Dersim Araştırmaları Merkezi’nden yapılan yüzleşme ve özür dileme çağrısı şöyle:

Bugün 4 Mayıs, bugün Dersim kıyım kararının verildiği gündür.

25 Aralık 1935’de çıkarılan 2884 sayılı Tunceli Kanunu ve ardından başlatılan operasyon hazırlıklarının bir sonraki adımındaki 4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu kararıyla, Dersim soykırım süreci fiilen başlatılmıştır.

“Karar

Son günlerde Tunceli’de vukua (meydana) gelen hadiselere dair raporlar 04.05.1937 tarihinde Atatürk ve Mareşal’in huzurları ile tetkik (inceleme) ve mütalaa edilerek (düşünülerek) aşağıdaki sonuca varılmıştır:

1.Toplanan kuvvetlerle Nazimiye, Keçizeken (Aşağı Bor) Sin, Karaoğlan hattına kadar, şedit(sert) ve müessir (etkili) bir taarruz harekâtı ile varılacaktır.

2. Bu defa isyan etmiş olan mıntıkadaki halk toplanıp başka yere nakil olunacaktır ve bu toplanma ameliyesi de (çalışması) köylere baskın edilerek hem silah toplanacak, hem de bu suretle elde edilenler nakledilecektir. Şimdilik 2000 kişinin nakli tertibatı hükümetçe ele alınmıştır.

Mülahaza:

Sadece taarruz hareketiyle ilerlemekle iktifa ettikçe (yetinildikçe) isyan ocakları daimi olarak yerinde bırakılmış olur. Bunun içindir ki, silah kullanmış olanları ve kullananları yerinde ve sonuna kadar zarar vermeyecek hale getirmek, köyleri kâmilen (bütünüyle) tahrip etmek ve aileleri uzaklaştırmak lüzumlu görülmüştür.

Malatya’dan ve Ankara’dan gönderilen kuvvetlerin cepheye vasıl olmaları ve cephedeki kuvvetlerin ufak tefek talimleri ve istirahatları ve bundan başka Diyarbakır’dan gelecek taburun tavzifi (görevleri) bütün bunlar düşünülerek bir hafta sonra yani 12 Mayıs’ta ileri harekete başlanabileceği anlaşılmaktadır.

Not: Paraya acımaksızın içlerinden çok adam kazanıp kullanmaya çalışmak lazım.

Aslı Gibidir”

Bu karar sonrasında 1937-1938 yılları içinde iki yaz sezonu boyunca askeri operasyonlar yapıldı Dersim’e. Yapılan bu hareketin ardından resmî belgelere göre 13.800 insan öldürüldü ve bir o kadarı da sürgün edildi, denilmekte. Gerçekte ise Dersim’de katledilen insan sayısı 50.000 üzerindedir.

O gün Türkiye'nin bütünlüklü görünen siyasi yelpazesi bu kıyıma birlikte karar verdi. Dünün ittifakı bugünde ötekiler karşıtlığı üzerinden devam etmektedir. Ermenilere, Kürtlere ve Alevilere karşı işlenen tarihsel suçlar orta yerde duruyorken, ‘benim vatandaşım’ söyleminin hileli bir yalanın tekrarı olduğu riyasını bir kez daha tarihe iliştirmiştir.

Dersimde toprağa kefensiz düşen on binlerce insanımızın acısını yüreklerimizde taşıyoruz. Ülkeyi yönetenleri bir kez daha yaşanan bu derin acıyla yüzleşmeye ve özür dilemeye davet ediyoruz.

4 Mayıs 2020

Dersim Araştırmaları Merkezi