AYM'nin Balyoz davası hakkında verdiği yeniden yargılama kararının KCK dosyalarında da hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Avukat Ercan Kanar, "Başbuğ, yine Hanefi Avcı ile ilgili verilen karara baktığımızda o kararların gerekçeleri çifte standarda düşürülmeden KCK davalarında ve diğer davalarda da derhal yaşama geçirilmeli. Aksi taktirde yargı yine majestelerinin yargısı olur, objektif, tarafsız bağımsız bir yargı söz konusu olmaz" dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin, Özel Yetkili Mahkemece (ÖYM) yürütülen Balyoz davası sanıklarının aldıkları mahkumiyet kararlarına Anayasa’nın 36. maddesinde koruma altına alınan adil yargılanma hakkı ile Anayasa’nın 19. maddesinde koruma altına alınan özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiği gerekçeleriyle yaptıkları başvuru hakkında sanıkların "haklarının ihlal edildiğini" belirterek verdiği yeniden yargılama kararı sonrası Balyoz davası sanıkları tahliye edilirken, Şike davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu bazı sanıkların yaptığı yeniden yargılama ve infazın ertelenmesi taleplerini değerlendirek sanıkların yeniden yargılanması talebini kabul etti.

Yaşanan gelişmelere rağmen Özel Yetkili Mahkemeler de görülmeye başlanan ve mahkemelerin kaldırılmasının ardından Ağır Ceza Mahkemelerinde görülmeye devam eden KCK davalarında hala onlarca siyasetçinin tutuklu bulunması ise yargının çifte standartını bir kez daha gösteriyor. Konuya ilişkin DİHA’ya değerlendirmelerde bulunan Avukat Ercan Kanar, AYM'nin Balyoz davası hakkında verdiği yeniden yargılama kararın KCK dosyalarında da hayata geçirilmesi gerektiğini ve tüm KCK tutuklularının serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

'ÖYM'LERCE İŞLENMİŞ TÜM DOSYALAR YENİDEN GÖRÜLMELİ'

ÖYM'lerin kaldırılmasını sağlayan yasanın gerekçesinin, daha önce ÖYM'lerle ilgili sürekli olarak dillendirdikleri eleştirilere paralel olduğuna dikkat çeken Avukat Ercan Kanar, "Söz konusu yasanın gerekçesinde bu mahkemelerde adil yargılamaların işlemediği, rafa kaldırıldığı, masumiyet karinesine uyulmadığı, tutuklama ile ilgili infaz yaparcasına kararlar verildiği belirtiliyor" dedi. Kanar, ÖYM'lerin kaldırılmasının ardından ÖYM'lerce yürütülen tüm dava dosyalarının yargılamasının tekrar yapılması gerektiğini de söyledi. Yasanın ilk halinde Yargıtay'ın dosyalara devam edeceğine dair herhangi bir hükmün olmadığını hatırlatan Kanar, sonradan anti-demokratik bir hükmün eklendiğinin altını çizerek, "Meclis'ten geçerken Yargıtay'ın önündeki dosyaları bitirmesi gerektiği şeklinde anti-demokratik bir hüküm eklendi. Ama Yargıtay kendiliğinden yasanın gerekçesini dikkate alarak Anayasa'nın 90'ıncı maddesine uyarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin dürüst yargılama hakkını düzenleyen 6'ıncı maddesine göre dosyaları yeniden yargılama için geri gönderebilir" dedi.

'BALYOZ KARARI KCK İÇİN DE GEÇERLİ OLMALI'

Anayasa Mahkemesi tarafından 'hakları ihlal edildiği' gerekçesi ile Balyoz davası sanıkları hakkında verilen yeniden yargılama kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kanar, bu kararın KCK davaları için de geçerli olması gerektiğini söyledi.

AYM'nin Balyoz kararında tanıkların dinlenmemesinin dürüst yargılanma hakkında aykırılık teşkil ettiği yönünde karar verdiğini belirten Kanar, aynı durumun KCK davaları ve sol örgüt davaları için de geçerli olduğunun altını çizdi. Kanar, "Biz de, daha önceden dinlenmeyen, bizim talep ettiğimiz tanıkların tekrar tartışılması dinlenilmesi gerektiğini belirttik ama mahkemeler alışkanlıklarından vazgeçmiyorlar. Zaten bizde yargı kültürü demokratik olmadığı için normal mahkemeler de, nerdeyse ÖYM'lerin mantığı ile işliyor" dedi.

'TÜM KCK TUTSAKLARI SERBEST BIRAKILMALI'

Yargıda çifte standarttın ortadan kaldırılması için KCK dosyalarının da Balyoz davası dosyası gibi doğal yargıya taşınması gerektiği değerlendirmesini yapan Kanar, "Şimdi yapılması gereken, hüküm haline gelmiş yada Yargıtay'da olan KCK dosyaları, sol davaları ve diğer dosyalar derhal doğal yargıya gönderilmeli, yeniden yargılama yapılması gerekir. Ayrıca başta Hatip Dicle olmak üzere KCK davasından tutuklu herkesin serbest bırakılması gerekir. Başbuğ, yine Hanefi Avcı ile ilgili verilen karara baktığımızda o kararların gerekçeleri çifte standarda düşürülmeden KCK davalarında ve diğer davalarda da derhal yaşama geçirilmeli aksi taktirde yargı yine majestelerin yargısı olur, objektif, tarafsız bağımsız bir yargı söz konusu olmaz."

'TMY DÜŞMANLA SAVAŞ HUKUKUN ANAYASASIDIR'

Kanar, Terörle Mücadele Yasası'nın kaldırılmadığı müddetçe normal mahkemelerin de ÖYM'ler gibi çalışacağına dikkat çekerek, "Terörle Mücadele Yasası, düşmanla savaş hukukunun anayasasıdır. Bunun kaldırılması gerekir. Bu hem Kürt sorununa demokratik çözüm hem halkların hak eşitliği temeline dayanan gerçek barışın sağlanması içinde gerekli" diye belirtti. Esas itibari demokratik çözümün sağlanması için siyasi bir affa ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Kanar, böylesi bir adıma "Toplumsal barış yasası" da denilebileceğini belirtti. Kanar, bu adımların atılmaması halinde gerçekleştirilecek barışın "kof bir barış profilinden" ibaret olacağı değerlendirmesini yaptı. (DİHA)