İki gün süren genel kurula, 43 ilden gelen 850 delege katıldı. Sonuç bildirgesini açıklayan DTK 5. Genel Kurulu’nda PKK lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için inisiyatif kurulması kararı alındı.

ANF’nin aberine göre, Demokratik Özerkliğin ilanının tarihi bir adım ve karar olduğuna dikkat çekilen bildirgede ‘’DTK'nin aldığı bu kararla yeni bir süreç başlatmış ve herkesi de bu süreçte rengini belli etmeye davet etmiştir. Tepkiler ne olursa olsun demokratik özerkliği inşa etme ve kurumsallaştırma çalışmaları devam edecektir’’ denildi.

Genel kurulun sonuç bildirgesini okuyan DTK Sözcüsü Cemal Coşkun, genel kurulun "siyasal süreç, Ulusal Konferans, Demokratik Özerkliğin inşası ve seçim" gündemleriyle toplandığını belirterek, önemli kararlaşmalara gittiklerini söyledi.

AKP SÜRECİ SABOTE EDİYOR

Tarihsel bir süreçte Kürt sorunu ve Türkiye'nin demokratikleşme sorununun barışçıl temelde çözümünün gerçekleşmesi için yürütülen diyalog sürecinin tarifi zor bir tıkanma ile karşı karşıya geldiğini ifade eden Coşkun, " Abdullah Öcalan inanılmaz bir emek ve çabayla barışı inşa iradesini açığa çıkarmada belirleyici rolü oynamıştır. Heyet ile yapılan görüşmeler, oluşan protokol metinleri ve kamuoyunda gelişen çözüm umudu doğruya ve ahlaka yakınlığın iyi birer sonuçları olarak topluma nefes aldırmıştır. Ancak AKP hükümeti süreci sabote etmiş, bugüne kadar uygulanan ve sonuç alınmayan yöntemleri esas alarak büyük bir savaş ve tasfiye planının hazırlığı içinde olmuştur. Uluslararası tekelci güçlerin desteği ile askeri operasyonları yoğunlaştırmış, kirli bir Türkiye İran, Irak ittifakı ile Kürt özgürlük mücadelesini imha konseptini devreye koymuştur. Tüm Kürdistan halkının oluşan statüsünü ortadan kaldırmayı ve Ortadoğu da gelişecek yeni dizaynın Kürtsüz olmasını hedeflemiştir" dedi.

İran'ın Federal Kürdistan Bölgesi'ne yönelik operasyonuna dikkat çeken Coşkun, "Uluslararası tekelci güçlerin 'önce çatıştır sonra müdahale et' kuralı, uzlaşıya eklenince İran devletinin 17 gündür devam eden Güney Kürdistan'ı işgal harekâtı sessiz karşılanmaktadır" ifadelerini kullandı.

DTK’NIN TEMEL POLİTİK HEDEFLERİ


Genel kurulda alınan kararları anlatan Coşkun şöyle dedi: " Abdullah Öcalan'ın 'çekiliyorum' açıklaması karşısında 5. DTK kurulu kendi çalışmalarını gözden geçirmiş, barış için direniş ve mücadele zenginliğini yeterince pratikleştiremediği için özeleştirisini geliştirmiştir. Demokratik çözüm için Sayın Öcalan'ın ifade ettiği 'sağlık, güvenlik ve özgürlük' ilkelerini DTK temel politik hedefler olarak belirlemiş, bu ilkelerin hayata geçirilmemesi durumunda bir çözümün gelişme umudu olmayacağından hareketle demokratik kamuoyunu duyarlı olmaya ve tarihi bir sorumluluk üstlenmeye çağırmıştır. DTK dönem anlayışını Sayın Öcalan'ın geliştirdiği ilkesel bir tutumun gereği olarak, kendisi ile samimi ve dürüst müzakere geliştirilinceye, sağlık, güvenlik, özgürlük ilkeleri uygulanıncaya kadar bir topyekûn direniş iradesi olarak tanımlamıştır. Sayın Abdullah Öcalan'ın muhataplıkta tek adres rolüne yönelik yanlış hesapları Kürt halkının siyasal iradesine saldırı saymakta, Kürt halkını topyekûn direnişe davet etmektedir. Bu temelde Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için siyasi, diplomatik ve hukuki alanda çalışmalar yürütecek bir inisiyatifin oluşması kararına varmıştır."

İŞGALE KARŞI DİRENİŞ ÇAĞRISI

İran'ın Federal Kürdistan Bölgesi'ne yönelik operasyonuna ilişkin ise Coşkun, "Kurulumuz bu paralelde İran devletinin Kürdistan'ı işgal saldırısını kapsamlıca ele almış saldırıyı nefretle kınamıştır. İşgal girişimi Güney Kürdistan federal bölgesinin iradesine ve haklarına bir saldırıdır. Bu doğrultuda işgal saldırısını tüm Kürdistan halklarına saldırı olarak tanımlamış ve buna karşı direniş kararlılığına ulaşmıştır. Kürdistan topraklarında sınırların meşruiyeti kalmamış ve tüm Kürt halkının kendini savunma hakkı doğmuştur. DTK tüm Kürt halkına, bölge halklarına ve uluslararası kamuoyuna işgale karşı tutum alma ve direnme çağrısı yapar" dedi.

