HDP Dersim İl Eşbaşkanı İbrahim Kasum, dinci cemaatlerin yürüttüğü asimilasyon politikalarına dikkati çekerken, CHP İl Başkanı Ali Mustafa Çelik ise cemaatlerin toplumun kılcal damarlarına girmeye çalıştığını söyledi.

HDP Dersim İl Eşbaşkanı İbrahim Kasum ve CHP Tunceli İl Başkanı Ali Mustafa Çelik, kentte dernek ve vakıf adı altında cemaat ve tarikatların örgütlenme faaliyetlerini değerlendirdi. 

HDP İl Eşbaşkanı Kasum, kentin kimliği ve kültürü üzerinde geliştirilmek istenen politikaların Osmanlı döneminden bu yana sürdüğünü söyledi. Türk-İslam sentezinin dışına çıkan kimliklerin asimile ve yok etme politikası uygulandığını belirten Kasum, “1937-1938 soykırımında okulların açılması, diyanetin kurulması, camilerin açılması günümüze kadar geldi. 1980'lerde 12 Eylül darbesiyle birlikte yine Alevi köylerinde camilerin yapılması, imamların atanması ve Alevi öğrencilerinin imam hatip liselerine kaydettirilmesi ve Kur'an kurslarına götürülmesi politikası yoğun şekilde işlendi. Fakat camiler boş bırakılarak, Dersim halkı tepkisini ortaya koydu. 1990'lı yıllarda da Fetullah Gülen cemaati bu politikalara başladı” diye konuştu.

‘ÇOCUKLAR BUNALIMDAYDI’

Gülen cemaatinin ilk olarak çocuk kreşi açtığını dile getiren Kasum, “Devletin kurması gereken kreş, özel okul kanalıyla açıldı. Okullara giden öğrenciler farklı bir şey ile karşı karşıya kaldı. Asimile oldukları görülüyordu. Aleviliği unutmuşlardı ve ailelerine tepkiliydiler. ‘Siz yoldan, dinden çıkmışsınız,  Allah, Kuran tanımıyorsunuz’ şeklinde aileleri ve çevresiyle sürekli çelişki halindeydi. Bu yüzden bunalıma giren bir kaç öğrenciye denk geldim. Cemevinde o dönemin imam hatip lisesine ve Kuran kursuna giden öğrenciler, halen burada cenaze namazı kıldırıyor. Cemevi, Aleviliğin ritüel merkezi, Alevi ibadetlerin olması gereken bir yer. Cemevleri de bu politikadan çok etkilendi” şekline konuştu.

‘ASİMİLASYONA SON VERİLSİN’

Kasum, şunları söyledi: “Cemaatler Munzur Üniversitesi’ndeki temsilcileri kanalıyla faaliyetlerini yürütüyorlar. Üniversiteyi tarikat yurdu haline getirdiler. Üniversite kurulduğunda rektör ile nasıl bir rol oynaması gerektiğine dair görüşlerimizi söylemiştik. Fakat devlet politikasının dışına çıkmadılar. Bilim yuvası olması gereken bir üniversite günümüze maalesef tarikatların ve gericiliğin örgütlenme merkezi haline gelmiş. Her ulusun, kimliğin, kültürün, inancın yaşam tarzına saygı duyulmalı. Bizim ana dilimiz Kürtçe, inancımız Alevidir. Binlerce yıllık geçmişimiz var. Saygı duyulması, kabul edilmesi, asimilasyon politikalarına son verilmesi gerekiyor.”

TEHDİT UNSURU

Dersim’de cemaat ve tarikatların tehlikeli boyuta ulaştığını belirten Çelik, “FETÖ’nün yerine diğer tarikatlar yerleştirilmeye başlandı. Tarikatların niyetinin farklı olduğu herkes tarafından bilinmektedir.  Bundan dolayı ilimizde şu anda bu konuya karşı çok büyük bir hassasiyet oluşmuş durumda.  Tarikatların Alevi toplumunda yaşamaları, yuvalanmaları, destek bulmaları mümkün değil” diye konuştu.

‘İDDALARA CEVAP VERSİNLER’

Cemaatlerin emellerini gizleyerek toplumun kılcal damarlarına girmeye çalıştığını belirten Çelik, şunları ifade etti: “Biz kimsenin inancına karşı değiliz ama inancımızı yozlaştırmak isteyen unsurlar var. Buna karşı insanlarımızın uyanık olmasını, tarikatlara karşı dikkatli olmalarını bekliyoruz. Munzur Üniversitesi Rektörü işini yapmalıdır. Üniversitesi Rektörü Sayın Ubeyde İpek kendisi ile bir problemimiz yok. Biz ondan Munzur Üniversitesi'nin niteliğini yükseltmesini, adaletli bir yönetim göstermesini bekliyoruz. Üniversitede tarikat, cemaatlerin her konuda referans olduğu bir atama sistemi var. Bunu doğru bulmuyoruz. Bu iddialara cevap versinler.”

Kaynak: MA