Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Ferhat Encu’nun, “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılandığı davanın 2 duruşması görüldü.

Encu mahkeme heyetine, “Nasıl milletvekili olarak benim yasama yetkim gasp edilmiş ise, sizin de yargılama yetkiniz gasp edilmiştir” dedi.

15 Şubat’ta görülen ara mahkemede tahliye edildikten 2 gün sonra yeniden tutuklanan tutuklanmıştı.

Şırnak 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Encu, tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi’nden SEGBİS yolu ile katıldı. Duruşmaya Encu’nun ailesi, avukatları ve HDP Şırnak Milletvekili Aycan İrmez katıldı.

‘YARGILANAN ŞIRNAK HALKININ İRADESİDİR’

Savunmasına tüm kadınların 8 Mart’ını kutlayarak başlayan Ferhat Encu, savcının itirazı ile kendisini yeniden tutuklayan Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne teşekkür etti!

Encu, “Biz ilk günden beri bu yargılamaların siyasi bir nedene dayandığını söylüyoruz. Bu sözlerimiz bundan daha iyi somutlaştırılamazdı. Bu nedenle kendilerine teşekkür ediyorum. Yargı, muhalefeti sindirmek amacıyla kullanabilecek bir sopa değildir. Bizler kendimiz için siyaset yapmıyoruz. Bu ülkede yaşayan herkesin ihlal edilen haklarını dile getirmekle, yapılan hak ihlallerinin önüne geçmekle, halkın sesi olmakla yükümlüyüz. İlk duruşmada ifade ettiğim gibi bu davada yargılanan ben değilim, Şırnak halkının iradesidir” dedi.

‘MAHKEMENİN MAHKEMYE KARŞI BİR KARARIDIR’

Mahkemenin verdiği tahliye kararının ardından tekrar tutuklanmasının şahsından öte tahliye kararı veren mahkemeye karşı alınmış bir karar olduğuna dikkat çeken Encu, “Nasıl milletvekili olarak benim yasama yetkim gasp edilmiş ise sizin de yargılama yetkiniz gasp edilmiştir. Savcı nasıl iddianamede niyet okuması yaparak irademi yok saydıysa maalesef Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesi de Mahkemenizin yerine geçmiş ve heyetinizin iradesini yok saymıştır. Bu dava ile ilgili olarak benim hakkımda karar verebilecek tek yer sizin mahkemenizdir; Şırnak 1 Ağır Ceza Mahkemesi değildir.

Ama Şırnak 1. Ağır Ceza Mahkemesi, içinde benim görüşlerime de yer verilen bir haber için atılan başlığın kendisinin suç olduğuna hükmetmiş ve hakkımda bir karar vermiştir” ifadelerini kullandı.

‘VEKİL OLARAK SİYASİ DEĞERLENDİRMEDE BULUNDUM’

İçerisinde kendi görüşlerine de yer veren bir haberi sosyal medya üzerinden paylaştığını dile getiren Encu şu şekilde devam etti:

“Teknik nedenlerden kaynaklı olarak bu paylaşımda basın kuruluşunun kendisinin seçtiği başlık görülmektedir. İlk duruşmada da açıklamıştık bu haber nedeniyle hakkımda başlatılan bir soruşturma, açılan bir dava yoktur. İddianamede de bu haber nedeniyle suçlanmıyorum.

Bu haber hakkında bir açıklama yapmak durumunda değilim. Ancak şunların bilinmesi gerekmektedir: Bu haberde, esasen güncel bir konu üzerine benim yaptığım siyasal bir değerlendirmeye yer verilmektedir. O sırada İdil ilçesinde sokağa çıkma yasağı devam ediyordu ve ben de ilçedeydim. Benim değerlendirmelerim de güncel bir konu olan sokağa çıkma yasakları üzerineydi. Bir siyasetçi olarak değerlendirme yaparken olayların nedenlerine bakmak zorundayım. Neden-sonuç ilişkisi, sorunları çözebilmek için bize yol gösterecek pusuladır. Bu yüzden de neden-sonuç ilişkisine bakmak temel bir sorumluluktur. Çünkü eğer bunu gözden kaçırırsak, toplumsal düzenin sağlanmasına, bizi bir arada tutacak toplumsal dokunun örülmesine katkı sağlayamayız. Bildiğiniz gibi Valiliklerce sokağa çıkma yasakları ilan edilmesi özyönetim talepleri ve hendekler ile ilişkilendirilmiştir. Resmi açıklamalar bu yöndedir. Dolayısıyla siyasi bir değerlendirme yaparken öz yönetim üzerine açıklamada bulunmam doğaldır ve gereklidir.”

