Uzmanlara göre elektrik ihtiyacını karşılamak için yazın kömür ve doğalgaz santralleri daha çok çalışacak. Yerli kaynaklara yönelimi artırmak isteyen Türkiye, kömür santrallerinin payını da yüzde 25’ten yüzde 30’a yükseltme hedefinde.

Soma’daki maden katliamının ardından Türkiye’nin enerji politikalarında kömürün yeri yeniden gündeme geldi. Türkiye'de kömürün kurulu gücü yüzde 19,2 düzeyinde. Elektrik üretiminde ise kömürün payı yüzde 25. Bunun da yarısı yerli kömürden sağlanıyor.

Uzmanlara göre bu oran dönemsel olarak yazın artabilir. Türkiye’de kuraklık nedeniyle barajlar dolmayınca, yazın doğalgaz ve kömür santrallerinin daha çok kullanılması bekleniyor.

El Cezire türk'te yer alan habere göre Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Birim Koordinatörü Olgun Sakarya aralık ayındaki doğalgaz sıkıntısı sırasında yerli kömür santrallerinin üretimdeki payının yüzde 12’den yüzde 14’e çıktığını, hidroliklerin payının da yüzde 25’ten yüzde 30,5’a yükseldiğini hatırlatıyor, “Özellikle yazın doğalgaz ve yerli kömüre daha fazla yüklenilir. Elektrik ithali de gündemde” diyor.

Kömür, uzun vadede de Türkiye için kilit önemde. Petrol ve doğalgazda dışa bağımlılığı azaltmak isteyen Türkiye, yerli kaynakların kullanımına ağırlık vermek, 2023’te petrol ve doğalgaz ithal etmemek istiyor. Bu, cari açığın düşürülmesi, enerji faturasının azalması açısından önemli. Türkiye petrol ve doğalgaz zengini bir ülke olmadığı için elindeki imkanlar sınırlı.

Kömürde bugüne kadar kaynakların yalnızca yüzde 37’si değerlendirildi. Enerjide 2023’te tüm kömür kaynaklarının ekonomiye kazandırılması hedefleniyor. Önümüzdeki dönemde hükümet daha fazla kömür santrali istiyor.

Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Birim Koordinatörü Olgun Sakarya, kömürün yerli kaynak olarak birçok avantajı olduğunu savunuyor. Doğalgaza bağımlı Türkiye’nin arz güvenliği açısından kömür yatırımlarını artırmasını gerekli bulan Sakarya, son teknoloji santrallerle çevrenin tahrip edilmeyeceği görüşünde.

Sakarya, Türkiye’nin alternatif enerji kaynaklarına da eğilmesi gerektiğini belirtirken, “Güneş zengini bir ülkeyiz, yavaş gidiyoruz. Almanya ihtiyacının yüzde 4.5’unu güneşten karşılıyor” diyor.

Elektrik Üreticileri Derneği Başkanı Önder Karaduman’a göre ise Türkiye politikalarını gözden geçirmeli ve kömüre yönelim azaltılmalı. Karaduman, kömürün iklim değişikliğine neden olan en tehlikeli yakıt olduğu görüşünde.
"Türkiye'deki kömürün kalorisi az, çıkarması zor"

Karaduman, Türkiye’de çıkan kömürün değerlendirmeye değecek bir kömür olmadığını söylüyor, "Türkiye’deki kömür kilo kalori olarak düşük, derinde oldukları için çıkarılmaları zor” diyor. Önder Karaduman, özelleştirmelerden sonra kömüre karşı bilinçsiz bir eğilim başladığını, bunun da sebebinin tamamen psikolojik olduğunu söylüyor. Bugüne kadar Seyitömer, Kangal santralları özelleştirildi, Çatalağzı,Yeniköy ve Kemerköy santrallarının teklifleri alındı.

Karaduman için alternatif, nükleer ve yenilenebilir enerji. Ancak, nükleerde Rus teknolojisi yerine AB tarafından denenmiş teknolojinin kullanılması gerektiğini düşünüyor, "Yenilenebilir için de iletim ağlarının kuvvetlendirilmesi gerek” diyor.
"Teşvik olmadan, hedeflere ulaşmak zor"

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun eski başkanı Yusuf Günay da, yerli kömürün kilo kalorisinin düşük olduğunu söylüyor ama Türkiye’nin yerli kaynaklarını kullanmasının da şart olduğunu ekliyor.

Günay’a göre yerli kömürün santral kurma maliyeti daha fazla, bu nedenle hükümet desteği gerekli. Günay, teşvik olmadan yerli kaynakların ekonomiye kazandırılmasını zor görüyor.
Günay, hedeflerin kağıt üzerinde kaldığını belirterek, yatırımcı ilgisinin hâlâ doğalgazda olduğunu vurguluyor. 2014 yılında yapılacak enerji yatırımlarında da doğalgaz santralleri ilk sırada. Doğalgaz santrallerinin kurulum maliyeti, kömür santrallerinin neredeyse yarısı.
Türkiye’de 27 kömür santrali var. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre 2020 yılında kömürün, enerji tüketiminde petrolü geçmesi muhtemel. Dünyada enerji ihtiyacı hızla artan Çin ve Hindistan kömürde en çok yatırım yapılan ülkelerin başında.