Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP'nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hakkında düzenlenen 31 fezlekeden oluşan iddianamenin davasının ikinci duruşmasının görülmesine Sincan Cezaevi kampusünde başlandı.

Dokunulmazlıklar kaldırılmadan önce gazete manşetlerini mahkeme heyetine gösteren Demirtaş, "Şu kadar yayını Demirtaş uzaylıdır diye yazsalardı, herkes benim uzaylı olduğuma inanırdı. Manşetlerle algı operasyonu oluşturulmuştur" dedi.

Cumhuriyet'in haberine göre, iddianamenin kabulüne ilişkin itirazlarını sıralayan Demirtaş, dokunulmazlıklar kaldırılmadan hemen önce gazete manşetlerini tek tek mahkeme heyetine gösterdi.

Demirtaş, "Şu kadar yayını Demirtaş uzaylıdır diye yazsalardı herkes benim uzaylı olduğuma inanırdı. Dokunulmazlıkların kaldırılmasından önce medyaya taşınan manşetlerle bir algı operasyonu oluşturulmuştur" dedi.

Anayasa 83/2. maddesine atıfta bulunan Demirtaş, "Meclis kararı olmadıkça tutuklanamayacağını, ancak buna rağmen 15 aydır tutuklu olduğunu belirtiyor. Mahkeme bu denetimi de 15 ay boyunca yapmadı. Milletin iradesini korumanız lazım, Selahattin Demirtaş’ın değil! Parlamento korkuyor, yargının cesur olması lazım. Denetim ancak böyle sağlanır. Her gün kanunlar çıkarılıyor, Anayasa değişikliği yapılmaya çalışılıyor, milletin iradesi olan bizler de bu olanları bir hücrede izlemek durumunda bırakılıyoruz. Biz de izliyoruz, yargı da izliyor. AKP Parti Sözcüsü; Meclis’te tutuklamadık, uzun süre tutuklamadık diyerek yargı yerine karar verdiklerini alenen beyan etmiş oldular. Tarihin tekerrürden ibaret olduğu düşünülebilir ama öyle değildir. Demokrasi güçleri bugüne dek büyüyerek geldi. 1,5 yıl içerisinde 3 bini aşkın HDP’li tutuklandı. HDP bir anda suç işleme kararı mı aldı? Yargı bir anda HDP hakkında karar mı aldı? Anayasa değişikliğini yapmak için HDP’yi kriminalize etmeleri gerekiyordu, o nedenle usule uygun olmayan şekilde bizleri tutukladılar. 31 fezlekeden 1 fezleke tarafıma tebliğ edildi. Geri kalan 30 fezlekeden gizlilik kararı sebebiyle haberdar olamadık ama 31 fezleken savunmam isteniyor. Soruşturmadan bu yana dosya önünüze siyasi saiklerle geldi. Ancak siz usule aykırılıkları gidermek yerine, heyet olarak emniyet müdürlüklerine yazı yazarak başka deliller elde etmeye çalıştınız. Şu ana kadar adil yargılanacağıma dair en ufak bir izlenim edinmedim. Lehime olan delillere dair tek işlem yapılmadı. Heyet olarak bugüne kadar olan hukuk rezaletine ses çıkarmadınız. İçeride de olsak dışarıda da olsak bu ülkenin demokratikleşmesi için çalışmaya devam edeceğiz..."

ERDOĞAN’IN SÖZLERİ HATIRLATTI MAHKEME MÜDAHALE ETTİ

Demirtaş savunmasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dokunulmazlıklarla ilgili sözlerini hatırlattı. Bu sırada Mahkeme başkanı “Usule ilişkin itirazlarınızı açıklayın, başka konulara giriyorsunuz” diye müdahale etti. Demirtaş ise, “Dokunulmazlık bu kadar önemli, böyle olacaksa savunma yapmam o zaman. Dokunulmazlığı kaldıran Erdoğan’sa buna dair söz söylemem gerek” karşılık verdi.

