Diyarbakır Barosu eski başkanı Ahmet Özmen ve yönetim kurulu üyeleri hakkında soruşturma başlatıldı.

Soruşturmaya gerekçe olarak 2016-2018 yılları arasında baro tarafından yapılan açıklamalarda yer alan bazı ifadeler gösterildi.

Diyarbakır Barosu eski başkanı Ahmet Özmen, Yönetim Kurulu üyeleri Mahsum Batı, Nurşin Uysal, Cihan Ülsen, Sertaç Buluttekin, Muhammet Neşet Girasun, Serhat Eren, İmran Gökdere, Velat Alan, Ahmet Dağ ve Nahit Eren hakkında Türk Ceza Kanununun 301’inci Maddesi gereğince Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldı.

‘KÜRDİSTAN’ İFADESİ SORUŞTURMA KONUSU OLDU

Diyarbakır Barosu tarafından yapılan açıklamalarda yer alan ve soruşturmaya konu olan ifadelerden bazıları şöyle:

24 Nisan 2017 tarihinde “Ermeni Tehciri” ile ilgili yapılan açıklama; Baronun, HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir’in Meclis’te yaptığı konuşma nedeniyle TBMM içtüzüğü gereğince ceza almasıyla ilgili “Kürdistan ifadesini cezalandırma utançtır” başlıklı açıklama.

Soruşturma dosyasında ayrıca Baro tarafından hazırlanan ve Hakkari’nin Oğul köyü Kanireş bölgesinde SİHA tarafından hayatını kaybeden ve yaralananların sivil olduğunu belirten rapor hakkında ise “PKK’nin terör örgütü olduğunu ifade etmekten kaçınarak” ifadeleri yer aldı.

‘RAPORLARIN ARKASINDAYIM’

Duvar'da yer alan habere göre; Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade veren Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu eski üyesi Nahit Eren, baronun hazırladığı raporların ve yaptığı basın açıklamalarının arkasında olduğunu söyledi.

Nahit Eren, ifadesinde şunları söyledi:

“Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyesi olarak görev aldığım süre içerisinde suçlamaya konu edilen basın açıklamalarımızın ve hazırladığımız raporların tamamı, Avukatlık Kanunun 76’ncı maddesinde barolara yüklemiş olduğu ‘İnsan haklarını savunmak ve korumak’ sorumluluğu kapsamında gerçekleştirilmiş faaliyetler olup soruşturmaya konu açıklama ve raporların tamamının arkasında olup suçlamaları kabul etmiyorum.”

Nahit Eren, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda ise, “Diyarbakır Barosu her şart ve koşulda insan haklarını savunmak ve korumak sorumluluğundan vazgeçmemiştir. Bu uğurda ağır bedeller ödemiş bir baro soruşturma tehditiyle korkutulamaz. Yaptığımız her açıklamanın, hazırladığımız her raporun arkasındayız” dedi.