Yazar Doğan Akhanlı'nın beraat kararının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından ilk duruşma İstanbul Çağlayan'daki Adalet Sarayı'nda 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı.

Avukatların beraat kararına uyulması yönünde talep verdikleri duruşmada mahkeme heyeti bozma ilamının aleyhe olması ve sanığın beyanlarının da tespit edilmesi gerektiği gerekçeleriyle, Akhanlı'nın yurt dışında aranabilmesi için kırmızı bülten düzenlenmesine hükmetti.

Bianet'ten Elif Akgül'e konuşan Akhanlı'nın avukatı Şennur Baybuğa şunları söyledi:

"Usulen bozma kararlarında sanığın da sözünün dinlenmesi gerekiyor. Ancak biz nedenleri açık olarak müvekkilimizi duruşmaya getiremeyeceğimizi ifade ettik. Bunun üzerine mahkeme usul gereğince kırmızı bülten kararı verdi."

Duruşmaya yazarın kızı Ceren Akhanlı,   Almanya'dan yazar Günter Wallraff, Yeşiller Partisi'nden Berivan Aymaz, Sol Parti'den Frauke Bosbach ve Derya Kılıç, SPD'den Bernhard von Grunberg, sosyal bilimci Prof. Dr. Gert Bosbach'ın aralarında bulunduğu 20 kişi izledi. Duruşmadan önce yaptığı basın açıklamasında "Eleştirel seslerin terörist olarak damgalanması, egemen güçlerin sıkça başvurdukları bir yöntemdir" diyen Wallraff şunları ekledi:

"Maalesef dünyanın pek çok ülkesinde benzer yöntemlerin uygulanıyor olması durumu hafifletmiyor, tersine daha da utanç verici ve tehlikeli kılıyor. İster Çin, Rusya, Türkiye, Mısır ya da günce olarak Amerika Birleşik Devletleri olsun, fark etmez.

"Düşünce özgürlüğü ve bilgi edinme hakkı için vatandaşların yasadışı dinlenmesine son verilmesi ve devletin keyfi uygulamalarına karşı tavır alan bu insanlar terörist ya da devlet düşmanı değil, yeryüzünün her köşesinde acilen ihtiyaç duyduğumuz aktif demokratlardır."

Bir sonraki duruşma 4 Ekim'de yapılacak.

NE OLMUŞTU?
Yazar Erdoğan Akhanlı hakkında 1989'da İstanbul Eminönü'nünde bir döviz bürosunun soyulması talimatını verdiği iddiasıyla dava açılmış ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmişti.

Akhanlı, hasta babasını son kez görebilmek için geldiği Türkiye'de 10 Ağustos 2010'da tutuklandı. Akhanlı için gösterilen kanıtlardan biri, dükkan sahibinin oğlu olan Mustafa Tutum'un 1992'deki teşhis tutanağıydı. Ancak Tutum, Akhanlı'nın 19 yıl sonra tutuklanmasının ardından yeniden teşhise çağrılınca "Net teşhis edemiyorum" demiş, ayrıca 1992'deki teşhis için "O tarihte dosyadaki bu fotoğraf bana gösterilmemiştir" diye konuşmuştu.

Akhanlı 113 gün tutukluluğun ardından 8 Aralık 2010'da da tahliye edilmiş ancak bu sırada babası hayatını kaybetmişti. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi 12 Ekim 2011 tarihli duruşmada Akhanlı hakkında "sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı vicdani kanaat oluşturur deliller elde edilemediği, suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı" gerekçeleriyle beraat kararı verdi.

Davanın temyiz edildiği Yargıtay 9. Ceza Dairesi Akhanlı hakkında verilen beraat kararını "sanığın suç tarihinde terör örgütü üyesi olması" ve "eski Türk Ceza Kanunu'nun 146/1. maddesinin tartışılması gerektiği" sebepleriyle bozmuştu. Ceza dairesinin ilamında aynı maddeye dayanarak yazar hakkında müebbet hapis cezası verilmesi gerektiği de ifade edilmişti.