Tunceli'de 4 Mayıs 1937 tarihinde başlatılan ve 1939'da sona eren Dersim Harekatı'nın ilk başlama tarihi düzenlenen etkinlikle protesto edilirken, olaylar sırasında ölenler de anıldı. Avrupa'da faaliyet gösteren Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu, Tunceli Cemevi'nde düzenlediği etkinlikte Dersim Harekatı sırasında ölenleri cemevindeki törenle andı. Anmaya CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün de katıldı. Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu Başkanı Yaşar Kaya, hükümetin Dersim'de yaşanan 1938 olaylarıyla ilgili yaptıklarının yetersiz kaldığını söyledi. Kaya, şöyle dedi:

 

"Bugün biz 1937-38 yılında Dersim soykırımı sırasında öldürülen on binlerce insanımızın anması için bir aradayız. Onurları aşağılanarak, eşkıya denilerek, derelere doldurularak süngülenerek, uçaklar ile bombalanarak, zehirli gaz verilerek öldürülen on binlerce masum Dersim insanını anmak için buraya geldik. Bugün dünyanın dört bir köşesinde bütün Dersimliler ayakta ve bu günü lanetliyor ve bu harekatı protesto ediyor. Devlet, Dersimliler'i tarih boyunca asimile etmek için her dönem zulmetti öldürdü sürgün etti. Hükümetin Dersim olayları ile ilgili açıklamaları özellikle Başbakan'ın açıklamaları bizleri bir nebze rahatlatsa da gerisi gelmemiştir. Sayın Erdoğan’ın, Dersim olayları ile ilgili yaptığı açıklamalar olumlu olsa da yetersizdir. AKP ve CHP arasında hiçbir zaman Dersim olaylarının siyasi malzeme yapılmasını kabul etmiyoruz ve Dersim konusunda hükümetin daha radikal adımlar atmasını, bütün Dersimliler ve o dönemin mağdurları bekliyor."

 

Etkinlikte Dersim olayları sırasında askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra el ve ayakları bağlanarak öldürülmeye götürülenlerin canlandırıldığı ve yaklaşık 300 kişinin katıldığı yürüyüş düzenlendi. Seyit Rıza Meydanı'nda başlayan sessiz yürüyüşün ön saflarında erkek ve kadınlar beyaz elbiseler giyip, elleri bağlı, çıplak ayakla yürüdü. Dersim olayları sırasında yüzlerce insanın öldürüldüğü yer olan Gole Çeti Mevkii'ne kadar yürüyüşün ardından bölgede ölenler için mumlar yaktı.

 

Dersim Kültür Derneği Başkanı Ali Mükan, 1937-38 yılında Dersim'de olanların insanlık suçu olduğunu söyledi. İnanç, kültür ve kimlikleri farklı olduğunu için onbinlerce insanın kurşunlanıp, uçurumdan atılarak, gaz mağaralarında zehirlenerek öldürüldüğünü söyleyen Mükan, şöyle devam etti:

 

"Aileleri yok edilen kız çocuklarına ganimet gibi el konuldu. Kimi yerde çocuklarımıza bir kurşun bile reva görülmedi ve kafaları odunlarla patlatılmak suretiyle yok edildiler. On binlerce insanımız da sürgün edilerek topraklarına dönüşleri kanunla yasaklandı.1937-38 yılında Dersim'de yaşananlar, nereden bakılırsa bakılsın, en hafif tabiriyle bir insanlık suçu, bir soykırımdır. Zira burada insanlık ailesinin devreden bir mirası, bir ferdi olarak Dersim kimliği yok edilmek istenmiştir. Bu minvalde, bu hakaret sadece Dersim'e karşı değil, tüm insaniyete karşı yapılmıştır. Bu nedenle Dersim 38'e sahip çıkmak, kim olursa olsun, akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin kaçınamayacağı bir vazifedir. Bizlere devreden bu mirası layıkıyla sahiplenmek, onu ağırbaşlılıkla taşımak, gururla yeniden üretmek hepimizin insan olmaktan kaynaklanan bir ödevidir. Yıllardır saklanan, yasaklanan, unutturulan Dersim meselesi beklenmedik bir zaman ve tarzda gündeme getirildi. Ancak bilhassa iktidar partisi tarafından yüzleşme ve açılım ibareleri adı altında başlatılan sürecin neticesi ortadadır. Halkımız nazarında kısmi bir beklenti yaratmış olsa da burada maalesef, samimiyet, acıları paylaşma, empati kurma yoktur, onun yerine şark kurnazlığı vardır, yaralarımızı siyasete alet etme vardır. Bu yaklaşım gayri ahlakidir, reddediyoruz. Dersim soykırımının baş sorumlusu konumundaki CHP'nin bugün dahi bu vahşeti sahiplenen tutumu yürek paralayıcıdır"i

