Ankara’da faili meçhul cinayetlerle ilgili itiraflarının ardından kendisi dahil 8 eski özel harekât polisini tutuklatan Ayhan Çarkın, cezaevinde kaleme aldığı 110 sayfalık kitap taslağında, İstanbul’da 16-17 Nisan 1992’de 10’dan fazla kişinin öldüğü Dev-Sol operasyonlarında “yargısız infaz” yapıldığını açıkladı. Çarkın, o dönem İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Hanefi Avcı’nın yönettiği örgütün lider kadrosundan Bedri Yağan ve Sinan Kukul operasyonlarına dikkat çekerek, “Bedri Yağan ve Sinan Kukul olayı yargısız infazdır. İnfazdan sonra içerisi çatışma olmuş gibi süslendi, daha sonra basına haber verildi” dedi.
 

Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Çarkın’ın itiraf niteliğindeki kitap taslağında Dev-Sol’a yönelik operasyonlarla ilgili önemli iddialar yer aldı. Baskınlarda çatışma süsü verilerek pek çok kişinin “yargısız infaza” kurban gittiğini ifade eden Çarkın, 92 ve 93’teki olaylarla ilgili şunları anlattı: “Bedri Yağan ve Sinan Kukul, yargısız infaz sonucu öldürüldü. Kukul’un öldürüldüğü evde bir bebek vardı onu ben dışarı çıkardım. Yapılanlara engel olamadım. Kukul’un infazından sonra içerisi çatışma olmuş gibi süslendi. Daha sonra basına haber verildi. O dönemin basını da olayları sorgulamadan polislerin verdiği kadarını aktarıyordu. Aynı şekilde çatışma süsü verilen diğer bir olay ise Kasımpaşa Kulaksız’da Nurten Demir ve İsmail Akerçeşme olayı da yargısız infazdır. Bu olay hemde tam karakolun bitişinde gerçekleşmiştir.
 
AVUKATLAR İŞKENCEYE GİRİYORDU

O dönemde hiç kimse ispatlayamıyordu. Hastane, adli tıp, basın, yargı hep aynı tip insanlar tarafından kuşatılmıştı. Halkın Hukuk Bürosu denilen avukatların içindede bir sürü p...şt doluydu. Bir tarafından savunuyor öbür tarafından satıyorlardı. Sorgu ve işkencelere bile giriliyordu... Siyası Şubenin en alt katında nezarethane ve daha alt katta sorgu odaları vardı. Ya tiksindim o dönem, lanet gelsin sizin yaptığınıza. O dönem bazı kadınlara tecavüz de edilmiştir.

İSİMLERİNİ YARGIYA VERDİM... NAMIK ERDOĞAN ARTIK RAHAT UYU

Ayhan Efeoğlu, İstanbul Siyasi Şube'de işkence sonucu öldürülmüştür. O da haksızlığa kurban gidenlerdendir. Bu olay bendeki kırılma noktasıdır. Benim için en can alıcı olaylardan bir tanesidir... Artık başımı yastığa koyduğumda daha rahat uyuyorum. Kayıp kentin yakışıklısı (Namık Erdoğan'a) artık katillerin biliniyor. Rahat uyu." (Taraf)