Başkent’te yol üzerinde rastladığı kavgaya müdahale eden polis, 'Dur' ihtarına uymayarak kaçmaya çalışan şahsa ateş etti. Açılan ateş sonucunda ensesinden ve sırtından yaralanan şahıs kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili görevli polis memurları hakkında soruşturma başlatıldı.

 

Keçiören Pınarbaşı Mahallesi Ayva Sokak’ta gerçekleşen olayda, Cem Aygün (24), arkadaşları D.A. ve K.D. ile buluşmaya gitti. Aygün, arabasına aldığı iki kız arkadaşıyla bir süre çevrede dolaştı. Daha sonra aracı sokak üzerine park eden üçlü arasında henüz bilinmeyen bir nedenle kavga çıktı. Bu sırada Aygün’den dayak yediği öne sürülen kızlardan K.D. bağırmaya başladı. Sesler üzerine bölgede devriye görevi yapan iki polis memuru olaya müdahale etmek istedi. Polislerin müdahalesiyle karşılaşan Cem Aygün, olay yerinden kaçmaya çalıştı. Polisin ‘Dur' ihtarına uymadığı iddia edilen Aygün, kaçmayı sürdürünce ekipler şahsın arkasından ateş açtı. Polisin silahından çıkan kurşunlar, Aygün’ün ensesine ve sırtına isabet etti. Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yanında gerçekleşen olayın ardından Aygün, ambulansla hemen hastaneye kaldırıldı. Ancak, Aygün kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

 

POLİS MEMURLARI HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILDI

Kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden Aygün’ü vurduğu iddia edilen Keçiören İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli iki polis memuru gözaltına alındı. Haklarında soruşturma açılan polislerin havaya ateş ettiklerini ancak dengelerini kaybetmeleri üzerine kurşunların Aygün’e isabet ettiğini söyledikleri öğrenildi. Polislerin Cinayet Bürosu'ndaki sorgusu sürerken, olayda polisten yardım isteyen K.D.’nin Cem Aygün tarafından darp edildiğini ve cep telefonunun gasp edildiğini söylediği ortaya çıktı. Çeşitli suçlardan 69 ayrı suç dosyasının bulunduğu öne sürülen Cem Aygün’ün hakkında yakalama kararı olduğu için polisten kaçtığı iddia edildi.

 

POLİSİN SİLAHINDAN ÇIKAN KURŞUNLARLA ÖLEN AYGÜN TOPRAĞA VERİLDİ

Cem Aygün’ün cenazesi Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi morgundan Keçiören Adli Tıp Kurumu Morgu’na götürüldü. Yapılan otopsinin ardından Aygün’ün cenazesi yakınlarına teslim edildi. Aygün, Karşıyaka Mezarlığı’nda öğle vaktinde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.

 

Baba İsmet Aygün, oğlunun 55 gün önce 3. yargı paketi kapsamında şartlı tahliye olduğunu, çocuk ıslah evinde her gün 4 saat çalıştığını ve yine her gün karakola gidip imza verdiğini söyledi. Baba Aygün olayı şöyle anlattı: “Kız arkadaşıyla buluşmuş, arkadaşı 'bir kız gelip bana seni sevdiğini söyledi' demiş. Oğlum da ‘Kızı bana göster kim bu?’ deyip gidip kızla yüzleşiyorlar. Bu sırada kızların arasında kavga çıkmış. Kızlardan birisi sinirlenerek sim kartını kırarak, cep telefonunu yere atmış. Daha sonra kızlardan biri polise gidip şikâyet etmiş. Sonra polis gelip kimlik kontrolü yapmış.”

 

Bu sırada polisin oğlunu taciz ettiğini ve oğlunun geri çekilmeye çalıştığını ifade eden baba Aygün, çıkan arbede sırasında polisin oğlunu ensesinden, sırtından ve ayağından vurduğunu söyledi. Konunun takipçisi olacağını ve polislerden davacı olduğunu belirten baba, sonuna kadar haklarını arayacağını ifade etti.