 

Anma töreni daha sonra yatılan ağıtlarla son buldu.

 

'DERSİM 38' KURBANLARI İÇİN DNA TESTİ TALEBİ

Dersim Dernekleri Federasyonu öncülüğünde İstanbul Beyoğlu'nda da bir araya gelen yaklaşık 100 kişi Dersim olaylarının yıl dönümünde protesto gösteri düzenledi.

 

Beyoğlu Tünel Meydanı’nda 14.00’de bir araya gelen topluluk “Dersim 38 sözün bittiği yerdir. 4 Mayıs insanlığın kara günüdür” yazılı pankart açarak İstiklal Caddesi’nde, 'Arşivler açılsın, hesap verilsin’ diye slogan attı. Gösteriye Seyid Rıza’nın oğlu Seyid İbrahim’in torunu olduğunu söyleyen Mehmet Tezel de Seyid Rıza’nın fotoğrafını taşıyarak katıldı. Taksim Meydanı’na kadar yürüyen topluluk adına açıklama yapan, Dersim Dernekleri Federasyonu başkanı Özkan Tacar;

"Yapılması gereken soruşturma yetkisi olan ve mağdurların da taraf olduğu Dersim Hakikatleri Soruşturma Komisyonu kurmaktır. Arşivlerin açılması olumlu bir adımdır. Ancak Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı 'Tasnif ediyoruz. Gizlilik kararını dikkate alıyoruz’ yönlü açıklamaları endişelerimizi artırmaktadır. Tasnif adı altında belgeler ayıklanıp halktan gizlememelidir. Bir çağrımız da, CHP ve onun genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na olacaktır. Cumhuriyet tarihinin bütün insanlık dışı uygulamalarının ardında tek parti iktidarının, CHP’nin ırkçı ve milliyetçi politikaları yer almaktaydı. Partinizin politikaları ve katliamdaki rolüyle açıkça ve cesurca yüzleşin" dedi.

 

Dersim Dernekleri Federasyonu olarak taleplerini de açıklayan Özkan Tacar; "Dersim katliamının AKP ve CHP’nin birbirine şantaj ve siyaset yapma aracı olmaktan çıkarılıp, tüm belgelerinin açıklanmasını ve Dersim halkından başta CHP olmak üzere devletin resmi özür dilemesini ve gereklerini yerine getirmesini istiyoruz. Erzincan il sınırları içinde yer alan köylerden toplanarak Zini Gediği’nde katledilen 100 kadar Dersimli mağdurun kemikleri DNA testi ile tespit edilerek tek tek ve Alevi inancımıza göre törenlerle defnedilmeleri sağlanmalıdır. Dersim’i yok etmenin bir parçası olarak planlanan Munzur, Harçik ve Peri vadilerindeki baraj ve siyanürle altın ayrıştırma projeleri iptal edilmelidir. Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın. Dersim ismi iade edilsin. Arşivler açılsın, hesap verilsin. Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın. Dillerimize ve Kızılbaş-Alevi inancımıza özürlük istiyoruz" dedi.

 

Daha sonra söz alan BDP Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu da, Kürtçe bir açıklama yaptı. Hüsamettin Zenderlioğlu’nun konuşması Türkçe’ye çevrilmedi. Topluluk daha sonra dağıldı.