‘ÖZYÖNETİMİ SİYASİ TARTIŞMA YAPMAK SUÇ SAYILIYOR’

Özyönetim’in HDP tüzüğünde de yer aldığını hatırlatan Encu, bunun bir çözüm projesi olarak yer aldığını ifade etti.

Encu, şöyle devam etti:

“Partimiz için yerel yönetimler, gündelik yaşamı ilgilendiren kararların doğrudan demokrasi ile alınacağı ve uygulanacağı özyönetimlerdir. Yerel demokrasi anlayışımız, temsili demokrasiyi aşan doğrudan demokrasiye dayanır. Bu partimizin anlayışı ve önerisidir. Bunun neresinde şiddet, neresinde terör övgüsü, propagandası vardır? Biz seçmenlerimize bunu vaat ettik. Bunu da öyle gizli saklı toplantılarda dile getirmedik. Seçim meydanlarında, seçmen buluşmalarında söyledik. Seçmende her iki seçimde de bir karşılığını buldu vaatlerimiz ve bizleri Meclis’e layık gördüler. Biz bunu Meclis kürsüsünden de ifade ettik.

Partimiz defalarca Meclis’e sundu. Hatta ben bu ifadeleri cezaevinde cevapladığım bir röportajda da belirttim. Cezaevi yönetimi bunları sansürledi. Ama avukatımın itirazı sonucunda mahkeme bu ifadelerin ‘devletin terörle mücadele politikasının eleştirilmesi’ olduğunu söyledi. Yani, eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu kabul ederek sansürü kaldırdı. Parti tüzüğümüz incelemeden geçmiştir ve partimize karşı yapılan bir işlem yoktur. Bu yargılamalara kadar bunu dile getiren kişilere karşı da bir işlem yapılmamıştır. Ama şimdi bir siyasi tartışma yapmak suç olarak değerlendiriyor.”

‘TAHAMMÜLSÜZLÜK TOPLUMSAL DOKUNUN İNCELMESİNE SEBEP OLACAKTIR’

Cumhurbaşkanı ya da AKP’nin, partili cumhurbaşkanlığı dediği bir modeli savunmasının mümkün olduğu gibi HDP’nin de özyönetimi savunmasının mümkün olduğunu anlatan Encu, şunları söyledi:

“Söylenen sözler birçok kesime aykırı gelebilir, devleti yönetenler söylediğim sözleri beğenmeyebilir, öfkelenebilir. Ama bir milletvekili olarak benim ifade özgürlüğümün özellikle güvence altına alınması gerekir. Çünkü düşüncemi ve fikrimi özgürce dile getirebilmem, farklı görüşlere sahip insanlar olarak bu ülkede bir arada yaşayabilmemizin teminatıdır. Bunun aksi, bizleri birbirine karşı tahammülsüz hale getirecek ve o toplumsal dokunun incelmesine sebep olacaktır. Yargının onuru, adalete olan güvenin sağlanması adına sizden karar bekliyorum.”

Encu’nun avukatları ise tahliye talebinde bulunurken, Mahkeme heyeti, duruşmayı 21 Nisan’a erteledi.

'BİR OĞLUMU ÖLDÜRDÜLER DİĞERİNİ TUTUKLADILAR'

Duruşma çıkışı Encu’nun annesi Halime Encu, “Serhat’ımı öldürdüler, Ferhat’ı tutukladılar” diyerek karara tepki gösterdi.