Gazeteci-yazar Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın, yeni parti kurma çalışması sürdürdüğü konuşulan Ali Babacan'a yönelttiği "Ümmeti parçalamaya hakkınız yok" açıklamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan'ın Babacan'a karşı kullandığı "ümmet" ifadesinin Ankara'nın karar süreçlerindeki hasarı gösterdiğini' savunan Yetkin, Erdoğan'ın Babacan'a yönelik "Ben sana partide danışmanlık teklif ettim, kabul etmedin. Özbekistan Başkanı benden orada devletin yapılanmasında eleman istedi. Ali Bey'i teklif ettim. Maalesef oraya da evet demedi" sözlerini anımsatarak, "Bu ifadeler Ankara'da muhakeme ve karar işleyişinin ciddi hasar aldığını gösteriyor" ifadelerini kullandı.

Kişisel blogunda AKP’deki gelişmeleri ele alan Yetkin, 'muhakeme ve karar işleyişinde hasarın' sadece bununla sınırlı kalmadığını öne sürdü.

Yetkin, "Bir örnek de seçimlere günler kala PKK lideri Abdullah Öcalan'dan HDP'ye 'İmamoğlu'na oy verilmesin' mealinde bir mektup taşınmasıdır. Artık kimin parlak fikriyse, tamamen ters teptiği görüldü" ifadelerini kullandı.

Yetkin'in kişisel blogunda yayımladığı yazısının* ilgili bölümü şöyle:

"Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bosna-Hersek dönüşü gazeteciler Ali Babacan'ın parti çalışmaları için istifasını sorunca "Bak Ali Bey" diye söze başladığını anlatmış. Ona ya partide danışmanlık, ya da "hatta daha ileri giderek" Özbekistan'ın yeniden yapılandırma "elemanlığı" teklif etmiş. Babacan "maalesef evet dememiş".

"Bu ifadeler Ankara'da muhakeme ve karar işleyişinin ciddi hasar aldığını gösteriyor.

"Neden mi? Hiçbir güç sahibi, kaçınılmaz olanı durdurmaya çalışmak için ters yüz edileceği, dolayısıyla gücünü aşındıracak bir teklifte bulunmaz. Bu devlet yönetiminde de, şirket yönetiminde de örneğin öğrenci derneği yönetiminde de böyledir.

"Yaptırımı olmayan güç kullanımı otoriteyi zayıflatır."

Murat Yetkin'in yazısının tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.