Diyarbakır merkez Sur ilçesinde 8 Ocak'ta yaşamını yitiren Rozerin Çukur'un (17) kimliğinin belirlenmesine dönük yapılan DNA eşleşme sonuçlarının, cenazelerinin bulundukları yerden birlikte çıkarılıp sonrasında defnedilen Ramazan Öğüt ile birlikte geldiği, ancak bu bilginin Çukur ailesinden bilinçli olarak gizlendiği ortaya çıktı. 

Sur'taki Paşa Hamamı bahçesinde 12-13 Mayıs'ta çıkarılan iki cenazenin doku örnekleri, kimlik tespiti için 16 Mayıs'ta İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderilmişti. 

ATK, yapılan incelemenin sonuçlarını ise 2 Haziran Perşembe günü Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletti.

Ancak sadece Ramazan Öğüt'ün kimliğinin belirlendiğini belirterek, aylardır kızlarının cenazelerine kavuşmayı bekleyen ailesinden kimliğinin belirlendiğini saklayan savcılık, sonucu öğrenmek için gelen Çukur'un ailesine 'eşleşme olumsuz' yanıtı verip, aileyi geri gönderdi. Ramazan Öğüt'ün teslim alınan cenazesi ailesi tarafından defnedilirken, bir kez daha başvuruda bulunmak üzere adliyeye gelen Çukur ailesi ise kendilerine teslim edilen 2 Haziran tarihli resmi belgede, kızlarının DNA eşleşmesinin sonuçlandığını gördü.

SAVCI 'YENİ ELİMİZE ULAŞTI' DEDİ

Çukur'un ailesinin, aylardır çektikleri acılar bilinmesine rağmen bu bilginin kendilerinden saklanmasına tepki göstermesi üzerine ise savcılık, 'Yeni elimize ulaştı' savunması yaptı.

Bu savunmaya girişen Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 3 Haziran Cuma günü ise Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne yazı göndererek, sonucu belli olmasına rağmen teşhisi yapılmadığını ileri sürdüğü Çukur'un cenazesinin Kimsesizler Mezarlığı'na defnedilmesi talimatı verdiği de öğrenildi. Çocuklarının cenazesinin Kimsesizler Mezarlığı'na defnedilmesinin önüne geçmek için savcılıktan hemen 'defin kağıdı' olarak hastane morguna koşan aile, böylece kızları Rozerin'in Kimsesizler Mezarlığı'na defnedilmesinin de önüne geçti.

ANNESİ: KIZIM ÖĞRENCİ ÜNİFORMASIYLA GİRDİĞİ SUR'DAN KEFENLE ÇIKTI

Kızının cenazesine 151 günlük acılı bekleşin ardından kavuşan hastane morgu kapısındaki anne Fahriye Çukur, "Kızımı kim öldürdüyse bulsunlar, hesabını sorsunlar. Kızım 17 yaşında gencecik bir çocuktu. Kızımın hayalini yıktılar, benim de hayalimi yıktılar. Kızım öğrenci üniformasıyla girdiği Sur'dan kefenle çıktı. Öğrenci üniforması ise orada kaldı. Rozerin öldü ama başka Rozerinler ölmesin. Ben ağladım başka analar ağlamasın" diyerek feryat etti.

Hala hastane morgunda tutulan Rozerin'in naaşı, yarın sabah teslim alınarak Dicle ilçesine bağlı Heridan köyünde düzenlenecek tören sonrası toprağa verilecek.