Basın açıklamasının tam metni şöyle: 

Kadim Kürdistan coğrafyasında savaş hâli hüküm sürüyor. Bütün savaşlarda olduğu gibi coğrafyamızdaki savaşta da mağdur ve mazlum kimliği nedeniyle Kürdistan Halkları hak talepkârlığını yüksek sesle dillendirdiğinden savaşın mağduru haline dönüşüyor / dönüştürülüyor.
Her yaştan siviller vuruluyor, katlediliyor, yerinden yurdundan sürgün ediliyor. Yetmezmiş gibi, evleri-barkları, ibadethaneleri, işyerleri taammüden cinayete kurban ediliyor.
Zaten yoksulluk sınırına dayanmış insanlarımızın yaşam haklarının ihlallerinin yanında, ekonomik olarak çökertilmesi de acıya acı katıyor.
Son sekiz ay içerisinde gün geçmiyor ki, Kürdistan’ın herhangi bir yerleşim yerinden halkın benzer feryatları duyulmuyor olsun!
İşte Varto…
İşte Silvan…
İşte Cizre…
İşte Nusaybin…
İşte Licê…
Derik, Silopi, Kızıltepe, Gewer, Sur ve diğer yerleşkeler…
Verdiğimiz örnekler sayılamayacak kadar çok olmakla birlikte geçtiğimiz günlerde Merwanî Kürtlerinin önemli kenti Silvan’da (Farqîn) Azizoğulları Konağı Silvan’ın 12 günlük sokağa çıkma yasağı günlerinde ağır silahlarla tahrip edilerek işgal edildi.
Yine aynı şekilde Amed’in binlerce yıllık tarih ve kültür beldesi Suriçinde önce Kurşunlu Camii, ardından da Dört Ayaklı Minare kurşunlanarak yıkılmak istendi.
Aynı vandallık ve zalimlik; Kültürel Mirasa dair değerlerimize sahip çıkmakla birlikte dile, kimliğe, inanca, kültüre; özetle halkının varoluş felsefesine vurgu yapan kurum ve şahsiyetlere de acımasızca yönelindiğini göstermektedir. 
Bunun son örneği Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin “İnsanlığın mirasıyım, mirasına sahip çık” sloganıyla Dört Ayaklı Minare için Basın Açıklamasının ardından katledimesiyle yaşandı.
Tahir Elçi’nin katillerinin kim olduğunu halkımız çok iyi bilmektedir. Doksanlı yılların faili meçhul cinayetlerinin güncelleştirilerek daha vahşi bir boyuta taşınmasını şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.
Bizler;
Demokratik Toplum Kongresinin, Kültür Sanat Komisyonu, Halklar İnançlar Komisyonu ve Ekoloji Komisyonu olarak; toplumu, ilgili kamuoyunu, atanmış ve seçilmiş şahsiyetleri, kurum temsilcilerini ortak paydada buluşmaya ve davranmaya davet ediyoruz. 
UNESCO’nun tarihi ve kültürel miras listesine kaydedilen değerlerimizin tüm insanlığın ortak mirası olduğu gerçekliğini bir kez daha vurguluyoruz. Bu vurgudan hareketle değerlerimize karşı yürütülen “organize” olmuş ve kendilerini “Esedullah Timleri” gibi duvar yazıları ile pervasızca ifade eden devletin güvenlik güçlerine bir kez daha hatırlatırız ki; varlık sebeplerimizden biri olan tarihi ve kültürel mirasımızın coğrafyamızın kadim halkları adına bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da koruyucusu olacağız.
Bu bilinçle;
Allah’ın Sesinin toplumla buluşmasının simgeleri olan İnanç ve İbadet Mekânlarımızın kurşunlanması, tarihi ve kültürel yapılarımızın karargâha çevrilmesi, bu eserlere sahip çıkılıyor diye insanımıza ve kurumlarımıza akıl almaz vahşetle yönelinmesi kabul edilemez.
Demokratik Toplum Kongresi olarak insanımızı, doğamızı, tarihi ve kültürel değerlerimizi acımasızca yok etmeyi hedefleyen hunharlığa karşı, toplumumuzu duyarlılığa davet ediyoruz. 
DTK, Kültür Sanat Komisyonu
DTK, Halklar ve İnançlar Komisyonu 
DTK, Ekoloji Komisyonu