Sağlık meslek örgütlerinin Sağlık Bakanlığı’nca açıklanan koronavirüs vaka sayılarının gerçeği yansıtmadığını ilişkin paylaştığı kimi bilgilerin ardından Bakan Fahrettin Koca’nın günlük 10 ile 20 arasında açıkladığı ölüm vakası sayısı aniden 37 ile 49 bandına yükseldi. 

Bakanlığın paylaştığı vaka sayısındaki hızlı artışının nedenini, Diyarbakır’da koronavirüse ilişkin son verileri Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken’e sorduk.

Son iki haftadır Diyarbakır’da hastanelerde günlük tedavi gören kişi sayısının 700 ile 750 arasında değiştiği bilgisini paylaşan Güldiken, bu 750 kişi arasında 150 kişinin yoğun bakımlarda tedavi gördüğünü kaydetti. 

Kente günlük 10 ile 15 arası yaşamını yitiren hasta sayısının olduğunu söyleyen Güldiken, “Hatta bazı günlerde bir hastanede 15 kişi yaşamını yitiriyor. Geçtiğimiz günlerde Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde oldu. Kovid-19 tedavisi görüp yaşamını yitirenler var. Kovid-19 tedavisini özellikle söylüyorum. Çünkü tedavi görüp de, PCR testi pozitif çıkmayıp, yaşamını yitirenler var. Bunların ölüm nedeni Kovid-19 olarak kayda geçilmiyor. Bunun için özellikle Kovid -9 tedavisi tabirini kullanıyoruz. Buna örnek verilmek gerekirse geçtiğimiz hafta Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kovid-19 tedavisi görüp, yaşamını yitiren 15 kişiden sadece 4’ünün ölüm nedeni Kovid-19 yazılmıştı. Diğerlerinin KOAH, zatürre ve kronik hastalıklara bağlı ölüm diye yazılmıştı” diye belirtti.

‘TOPLAM VAKA SEYRİ 100 BİNİ AŞTI’ 

Diyarbakır’da şu anda 20 bin kişinin evde karantina altında bulunduğunu aktaran Güldiken, devamında şu bilgileri verdi: “20 bin kişinin tamamı elbette Kovid-19 değil. Bunlardan bir kısmı evdeki birinin Kovid-19  olmasından dolayı karantinada. Şimdiye kadar Diyarbakır’da Kovid-19 tanısı almaş, iyileşmiş, halen tedavi gören, karantinada olan kişi sayısı 100 bini aşmış durumda. Özellikle 1 Haziran’dan sonra ortalama günde 500 tanı olsa bile 1 Haziran itibarıyla bu güne kadar 90 günde yaklaşık 50 bin kişi yapıyor. Öncesi de var. 100 bini geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.” 

‘STABİL’ DEĞERLENDİRMESİNE YANIT 

SES Şube Eşbaşkanı, tablo bu iken Sağlık Bakanlığı’nın Diyarbakır’daki durum için “stabil” değerlendirmesinde bulunmasını da eleştirdi. Güldiken, “Diyarbakır için Bakanlık stabil tanımı yapıyor. Evet stabil ama yüksek seyir de bir stabil var. Son iki haftadır 700-750 arasında değişiyor. Hatta bir günde sadece 601 vakanın testi pozitif çıktı. Tabi bunun özel nedenleri var. Örneğin düğün, kına mevlit, taziye gibi etkinlikleri takip eden 4-5 gün sonrası vaka sayısı daha fazla çıkıyor” dedi.

Yine ulaşabildikleri bilgilere göre, kentte testi pozitif çıkan sağlık çalışanı sayısının 500’ü geçtiğini dile getiren Güldiken, “Ama bu sayının çok daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Mesela Mart ayındaki Kovid-19 bilgilerine ancak önceki gün ulaşabildik. Bunun için diyoruz ulaştığımız bilgiler” diye belirtti.

