Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, “Öğrenci Andı”nda yargılamaya taraf olan Milli Eğitim Bakanlığı’nın yanında müdahil olarak yer alacaklarını açıkladı.  
 
Diyarbakır Barosu, “Öğrenci Andı”nın kaldırılmasına ilişkin Baro Ek Hizmet binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Baro Başkanı Cihan Aydın, “Öğrenci Andı”nın 8 Ekim 2013’te kaldırıldığını, ancak Türk-Eğitim Sen’in başvurusu üzerine Danıştay’ın 8. Dairesi, andın kaldırılmasına ilişkin kararın yürütmesini durdurduğunu hatırlattı. 
 
Anayasa’nın 90’ıncı maddesi gereği Türkiye’nin uymakla mükellef olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasına atıfta bulunan Aydın, “Bu maddedeki bağlayıcı hüküm ve niyet, 6-10 yaş aralığındaki çocuklarımızın milliyetçi ve ırkçı ibareler içeren bir metni her sabah tekrar etmeleri zorunluluğuna tabi tutulmaları ile bağdaşmadığı açıktır” dedi. 
 
Andın kaldırılması sırasında hükümetin öne sürdüğü gerekçelere katıldıklarını kaydeden Aydın, “Irkçılık dönemsel bir toplumsal hastalık değildir. Her zaman toplumsal barışı ve birlikte yaşama kültürünü tehdit eden bir sorundur. Teşhis de, tedavi de 2013’te yapılmıştır. Çocuklarımızın ve dolaysıyla geleceğimizin özgürlük alanını daraltacak bu uygulamadan 2013 yılındaki kararlılık ile vazgeçilmelidir” diye konuştu. 
 
İKTİDARI İDARİ TEDBİRLER ALMAYA ÇAĞIRDI
 
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin gereği olan çocukların ayrım gözetilmeden her türlü haklarına erişiminin sağlanması devletin olduğu kadar toplumun da görevi olduğunu dile getiren Aydın şunları belirtti: “Çocuğun yüksek yararını gözeterek ayrımcılık yapmama şeklinde büyümesine katkı sunmamızın önemini değerlendirmek zorundayız. Bu ırkçı ve tekçi metin Türkiye halklarına yarar sağlamadığı gibi toplumsal ayrışmayı ve kutuplaşmayı daha da arttıracaktır.  Bu çerçevede, siyasi iktidarın, hukuk sınırları dışına çıkan bu yargı kararına karşı gerekli idari tedbirleri alması için derhal girişimde bulunmaya davet ediyoruz.” 
 
Danıştay’ın vermiş olduğu kararın Anayasa’nın 125’inci maddesine aykırı olduğunu dile getiren Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Danıştay’ın bu yasal sınırı aşarak karar vermesi, kuvvetler ayrılığı ilkesinin bariz bir şekilde ihlal edilmesi anlamına gelmektedir. Son dönemlerde en çok yaptığımız eleştiri, yürütmenin yargıya müdahalesinin, tersi bir durumu olan bu hukuksuzluk halini de tasvip etmiyoruz. Her kurumu ve kişiyi çerçevesi anaysa ile belirlenmiş görev ve yetkilerini aşmamaya davet ediyoruz.” 
 
Aydın, Avukatlık Kanunu’nun 76’ncı maddesinin barolara yüklediği hukukun üstünlüğü tesis etmek, insan haklarını korumak ve savunmak görev ve sorumluluktan hareketle Diyarbakır Barosu’nun yargılamaya taraf olan Milli Eğitim Bakanlığı'nın yanında müdahil olarak yer alacağını açıkladı. 
 
Aydın, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yoluna gideceklerini ve temyiz sürecinin takipçisi olacaklarını sözlerine ekledi.

Kaynak: MA