Panele Türkiye ’nin ilk İslami vicdani retçisi olan Enver Aydemir, kadın vicdani retçi Nebiye Arı, Özgür Açılım Platformu Başkanı Sema Erdoğan Başaran ile Malatya Askeri Mahkemesi’nin hakkında verdiği kararla vicdani retçilere umut kaynağı olan Muhammed Serdar Delice katıldı. Panelde İslam dini içerisinde vicdani reddin yerini tartışan vicdani retçiler, İslam ’ın sadece cihat kavramından ibaret olmadığını, cihat kavramının yanlış yansıtıldığını dile getirdi. Sema Erdoğan Başaran “Herkes cihadın savaştan ibaret olduğunu sanıyor. Oysa İslamiyet hoşgörü dinidir. Kaldı ki cihatta zorunlu askerlik yoktur. Cihatta gönüllülük esası vardır. İslamiyet döneminde insanlar Allah adına savaşıyorlardı. Oysa şimdi insanlar ne için savaştığını bilmiyorlar” diye konuştu.

 

‘SAVAŞ DEĞİL MÜZAKERE’

Milliyetçi duygularla yetiştiğini ve sakat olmasına rağmen askerliğe karşı olmadığını belirten Muhammed Serdar Delice, askerlikte imanıyla oynandığı için vicdani retçi olduğunu dile getirdi:

 

“Babam bana askerliğin peygamber ocağı olduğunu söylerdi. Ben de askere severek gittim. Şubat 2010 yılında askerlik yaptığım Malatya ’da koğuşta öğlen namazımı kıldım. O sırada dışarıda içtima vardı. Ben namaz kıldığım için içtimaya 5 dakika geç kaldım. Bir de baktım ki başçavuşlardan biri o sırada seccadem ile Kuran-ı Kerimimi camdan dışarı attı. Ondan sonra benim psikolojim bozuldu. Beni hemen başka tabura yolladılar. Vicdani reddimi açıkladım. Benim inancım son noktaya kadar savaşmayı değil müzakere etmeyi emrediyor.”

 

‘HERKES YANLIŞ DEDİ’

Vicdani ret yaptığı için insanların kendisine olan bakış açısının değiştiğini belirten Enver Aydemir en çok da İslami camiadan tepki gördüğünü dile getirdi: “Vicdani ret yapmadan önce bu konuyu çok araştırdım. Başta yakın çevrem olmak üzere herkes vicdani reddin yanlış olduğunu savunuyordu. Hatta ailem bile vicdani ret yerine bedelli askerliği önerdi. Fakat kabul etmedim. Çünkü bedelli askerlikte de başkalarının hakkını yiyorsunuz. İslami camiada vicdani reddi meşru görenlerin çoğunun kadın olması beni şaşırtıyor. Vicdani ret benim için son çareydi. Vicdani ret İslamiyet inancına ters değil.”

 

İLAHİYATÇILAR NE DİYOR?

İslamiyet inancında vicdani reddin yerinin olmadığını inanan ilahiyatçılar olduğu gibi, bu konunun tartışılmasında fayda olduğunu söyleyenler de var. Prof. Dr. Beyza Bilgin, İslamiyet’in savaşmayı savunmadığını belirtiyor: “Sadece Müslümanların varlığı tehlike altındaysa herkes savaşa katılır. Müslüman Müslümanı öldürmemeli. İnancından yola çıkarak İslamiyet döneminde bile savaşa katılmayanlar olmuştur.

Fakat bu kişiler hep ayıplanmıştır. Örneğin Hz. Ömer’in oğlu, Hz. Ali ile Muaviye arasında geçen halifelik savaşına katılmamıştır. Çünkü ona göre Müslümanlar kendi aralarındaki sorunları savaşla değil, müzakere ile çözmelidir. Vicdani reddi tartışmakta fayda var.” Prof. Dr. Süleyman Ateş ise “Askerlik kimsenin keyfine bırakılamaz. Askerlik yapmak istemeyenler de bedel ödesin. İslamiyet eşitlik esasına dayalı bir dindir. Vicdani ret İslami adalete uygun değildir” diyor.

 

44 KADIN VİCDANİ RETÇİ VAR

İslami gerekçelerle vicdani reddini açıklayan ilk kadın olan Nebiye Arı, Türkiye’de 144 vicdani retçinin olduğunu, bunların 44’ünün kadın olduğunu söylüyor. “Devlet askerliği kadınlar için zorunlu görmediği için kadınların vicdani reddini görmezden geliyor” diyen Arı şöyle konuştu: “Sözde laik bir ülkede yaşıyoruz. Ama devletin her fırsatta ‘Peygamber ocağı, şehit ve kutsal vatan’ gibi deyimlerle askerliği meşrulaştırdığını görüyoruz. Diğer yandan, Türkiye kâğıt üzerinde bir özgürlük ülkesi fakat bir kadın gözüyle baktığımda askerliğin zorunlu olması bana çok saçma geliyor.” (Radikal)