2000'de Burdur Cezaevi duvarını yıkan dozerin kepçe darbesiyle sağ kolu kopan Veli Saçılık, kolunun kopmasının tek sorumlusu olarak kaldı.

Devlet, Veli Saçılık’ın cezaevi operasyonunda kolu kopmasında kimseyi mahkûm edemedi. Kepçe operatörü, askerler, komutanlar ve gardiyanlardan sonra sağlık çalışanları da suçsuz bulundu.

Burdur Cezaevi’ne 2000’de düzenlenen operasyonda, cezaevi duvarını yıkan dozerin kepçe darbesiyle sağ kolu kopan Veli Saçılık, kolunun kopmasının tek sorumlusu olarak kaldı. Nisan ayında, Saçılık’ın kolunun kopması nedeniyle devam eden tazminat davasında Adli Tıp Kurumu, sağlık çalışanlarının sorumluluğunun bulunup bulunmadığına dair raporunu açıkladı.

Gökçer Tahincioğlu'nun Milliyet'teki haberine göre, sağlık çalışanlarının sorumluluğu olmadığına karar veren Adli Tıp Kurumu, Saçılık’ın geciktirilmeksizin hastaneye getirildiğini ve her türlü sağlık imkânından yararlandırıldığını mahkemeye bildirdi.

Cezaevine girmesine neden olan olayla ilgili davadan beraat eden ve kamu görevlisi olarak çalışan Saçılık’ın açtığı tazminat davasında, mahkeme, sağlık çalışanlarının kusurunun saptanması için Adli Tıp’tan rapor istedi. Rapor, geçen Nisan ayında tamamlandı.

Raporda, Sağlık Bakanlığı’nın 2002 tarihli savunmasına yer verildi. Raporda şu ifadeler kullanıldı: “Davacı Veli Saçılık da 19.10 sularında hastaneye sevk edilen ilk grupla Burdur Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne sevk edilmiş, hemşire ve nöbetçi doktor gördükten sonra kolu steril pedlerle sarılmış, tetanoz antiserumu verilmiş ve davacı ambulansla sağlık memuru nezaretinde Süleyman Demirel Tıp Fakültesi’ne sevk edilmiş ve bu merkezde gerekli müdahale yapılmıştır. Ancak, bütün müdahalelere rağmen tıbben zaruri olarak kolu kesilmiştir.”

Kararda, olaydan sonra müdahalede bulunan doktorların o tarihteki ifadeleri de yer aldı. Doktorlardan biri, “Parçalı olarak kopmak üzere olduğu ancak bir kısım dokuların bütünlüğünü koruduğunu, arkadaşları tarafından kolun üst tarafından sıkıca bağlanması nedeniyle yaranın kanamadığını gördüm” ifadelerini kullandı.

Burdur Devlet Hastanesi’nin belgelerine göre de Saçılık’ın kolu, pedlerle sarılıp, buz torbasına gerek görülmeksizin götürüldü. Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi kayıtlarında da damar yapılarının tamiri mümkün olmadığından Saçılık’ın kolunun kesildiği vurgulandı. Adli Tıp Kurumu’nun bu yorum ve ifadeleri değerlendirdiği son raporunda, şöyle denildi:

“Saçılık’ın kolunun duvar ile kepçe arasında sıkışıp kopma aşamasında yaralandığı, sonrasında bekletilmeden ambulans ile doktor elinde Burdur Devlet Hastanesi’ne getirildiği, kişinin sağ kolunun kopması olayının tam olarak saat kaçta olduğu ve kişiye uygulanan tıbbi işlemlere dair bir belgenin dosyada bulunmadığı, kirli yara yerinin temizlendiği, serum takılıp tetanoz aşısının yapıldığı, steril pedlerle kapatılarak, sarılarak Tıp Fakültesi’ne sevk edildi.

Burada yapılan muayenede kopmuş kolun replantasyona uygun olmadığına karar verildiği ve ameliyata alınarak sağ koluna dirsek üstünden ampütasyon uygulandığı, kopan uzuvlarda her zaman uygun ve onarmaya elverişli damarsal yapıların bulunmasının mümkün olmadığı, kopan parçaların yerine dikilemeyebileceği, tıbbi belgelerde kişinin kopan kolunun damar yapılarında ezilme tarzı yaralanma olduğunun ve bu nedenle kopan kolun replantasyona uygun olmadığının kayıtlı olduğu, kişinin bekletilmeksizin hastaneye sevk edilmesine rağmen ezilerek kopan sağ kolunun tekrar yerine dikilemeyebileceği, kişinin tedavisinde görevli olan sağlık çalışanlarının kusurunun tespit edilemediği oybirliği ile mütalaa olunur.”

Mahkeme rapor doğrultusunda karar verirse kopan kolu köpeğin ağzında bulunan Saçılık, olayın tek sorumlusu olacak. Hukuk mücadelesini sürdüren ve sağlık sorunlarıyla da uğraşan Saçılık, milyon TL’lik tazminatları da ödemek zorunda kalacak.