 

Olayda iki polisin olduğunu birinin 15 yıllık diğerinin ise 7 buçuk aylık olduğunu söyleyen Aygün’ün akrabası İsmail Koçak ise “Kuzenime 10 el ateş açılmış, kurşunlardan 3'ü kuzenimin vücuduna isabet etmiş” şeklinde konuştu. (Haberexen)

 

CEM'İN AİLESİ: KATİL POLİSLER CEZALANDIRILSIN

Cem Aygün’ün ailesi ve Tutluca köylüleri, Cem’in katledilmesini protesto etmek amacıyla Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde basın açıklaması yaptı.

 

Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri’nin de “Polis şiddetine son” yazılı pankartla katıldığı açıklamada sık sık atılan “Katil polis hesap verecek”, “Katil devlet hesap verecek” sloganları ile polis terörü lanetlendi.

 

Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde 30 Ağustos günü polis tarafından “Dur ihtarına uymadığı” gerekçesiyle öldürülen Cem Aygün’ün ailesinin gözyaşlarına boğulduğu eylemde, aile Cem’in katilinin polis olduğunu haykırdı. Abla Aygün, “Polis diye, devlet diye ayrım yapılmasın. Katil polisler cezalandırılsın. Benim kardeşimi polis öldürdü. Bizim ciğerimiz yanıyor” diye eylem boyunca feryat etti. Abla Aygün, Cem’in söylendiği gibi bir defa vurulmadığını defalarca Cem’e ateş edildiğini haykırdı.

 

Baba İsmet Aygün ise, “Oğlumun katilleri cezalandırılsın” dedi.

 

Açıklamada bulunan Celal Atlı, şartlı salı verme kanunundan yararlanarak cezaevinden yeni çıkan Cem’in, bir tartışma sonucu elinden yaralanan arkadaşı içi hastane önündeyken, GBT kontrolü yapan polislerle yaşanan tartışma sonucu kaçmak zorunda kaldığını, Cem’in arkasından ateş eden polislerce ensesinden vurulduğunu belirtti. Ve “Bu nedenle 24 yaşında bir insan öldürülür mü?” diye sordu.

 

Gün boyunca Cem’in ailesine haber verilmediğini belirten Atlı, “Cem’in babasını yanına alan ekip arabası, yaklaşık 3 saat gezdirdikten sonra babaya, ‘başınız sağ olsun, oğlunuzu kaybettik’ diyorlar. Neden, neyi gizlemeye çalıştılar? Veya neyin üstünü örttüler? Şüpheleniyoruz ve yetkili makamların gerekli açıklamayı yapmasını istiyoruz” diye konuştu.

 

“Hangi suçu kapatmaya çalıştınız? Bizim oğlumuz başka şekilde yakalanamaz mıydı? Bir insanı öldürmek, bu ülkede bu kadar kolay mı? Bu cesareti ve keyfi öldürme yetkisini nereden buluyorsunuz?” diye soran Atlı, Cem’in yargısız olarak infaz edildiğini vurguladı. Atlı, “Biz Cem’in ailesi olarak, bu canice tutumu şiddetle protesto ediyor ve katil polislerin cezalandırılmasını istiyoruz” diye ekledi.

 

Türkiye’de polis kurşunlarıyla katledilenlerin katillerine verilen cezalar veya beraat kararlarının yeni polis cinayetlerinin önünü açtığını belirten Atlı, “Bu tür olayları yapanlar, devletin korumacılığından cesaret alıyorlar. Sonra da bu katiller, ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşmaya devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.

 

Atlı, davanın takipçisi olacaklarını belirterek, kamuoyundan, basından, hukukçulardan ve insan hakları savunucularından destek beklediklerini söyledi.

 

KESK Ankara Şubeler Platformu dönem sözcüsü Mevlüt Çakmak ise yaptığı kısa konuşmada, polis kurşunu ile yaşamını yitirenleri hatırlattı.

 

Artan polis şiddeti yüzünden her sabah yeni ölümlere uyanıldığını ifade eden Çakmak, “Polis, canını korumakla mükellef oldukları kişilere karşı ateş etmek dahil her türlü gücü kullanıyor. Polisin silah kullanma yetkisinin sınırlandırılmasını ve sorumluların yargılanmasını istiyoruz” diye konuştu. (ANF)