Hrant Dink cinayetinde Yargıtay'ın bozma kararının ardından yeniden yargılanan Erhan Tuncel, savunmasında, cinayetin, 'Ergenekon üzeri bir şebeke' tarafından işlendiğini; 'hükümetle ve cemaatle bir ilgisi olmadığını' öne sürdü.

Hrant Dink cinayeti davasında azmettirici olarak yargılanan sanık Erhan Tuncel, 15 sayfalık yazılı savunmasında dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'i suçlayarak, “Soruşturmanın genişletilmesine engel olmuştur" dedi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili olarak, Yargıtay'ın bozma kararından sonra yeniden görülen davanın ikinci duruşması bugün görüldü. Yargıtay 9. Ceza Dairesi davaya bakan mahkemenin 'örgüt yok' kararını sanıkların ‘terör örgütü’ değil ‘suç örgütü’ üyesi oldukları gerekçesiyle bozmuştu.

İKİ TUTUKLU SANIK GETİRİLDİ

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda görülen duruşmaya tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ile Yasin Hayal getirilirken 4 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından mahkeme sanıklara söz hakkı verdi.

TUNCEL: SAVCI TANIK KORUMA PROGRAMINA ALDI

Sanık Erhan Tuncel, 15 sayfalık yazılı savunmasını okudu. Tuncel, geçtiğimiz hafta cinayetle ilgili devam eden soruşturmada savcıya ifade verdiğini ve tanık koruma programına alındığını söyledi.

‘JANDARMA İLE İLGİM YOK’

Dink cinayetinin bir yapı tarafından gerçekleştirildiğini söyleyen Erhan Tuncel, bu yapının kendisini dublör olarak yargılattığını savundu. Jandarmanın cinayetle bir ilgisi bulunmadığını ileri süren Tuncel, Trabzon emniyetindeki görevlileri suçladı. “Karşımızda polis yok cinayet şebekesi var" iddiasında bulunan Tuncel, “Benim yargılanmam ve bu yapıyı kuranların yargılanmaması için ellerinden geleni yapıyorlar" dedi.

KAMU GÖREVLİLERİ, HAKLARINDA DEĞERLENDİRME YAPTI

Cinayetin işleneceğine dair gerekli bilgileri verdiğini ve operasyon yapılması gerektiğini söylediğini belirten Erhan Tuncel, dosyada adı geçen bazı kamu görevlilerini sıraladı. Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'tan Trabzon'da bağlantılı olduğunu belirttiği istihbarat görevlilerine kadar isimleri sıralayan Tuncel'in, “Şaibelidir, olaydan bilgisi yoktur, bu yapıyı kuracak imkan ve kabiliyeti yoktur" şeklinde konuştu. Muammer Güler'in olaydan bilgisi olmadığını belirten Tuncel, “Şu an milletvekilidir. Bir milletvekilinin bu organizasyonu kuracak imkan ve kabiliyeti bulunmamaktadır" dedi.

SORUŞTURMANIN GENİŞLETİLMESİNE AKYÜREK ENGEL OLDU

Tuncel, Celalettin Cerrah'ın olay öncesiyle ilgili bilgisi olmadığını ileri sürdü. Cerrah'ın gerekli soruşturmayı yürüttüğünü savunan Erhan Tuncel, “Soruşturmayı genişletmek istemiş ancak Ramazan Akyürek tarafından engel olunmuştur" diye konuştu.

Erhan Tuncel, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'ı ise “Şaibelidir, görevinden alındı. Bu yapıyı kuracak imkan ve kabiliyeti yoktur" şeklinde niteledi.

RAMAZAN AKYÜREK'İ SUÇLADI

Adı geçen diğer emniyet personelinin de bu yapıyı kuracak imkan ve kabiliyeti olmadığını söyleyen Tuncel geriye Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in kaldığını belirtti. Akyürek'in bu yapıyı kuracak imkanı bulunduğunu ileri süren Tuncel, “Bu yapıyı sadece o kurabilir. Kendilerine ulaşılmaması için kayıtları sildirdi. Jandarmayla irtibatlı olduğum yalanını ortaya atıp polisle ilişkimi gizlemeye çalıştı" diye konuştu.

Akyürek'in hükümet ve cemaat ile irtibatlı olduğu iddiasının palavra olduğunu belirten Tuncel, “Bu yapı hükümeti zaafa uğratmıştır" şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan için “Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan beyefendi" diyen Tuncel, Erdoğan'ın dökülen kanı durdurmak için başlattığı süreçte gerçekleşen Oslo görüşmelerinin de bu yapı tarafından sızdırıldığını ileri sürdü. Söz konusu yapının kendilerini hükümet ve cemaate şirin göstererek yargılanmaktan kurtarmaya çalıştığını söyleyen Tuncel, Başbakan Erdoğan'ın cinayeti çözmede samimi olduğunu, Başbakanlık Teftiş Kurulu raporu hazırlatıldığını söyledi.