VAKA ARTIŞININ NEDENİ KALİTESİZ MALZEME 

Sağlık çalışanlarının enfekte sayısının fazla olmasında kalitesiz koruyucu malzeme kullanımının etkili olduğunun altını çizen Güldiken, bu sorunun giderilmesi çağrısında bulundu. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bir günde 15 kişinin yaşamını yitirdiği açıklaması yapıldıktan sonra Sağlık Bakanlığı’nın günlük yaşamını yitiren sayı tablosunda büyük bir artışın yaşandığına işaret eden  Güldiken, gerçeklerin artık gizlenemez boyuta geldiğini vurgulayarak, şunları ekledi: “Artık gizlemeyeceklerini anladılar. Ne olursa olsun gizleyemiyorlar sürecin başından bu yana TTB, SES’in emek meslek örgütlerinin açıkladıkları raporlar vardı. Bu verileri paylaştıkça Bakanlık da gerçek olmasa bile bir önceki rakamlara göre bir tık daha fazla söylemeye başladı. Bu da gerçeği her yerde söylemenin gereğini bir kez daha bize gösterdi.” 

‘KİMİ ÖZEL HASTANELER VERİLERİ SİSTEME GİRMİYOR’

SES Şube Eşbaşkanı, yine kentteki kimi özel hastanelerin Kovid-19’dan ölenlerin verilerini sisteme girmediğinin ortaya çıkması ile birlikte Bakanlığın bu yöndeki uyarısı üzerinde de durdu.

Güldiken, “Belli ki bu önceden tasarlanmış bir şeydi. ‘Bu bilgileri girmeyeceksiniz’ denilmiş. PCR testi pozitif çıkanları girmeyeceksiniz denilmiş. Sonra kendilerini ABD, Almanya ile kıyaslıyorlar. Sağlık sistemini beğenmediğimiz ABD’nin sağlık sisteminde bile Kovid-19 bulgusu olan testi pozitif çıkmamış ama bulgular Kovid-19’da benzeyen her türlü ölümü Kovid-19 yazdılar. O yüzden orada vaka sayısı gerçeğe daha yakın. O yüzden Türkiye’de vaka sayısı gerçeğe daha uzak” dedi.

‘TÜİK VERİLERİ PAYLAŞMAYI DURDURDU’

Bakanlık dışında veri paylaşanlara yönelik baskıların son dönemde iyice arttığını da dile getiren Güldiken, şunları söyledi: “Bundan sonrası için ne olur? Bilmiyoruz. Bu baskıyı daha da artırırlar mı onu bilmiyoruz ama sahadan gerçek verileri, gerçeğe yakın verileri almaktan zorlanıyoruz. Bunu açıkça söylemekte fayda var. Biz raporlar yayınlıyoruz. Ama bu raporları hazırlarken beslendiğimiz veriler var. Bu verileri artık almaktan zorlanıyoruz. TÜİK 17 Ağustos’tan itibaren düzenli veri paylaşımı durdurdu. Bunun nedenini biliyoruz. Gerçek sayılar olmazsa bile sahadan alınan veriler ile TÜİK verilerinin birbirleriyle uzaktan yakından bir alakasının olmadığını her kes görüyor. Artık sosyal medya var. Bilgiyi saklamak pek mümkün değil. Ama en azından kendileri açısından bu bilgileri paylaşması karşılaştırmalı şeyler yapamayacakları diye düşünüyorlar. Ama öyle olmayacak. Bakanlık zaten günlük verileri giriyor. Bu tablo ile biz her türlü karşılaştırırız. TÜİK ve bakanlığın verileri gizlemesi yönündeki girişimleri bir bilgi sızmasının önüne geçmek olarak görülemez. Bilgi sızdırmak gizli bilgiyi sızdırmak gibi bir eylemdir. Biz var olan bilgilere ulaşıyoruz. Gerçek bilgi neyse biz onları topluma ulaştırıyoruz. Ama belli ki baskıyı artıracaklar.”

‘DOĞRU BİLGİLERİ AKTARMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Doğru bilgileri halka ulaştırmaya devam edeceklerini ifade edem Güldiken, son olarak “Bu bilgilerin halka ulaşmasını engellemek istiyorlar. Biz bu bilgileri halka ulaştırmaya devam edeceğiz. Çünkü bu mesele halktan toplumun dinamiklerinden uzak olamaz. Geldiğimiz aşama bu. Bu meselede toplumla ortaklaşmadan karar vermek doğru bir sonuç almak mümkün değil. Bu yapan devletler var. Hep birlikte karar verip uyguladılar. Bu meselede derdimiz ortak. Ortak çarelerde buluşmak zorundadır” mesajı verdi.

Kaynak: MA