ULUSAL KONFERANS İÇİN KARAR

Coşkun, Kürt Ulusal Konferansı'na ilişkin yapılan tartışmalara değinerek şunları belirtti: "Gelinen aşama; belirli bir hazırlık düzeyine ulaşan, ulusal konferansın aciliyetini ve önemini bir kez daha açığa çıkarmış, sürecin hızlandırılması gerektiği belirtilmiştir. Türkiye, İran ve Irak kirli ittifakı öncelikle oluşan Kürt ulusal birliğini ciddi bir tehdit olarak görmekte ve ulusal birliğin kurumsal yapısının oluşmasını engellemek için her türlü yönteme başvurmaktadır. Türkiye destekli, İran devletinin işgal girişiminin ulusal birlik ve ulusal konferans çalışmalarına saldırı olduğu açıktır. DTK Kürt halkının statüsüzleştirilmesi planına karşılık, tüm ulusal güçlerin birliğini daha da ilerleterek cevap verilmesi inancını tazelemiştir" şeklinde konuştu.

'DEMOKRATİK ÖZERLİK AYRILMA, KOPUŞ DEĞİLDİR’

Coşkun, Demokratik Özerkliğe ilişkin ise "Demokratik Özerklik asla ve asla devlete karşı devlet, iktidara karşı iktidar kurmak değildir. Toplumun devletleştirilmesi ve millileştirilmesine karşı toplumun devlet dışı örgütlenmesidir. Yani az devlet çok toplumdur. Bu anlamıyla demokratik özerklik canlı bir organizma gibi sürekli gelişim ve inşa halindedir. Özgür gelişimini ve iradi yapısını engelleyecek devleti ikili hukuk yöntemi ile düzenler ve güvenceye kavuşturur. Bu anlamı ile demokratik özerklik ilanı bir irade beyanı, demokratik özerkliği inşa çalışmaları ise toplumsallığın özyönetimini kurmaktır. Kürt halkı siyasal statüsünü yukarıda tarif edilen özgürlük anlayışına dayandırmaktadır. Kürtler ve DTK ayrı bir devlet ilanı gerçekleştirmiş gibi bir tutum ve saldırı söz konusudur. Bu şekilde çarpıtılarak tartışmalar başka bir mecraya çekilmek istenmektedir. Bunun bir devlet ilanı ya da ayrılma veya kopuş ilanı olmadığı bilinmektedir" dedi.

'BÜTÜN TEPKİLERE KARŞI ÖZERLİK İNŞA EDİLECEK’

Coşkun, "Kürtlerin ortak ve birlikte yaşamdan yana olduğu da bilinen bir tutumdur. Çok açık ve net bir şekilde bir kez daha dile getirmek gerekirse biz başta Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunlara çözümsüzlüğü dayatan devletçi zihniyet ve yapılanmalara karşı kendi toplumsal demokratik çözüm modelimizin ilanını gerçekleştirdik. Bunu Kürt halkı ve tüm halklar için öngörüyoruz. Demokratik Özerklik Kürt halkının Kürdistan coğrafyasında kendisi için belirlediği statüdür. İlan sonrasında yaşanan tüm gelişmeler Demokratik Özerkliğin ilanının çok tarihi bir adım ve karar olduğunu göstermiştir. Kürt halkı ve onun en meşru ve geniş iradesi olan DTK'nin aldığı bu kararla yeni bir süreç başlatmış ve herkesi de bu süreçte rengini belli etmeye davet etmiştir. Bunun yanı sıra, bu irade beyanına yaklaşım ve tepkiler ne olursa olsun demokratik özerkliği inşa etme ve kurumsallaştırma çalışmaları devam edecektir. Bu çözümün hazırlanacak yeni anayasada yer alması için mücadelesini yürütecektir" diye konuştu.

Coşkun, son olarak şunları belirtti: "Sonuç olarak, Kürt halkı ve demokrasi güçleri olarak kirli ittifaklarla, inkar ve imhaya dayalı politikalarla Kürt ulusal birliğimize ve kendimizi yönetme irademize dönük bu saldırıları kınamakla birlikte bu politikaları boşa çıkarmaya dönük güç, birlik ve iradeye sahip olduğumuzu ve direneceğimizi bir kez daha vurgulamak isteriz. Her koşul altında Kürt halkı olarak 'ulusal varlığımızı koruyacak, özgürlüğümüzü sağlayacağız."