayısıyla geleceğimiz belirsizlik içine sokulmuş haldeyiz. Anayasa’da düzenlenen din ve vicdan özgürlüğü gibi temel hak ve hürriyetlerin yanı sıra evrensel insan hakları ilkelerini de çiğneyen bu durum, toplumumuzu derin endişeye sevk ediyor.

Patrik ve vakıf seçimlerinin, Türkiye Ermeni toplumunun ve İstanbul Ermeni Patrikliği’nin kadim ve demokratik ilkeleri çerçevesinde yapılması için gerekli adımların, gerek patrik genel vekilliği, gerek Ruhani Kurul, gerekse hükümet ve resmi makamlar tarafından ivedilikle atılmasını talep ediyoruz.

Bunun, seçme ve seçilme hakkının yeniden tesisi ve dolayısıyla hayatın normal akışına döndürülmesi için elzem olduğunu düşünüyoruz. Bu hak gaspının aksi yönde verilen bütün sözlere rağmen devam etmesinin, toplum içi gerginliklere yol açacağını ve gerekeni yapmayan kişi, kurum ve makamların, meydana gelebilecek her türlü olumsuzluktan sorumlu olacağını bir kere daha hatırlatıyoruz.”