Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart yerel seçimleri sonrası Yeniçağ gazetesi yazarı Ahmet Takan'ın da içinde olduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye ittifakı çağrısına temkinli yaklaşan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan'ın dakikası dakikasına uymuyor. Günü gününe uymuyor. Öyle bir yapısı var. Dolayısıyla olaylardan çok hızlı etkileniyor ve etkilendiği olayları sağlıklı değerlendirmek, onları süzmek, oturup istişare etmek, konuşmak değil doğrudan bireysel tepki vererek gerilimin dozunu yükseltiyor. Öyle bir alışkanlığı var Erdoğan'ın” dedi. 

CHP  Lideri Kılıçdaroğlu, kazanmalarına karşın bazı HDP’li belediye başkanlarının KHK’den ihraç edilmeleri nedeniyle mazbatalarını alamamalarına ilişkin olarak da  değerlendirmelerlerde bulundu. Kılıçdaroğlu, bu durumun Türkiye’yi yüksek tazminatlar ödeyecek bir sürece sokacağını düşündüğünü ifade etti.

Takan’ın, “Kılıçdaroğlu temkinli yaklaştı...” başlığıyla yayımlana yazısının bir bölümü şöyle:

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'dan gelen "Türkiye ittifakı" çağrısına temkinli yaklaştı. Kemal Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ın dakikası dakikasına uymuyor. Günü gününe uymuyor. Öyle bir yapısı var" dedi. CHP lideri, geçmişte uygulanan devlet geleneklerinin nasıl kaldırıldığını hatırlattı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün, yazılı medyanın Ankara temsilcileri ile kahvaltıda buluştu. Kılıçdaroğlu'nun ana başlıkları ile sorulara verdiği cevaplar şöyle;

--- Erdoğan'ın Türkiye ittifakı çağrısı... Erken seçim çağrısı yapıyor musunuz?..

Her şeyin sorumlusu olan Erdoğan, ülkeyi sağlıklı yönetmesi, ekonomideki kırılmaları azaltması, kişi başına geliri yükseltmesi işsizliği azaltması, temel hedeflerinden birisidir. Bunları yapmak içinde Erdoğan ne yapacak bilmiyoruz. Hangi kararları alacak onu da bilmiyoruz.

İşin özüne  dönersek Erdoğan gerilimsiz bir Türkiye istiyor. Seçim öncesi de seçim sonrası da gerilimin olduğu bir Türkiye'yi asla doğru bulmadım. Kendi içinde barışık bir Türkiye, demokratik standartları yüksek bir Türkiye bizim özlem duyduğumuz Türkiyedir. Gerilimi yaratan kendisidir.. Gerilimi sonlandıracak olan da kendisidir. Tümüyle kendisine bağlıdır. Ama Erdoğan'ın dakikası dakikasına uymuyor. Günü gününe uymuyor. Öyle bir yapısı var. Dolayısıyla olaylardan çok hızlı etkileniyor ve etkilendiği olayları sağlıklı değerlendirmek, onları süzmek, oturup istişare etmek, konuşmak değil doğrudan bireysel tepki vererek gerilimin dozunu yükseltiyor. Öyle bir alışkanlığı var Erdoğan'ın.
Bir erken seçim çağrısında bulunmuyorum. Öyle bir ortam olduğunu düşünmüyorum.

Bizim özel bir erken seçim talebimiz söz konusu değil. Tam tersine biz belediye başkanlarımızın önümüzdeki süreç içinde vaatlerini yerine getirip sorumlu birer politikacı olduklarını kamuoyuna göstermelerinizi istiyoruz.

--- YSK'nın KHK kararı...

Bu karar demokrasiye aykırıdır. Kişilerden bağımsız olarak söylüyorum. Hangi partinin üyesi olursa... Hukuk sürprizlere kapalıdır. Yasanın gereği yerine getirilir. Eğer yasada bir boşluk varsa o boşluk içtihatlarla doldurulur. Böyle bir tablo Türkiye'nin doğal kabul etmesi gereken bir tablo değildir. Şunu yapabilirdi YSK; evet ben sizi aldım, başlangıçta kabul ettim ama hata yapmışım şimdi ben bu seçimi iptal ediyorum ve seçimi yenileyeceğim. Dolayısıyla KHK ile görevine son verilenlerin dışındakiler yeniden seçime girerler ve kazanırlarsa gelir yerlerine otururlar. Bu daha adaletli bir davranış olabilirdi. Ama bu da yapılamadı dolayısıyla ben bu tablonun ilerde Türkiye'yi yüksek tazminatlar ödeyecek bir sürece sokacağını düşünüyorum.

--- Belediyeler borç batağında...

Doğal olarak belediye başkanları koltuğuna oturduğunda belediyenin mali tablosunu önüne alacaktır. Borçlar var mı? Evet borçlar var. Ama belediye başkanlarımıza şunu söyledik; sakın ola ki enkaz devraldık edebiyatı yapmayın. Bu göreve talip olmuşsanız, gereğini yapacaksınız. Baştan ağlaşmak efendim maf olduk ben nasıl yöneteceğim diye bir atmosferi asla yapmayacak.