YASİN HAYAL DE SAVUNMA YAPTI

Tutuklu sanık Yasin Hayal ise savunmasında, “Erhan Tuncel arkadaşımız gözaltına alındığında bu olayı asker yaptı diye bir beyanda bulunmuş. Merhum Hrant Dink'in resimlerini bilgisayardan çıkaran kendisidir. Bunu da kabul ediyor. Öldürülen birinin resimlerini çıkarmak nedir, azmettirmektir. Benim masumiyetim ortaya çıkmıştır. Tahliyemi talep ediyorum. Masum bir insana bu kadar işkence yapılmaz" dedi.

HAYAL SALONDAN ÇIKARILDI

Davada avukatların taleplerinin ardından Yasin Hayal tekrar söz almak isteyince mahkeme başkanı “Daha zamanımız var söz vereceğim biraz bekle" dedi. Bu sırada kendisini cezaevinden getiren komutana bağıran ve küfür eden Hayal salondan çıkarıldı. Jandarmalar tarafından zorla dışarı çıkarılan Hayal “Başkanım bana artislik yapıyorlar" diye bağırdı.

Yasin Hayal salondan çıkarıldıktan sonra tutuksuz sanık olan kardeşi Osman Hayal söz alarak, “Trabzon'dan buraya kadar geldik biz de konuşalım" dedi.

Başkanın söz vermesinin ardından “Ben burada yüzde yüz mağdurum. Erhan Tuncel'in istihbarat elemanı olması meşru mudur? Simitçiden istihbarat elemanı olur mu?" dedi.

TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA... 

Duruşmaya verilen aranın ardından kararlarını açıklayan Mahkeme Heyeti, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Davetiye gönderildiği halde duruşmalara gelmeyen sanık Ahmet İskender hakkında yakalama kararı çıkarıldı. İskender, yakalanıp Yargıtay bozma ilamına karşı görüşü sorulduktan sonra serbest bırakılacak.

Mahkeme, Jandarma görevlisi Gürhan Düngün'e söylediği "bana artistlik yapma" sözleri nedeniyle Yasin Hayal hakkında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti. Duruşma 7 Ocak 2014'e ertelendi.

“SONUNA KADAR HRANT DİNK’İM”

Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülmeye başlayan Hrant Dink cinayeti davası öncesinde, kendilerine Hrant’ın Arkadaşları adını veren bir grup İstanbul Adalet Sarayı önünde protesto gösterisi düzenledi. Hrant Dink cinayeti için milli mutabakat diyen yönetmen Sermiyan Midyat, “Bir ırkı, bir rengi bir dili, dini ya da bir mezhebi küfür zanneden kimi canlıları benim adımın Sermiyan olması bile çoğu zaman rahatsız etmiştir. Adım Kürtçe kökenli bir isim olsa bile adımda geçen ‘yan’ tınısı dahi kimilerinin ırkçı damarlarını kabartmaya yetiyor. Ben Ermeni-Süryani olmasam da sonuna kadar Hrant Dink’im. Ya da bu ırkçı zihniyete karşı şöyle söyleyeyim siz neyseniz ben o değilim” dedi.

İstanbul Adalet Sarayı önüne dava öncesinde yaklaşık 50 kişi olarak gelen Hrant’ın Arkadaşları, ellerinde Türkçe, Kürtçe ve Ermenice, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant” ve “Hepimiz Hrant’ız hepimiz Ermeniyiz” yazılı dövizler taşıdı. Atılan sloganların ardından Hrant’ın Arkadaşları grubu adına Sermiyan Midyat açıklama yaptı.

Sermiyan Midyat şunları söyledi:

''Aradan geçen yaklaşık 7 yıl boyunca hiçbir devlet görevlisi ciddi biçimde, gerektiği biçimde yargılanmaları gereken suçlardan yargılanmadı. Yargılanmadığı gibi haklarında soruşturma talep edilen devlet görevlilerinin çoğu terfi etti. Aralarında devletin üst makamlarına terfi edenler bile oldu. Hrant Dink’in o yazısında suç unsuru bulan hakimler de devlet içinde yükselmeye devam ettiler. Önemli makamlara geldiler. Hrant için o utanç verici oturumda suçludur diyen herkesin bir şekilde önemli bir makama geldiğini, yükseldiğini öğrendik. Aralarından bazılara Türk olsaydı suçlu bulunmazdı dediler. Devletin ırkçı bakış açısını ifşa ettiler. Bunun için diyoruz ki, katilleri de zanlıları da iyi bilirsiniz. Çünkü devleti onlarla birlikte yönetiyorsunuz. Ve bu davada adalet talep edenler için bir müsamere tertip ediyorsunuz.

Ergenekon davası biraz daha ciddiyetle ele alınsa bu cinayetle ilgili yeni bulgulara erişebileceğini bir kez daha gördük. Ama hayır yaprak kıpırdamadı. Yeri geldiğinde belgelerin havada uçuştuğunu gördük, görüyoruz. Bu davada herkes suspus. Bu cinayetin bir milli mutabakat cinayeti olduğu konusundaki yargımız maalesef pekişmiştir. Bu yüzden diyoruz ki, evet katilleri de zanlıları da iyi bilirsiniz ama biz de adaleti arayanlar, biz de adaletin peşini bırakmamayı iyi biliriz. Biz bitti demeden bu dava bitmez.'' (Radikal, Hürriyet)