İnanç Çalıştayı'nda konuşan Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Ahmet Türk, 'Bize İslamiyeti anlatmaya çalışanlar, bu halkın dilini, kimliğini, kültürünü anlatabiliyor mu?' diye sordu.

Günlük Gazetesi’nin haberine göre, DTK İnanç Komisyonu tarafından düzenlenen ve 2 gün sürecek olan "2. İnanç Çalıştayı" dün Diyarbakır’da başladı.

Çalıştaya Süryani, Keldani, Ermeni, Asuri, Sünni ve Alevi inanç temsilcileri ile akademisyenler ve gazeteciler katıldı. Açılış konuşmasını yapan Ahmet Türk,  "İnanç ve vicdan birbirleriyle ilintilidir. İnanç olmadan vicdan olmaz. Misyonerlik adına Kürtlere İslamiyeti öğretmeye çalışanlar bu halkın dilini, kimliğini, kültürünü anlatabiliyor mu?" dedi.

MİSYONERLİK YAPANLAR DİLİMİZİ YASAKLIYOR

DTK İnanç Komisyonu tarafından düzenlenen ve 2 gün sürecek olan "2. İnanç Çalıştayı" dün Class Otel'de başladı. Çalıştaya DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, DTK Sözcüsü Cemal Coşkun, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri Kemal Bülbül, Yazar Cengiz Güleç, Yazar Mıgırdıç Margosyan, Doç. Dr. Ahmet İnan'ın yanı sıra Süryani, Keldani, Ermeni, Asuri, Suni ve Alevi inanç temsilcileri ile akademisyenler ve gazeteciler katıldı.

KÜRTLERE MİSYONERLİK YAPTILAR

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, "İnanç ve vicdan birbirleriyle ilintilidir. İnanç olmadan vicdan olmaz. Geçmişe baktığımızda 1924'lerde başlayan bir yasayla Kürtler sürgün edilmiş ve susturulmuştur, cemaatler resmileştirilmeye çalışılmıştır" dedi. Birilerinin yeniden Kürtlere İslamiyet'i öğretmeye yönelik bir çalışma içerisinde olduğunun altını çizen Türk, "Bırakın diğer farklı inançları bugün Kürdistan'da çok önemli çalışmalar yapılmıştır" diye kaydetti. Misyonerlik adına Kürtlere İslamiyet'i öğretmeye çalışmanın düşündürücü olduğunu ifade eden Türk, "İnanç konusunda İslamiyet'i bize anlatmaya çalışanlar bu halkın dilini, kimliğini, kültürünü anlatabiliyor mu?" dedi.

ALEVİ AKADEMİSİ ÖNEMLİ

Dersim'de Alevilik inancının hümanist bir harekete dönüştüğünü kaydeden Türk, "Biz inançlara içimizde saygı göstereceğiz, ama kendi inancımızı da farklı yerlere kabul ettirmeye çalışmayacağız. Bugün Dersim'de bir Alevi akademisi oluşturulmasını çok önemli bir adım olarak görüyoruz " dedi. Bütün inanç kesimlerinin birbirine karşı saygı ve hoşgörü temelinde yaklaşması gerektiğini dile getiren Türk, bu anlayışın gerçekleşmesi amacıyla böylesi bir çalıştayı düzenlediklerini söyledi.

DİYANET LAĞVEDİLSİN

"Anayasa Tartışmaları ve Laiklik Ekseninde Taleplerimiz" konulu oturumda söz alan yazar Bilal Samur, sadece din değil vicdan özgürlüğünün de olması gerektiğine dikkat çekerek, AB ülkelerinde din ve devlet arasındaki ilişki konusunda bilgi verdi. Hiçbir ülkede Türkiye'de bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın olmadığını belirten Samur, dini hayatta devletin değil bireyin ve toplumun aktör olması gerektiğine vurgu yaparak, devletin dini yönetmemesi gerektiğini kaydetti. Samur, dinlerin pozitif, negatif ve kolektif anlamda özgür olması gerektiğini ifade ederek, devletin resmi bir ideolojisinin olmaması gerektiğini ve bunun din ve vicdan özgürlüğü önünde bir tehdit olduğunu kaydetti.

SEYİDLERİMİZİN MEZARI NEREDE?

Ardından söz alan Müslüman din adamı Süleymanê Tori, din ve vicdan özgürlüğünün tüm dinlerde yer aldığını belirterek, devletin din üzerindeki örgütlenmesine dikkat çekti. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Sekreteri Kemal Bülbül, "Bu ülkede mezarı olmayanlar var" diyerek başladığı konuşmasında Saidi Kurdi, Şêx Said ve Seyid Rıza gibi önderlerin mezarının halen açıklanmadığını söyledi. "Tek dil, tek millet" söyleminde "Tek din" olduğunu da belirten Bülbül, askeri vesayetin ve din vesayetinin Türkiye üzerinde bir gölge olduğunu kaydetti. Çalıştay bugünde devam edecek.