HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu 12 gün boyunca sokağa çıkma yasağı uygulanan Diyarbakır’ın Silvan ilçesine beraber gitmeye davet etti.

Cumartesi Anneleri'nin 555. kez Galatasaray Meydanı'nda gerçekleştirdiği oturma eylemine katılan Demirtaş gündeme ilişkin açıklama yaptı.


'BİZ IŞİD'E DİZ ÇÖKTÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ'

Silvan ve Paris'te yaşanan katliama ilişkin konuşan Demirtaş, şunları söyledi: "Avrupa'ya yayılan bir IŞİD barbarlığıyla karşı karşıyayız. Bölgesel veya küresel güçler IŞİD'i taşeron olarak kullandı. Davutoğlu, 'IŞİD öfkeli çocuklardı' olarak tanımlamıştı. Cerablus'un IŞİD'in elinde olmasından rahatsız olmayan Türkiye, PYD'de den rahatsız. YPG'yi tehdit olarak görüyor hala. IŞİD Türkiye'nin muhaliflerini hedef aldı. IŞİD buradaki katliamları üstlenmedi. Fransa'da açıkça üstleniyor. Türkiye'de hükümetle karşı karşıya gelmemek için açıkça üstlenmiyorlar. Zaten onlar adına IŞİD'i savunan Ankara'da siyasetçiler olduğu için üstlenmiyorlar."

IŞİD’e karşı birlikte mücadelenin şart olduğunu belirten Demirtaş, kendilerinin bu barbar hareket karşısında asla diz çökmediklerini söyledi, "Biz IŞİD'e diz çöktürmeye devam edeceğiz" dedi.

Silvan'da yaşananları "AKP terörü" olarak değerlendiren Demirtaş, Davutoğlu'nun "Halkı, kamunun güvenliğini korumak için operasyonlar devam edecek" şeklinde açıklama yaptığını hatırlattı. Demirtaş, "Ama kamunun, Silvan'ın tamamı şu an AKP teröründen kurtulmaya çalışıyor. Orada kamu güvenliğini tehdit eden tek şey AKP'nin güvenlikçi politikalarıdır.

 Kamu orada AKP'den rahatsız. AKP'nin güvenlik anlayışından rahatsız. Kimi kimden koruyor orada? Merak ediyorum. AKP güvenlik politikalarını bitirse, 'Bütün sorunları diyalog yoluyla çözeceğiz' dese bir anda her şey normale dönebilir. Ama ısrarla 'operasyonla, silahla çözeceğiz' dediği için bugün Silvan'da bunlar yaşanıyor" şeklinde konuştu.

'BAŞBAKAN BUYUR BERABER GİDELİM SİLVAN'A'

Davutoğlu'na "Birlikte Silvan'a gidelim" çağrısı yapan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Neyin ne olduğunu biliyormuş Davutoğlu. Buyursun beraber gidelim, davet ediyorum. Silvan'ın, Cizre'nin sokaklarına beraber girelim. Hendeklerde ne oluyor, insanlar neden hendek kazmışlar? Ülkenin başbakanı değil misin? Buyurun muhalefetle birlikte o ilçelere gidelim, sorununu dinleyelim halkın. Niye polisleri gönderiyor oraya? Biz gidelim. Sorumluluk sende değil mi?

Eğer siyasetçi değilsen, işi sadece polislere havale edeceksen görevini bırak bir emniyet müdürü ülkeyi yönetsin. Bütün bu devasa sorunları emniyet müdürlerine havale edeceksen sen yönetme ülkeyi. Sen her gün çıkıp 'operasyonlar devam edecek' dersen senin siyasetçi kimliğin bitmiş demektir. Siyasetçiysen ve çözüm istiyorsan buyur beraber gidelim. Çözüm için, çözüm adına. Siyasetçiler olarak sorumluluğu biz üstlenelim. Nusaybin'e, Cizre'ye buyurun beraber gidelim. Sorunu çözmek adına başbakanı davet ediyorum."