İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen “Ergenekon” davasında gizli tanık “ Deniz” kimliğini açıkladı. Bu gizli tanığın Şemdin Sakık olduğu ortaya çıktı.

ERGENEKON'DA 255. DURUŞMA

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 65'i tutuklu 274 sanıklı “Ergenekon” davasının 255. duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 33 tutuklu sanık katıldı.

Duruşmaya, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, annesinin cenazesine katılması için izin verilen emekli Orgeneral Hasan Iğsız, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 32 tutuklu sanık gelmedi.

Bu davadan tutuksuz yargılanan “Odatv” davasının tutuklu sanığı Yalçın Küçük de duruşmada hazır bulundu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, duruşmada gizli tanık “Deniz”in dinleneceğini belirtti. Gizli tanık kimliğini açıklamak istediğini, sesi ve görüntüsü bozulmadan ifade verebileceğini söyledi. Mahkeme heyetinin talebi kabul etmesinin ardından gizli tanık adını açıkladı.

Gizli tanık odasında ifadesi alınan kişinin Şemdin Sakık olduğu anlaşıldı.

Duruşma, Sakık'ın beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.

SAKIK KİMDİR

PKK komutanlarından Şemdin Sakık ile kardeşi Arif Sakık, 13 Nisan 1998 tarihinde yakalanıp, Türkiye’ye getirildi. 20 Mayıs 1999’da Sakık ile kardeşi, ölüm cezasına çarptırıldılar. İdam cezasının kaldırılmasıyla Sakık ömür boyu hapse mahkum edildi. Sakık, milletvekili Sırrı Sakık'ın da kardeşi.

ANDIÇ SKANDALI

Şemdin Sakık'ın soruşturma zabtına, yalan ifadeler eklenerek basına sızdırılmasıdır.

Çevik Bir ve Erol Özkasnak'ın gönderdiği sahte belgeye göre Sakık ifadesinde bazı gazetecilerin ve sivil toplum kuruluşlarının "para karşılığı PKK’ye destek verdikleri"ni iddia etmişti. Sabah gazetesi sahibi Dinç Bilgin başta olmak üzere bazı medya patronları adı geçen gazetecilerin işine son verdi. Bu gazeteciler arasında Kürt sorununda devletin resmi politikasına uyum göstermeyen Cengiz Çandar, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Mehmet Barlas, Mehmet Ali Birand gibi gazeteciler bulunuyordu. Bu kişilerden Cengiz Çandar'ın yazıları durdurulurken; Mehmet Ali Birand, Sabah'tan atıldı ve Show TV'deki 32. Gün programı yayını askıya alındı. Belgede adı geçen Akın Birdal ise suikasta uğradı. Birdal suikasttan ağır yaralı olarak kurtuldu.

Daha sonra bu belgenin Çevik Bir ve Özkasnak tarafından "Andıç" adı verilen bir yazıyla hazırlandığı anlaşıldı. Belgenin Genelkurmay'ın bir andıçı olduğunun anlaşılmasıyla beraber olay hakkında hiçbir komutandan açıklama gelmedi. Olaydan 11 yıl sonra belgenin sahte olduğunun anlaşıldığı dönemde 2. Başkan olan orgeneral Yaşar Büyükanıt, 32. Gün programında Mehmet Ali Birand'ın sorusu üzerine "Evet hata idi..." açıklaması yapmıştır.

Geçtiğimiz günlerde Vakit gazetesi de Şemdin Sakık’ın gönderdiği mektuba dayanıyor iddiasıyla bazı gazeteciler hakkında çarpıtma haberler yayınlamış, bu da “ikinici andıç vakası” diye nitelenmişti.