İÇTÜZÜK KANARYA SEVENLER DERNEĞİ TÜZÜĞÜ DEĞİL

Dokunulmazlığın kaldırılmasında siyasi saiklerle hareket edildiğini, amacın HDP’yi siyasetten tasfiye olduğunu söyleyen Demirtaş, bu kaldırma sürecinin ayrıca İçtüzük hükümlerine aykırı olduğunu kaydetti. Demirtaş, “İçtüzük Kanarya Sevenler Derneği tüzüğü değildir, İçtüzük Anayasanın önemli bir parçasıdır” dedi. 

‘KİŞİYE ÖZEL ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPILAMAZ’

Usule uygun Meclis kararı bulunmadığını, Anayasa değişikliği ile geçici madde koymanın Meclis kararı olmadığını söyleyen Demirtaş, bu süreçte CHP’nin tavrına da dikkat çekti ve ekledi: “Anayasaya aykırı bir düzenlemeye evet derken ne oldu işte CHP milletvekili de içeride.”

CHP, Anayasa Mahkemesine götürmediği için yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi denetiminden geçemediğine dikkat çeken Demirtaş, “Anayasa değişikliği kişiye özel yapılamaz. 132 milletvekilinin milletvekilliğini kaldırmak kişiye özgü düzenlemedir” dedi.

‘BİZ BU ÜLKENİN PARYALARI DEĞİL EVLATLARIYIZ’

Tutuklu yargılandığı dosyayla ilgili eleştirilerde bulunan Demirtaş, “Benim itirazlarımı dinlemeniz lazımdı. Biz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Bu vatanın evlatlarıyız. Biz bu ülkenin paryaları değiliz. Adalet mülkün temelidir. Sarsılırsa mülk sarsılır. Yargıçların hukukun egemenliği ilkesini sonuna kadar savunması gerekir. Yapmazsanız sıkıntı olur. Yaparsanız ne olur yurttaş sıkıntı yaşar. Türkiye batmaz. Demokratik bir ülke olacak. Bunun için var gücümüzle çalışacağız. Bu suçu işleyenler yargı önünde hesap verecekler” dedi.

Demirtaş konuşmasının sonunda itirazları doğrultusunda yargılamanın durdurulması, düşürülmesi gerektiğini söyledi. Mahkeme talepleri değerlendirmek için öğlen arası verdi.

Mahkeme başkanı ara verdikten sonra Demirtaş’ın çevresindeki jandarmalar ayağa kalktı, Demirtaş’ın çevresinde ellerini birbirinin omzuna atarak bir çember oluşturdu. Bu manzara avukatlar ve siyasetçilerin “Bu nedir? Çin Seddi mi kuruldu? Halay mı çekiliyor” itirazlarına yol açtı. Mahkeme başkanı güvenlik için olduğunu söylerken, bazı milletvekillerinin Demirtaş’ın elini sıkmasına izin verildi.

DEMİRTAŞ'IN TÜM TALEPLERİNE RET

Davanın öğleden sonraki bölümünde avukat Mahsuni Karaman, Demirtaş'ın yasama dokunulmazlığı ve sorumsuzluğu olduğu gerekçesiyle yargılanmayacağı yönünde itirazlarını dile getirdi. Savcı taleplerle ilgili görüşünü açıkladı; dokunulmazlığın kaldırılmasını düzenleyen anayasa değişikliğinin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi talebinin de reddini talep etti.

Mahkeme, anayasanın 148. maddesinin birinci fıkrasında anayasa değişikliklerinin sadece şekil bakımından denetlenebileceği, somut norm denetimi yapılamayacağını ifade ederek, Demirtaş'ın tüm taleplerinin reddine karar verdi.

NE OLMUŞTU?

Demirtaş'ın tutuklu olduğu dava Diyarbakır'da açılmış ardından güvenlik gerekçesiyle Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.

Demirtaş hakkında 'terör örgütü kurma, yönetme, örgüt propagandası, suç ve suçluyu övme' suçlamalarıyla 142 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

Demirtaş'ın bugün Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davası, daha önce kendisi hakkında hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM'ye gönderilen 31 fezlekenin toplamından oluşuyor.