Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP), Doğu Karadeniz’i etkisi altına alan, Giresun’da ölümlere yol açan sel ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Karadeniz Sahil Yolu’nun yaşananlarda siyasetin büyük etkisinin olduğunun vurgulandığı açıklamada, felaketin ‘siyasi’ olduğu kaydedildi.

Doğa ve çevre için mücadele edenlerin çapulcu ve bir avuç çevreci olarak yaftalandığının belirtildiği açıklamada yargı kararları ve bilimsel verilere rağmen gerekli önlemlerin alınmadığının karşılığı olarak, “Ama siyasiler, daha fazla rant uğruna dinlemiyor, felaketlere kapı açıyor” denildi.

Bölgedeki inşa çalışmalarına dikkat çeken DEKAP’ın açıklamasında, “Doğu Karadeniz bölgesi, özellikle Karadeniz Sahil Yolu denilen ve Samsun'dan Hopa'ya kadar uzanan duble yolla adeta katliama açıldı. On yıllarca devam eden çalışmalarla yüzlerce taşocakları kuruldu bölgede. Gelişigüzel yollar yapıldı. Bölgenin topografik yapısını, dik ve sert kayaç yapısını, yamaçlarını hiç hesap etmediler. Bitki örtüsünü yok ettiler. Deniz kenarlarını doldurdular. Derelerin, nehirlerin önünü kestiler. Dere yataklarını, havzalarını daralttılar, dolurdular. Sonra HES (Hidroelektrik Santral) projeleri gündeme geldi. Ardına maden aramalarını, adına 'Yeşil Yol' dedikleri yaylaları, meraları yok eden çalışmalarını eklediler. Doğal yaşam alanlarına geri dönüşümsüz zararlar verdiler, katlettiler. Doğanın katili olanlar, işte böylece insanların da, yaşamın da katili oluyor” ifadelerine yer verdi.

‘NEYE GEÇMİŞ OLSUN?’

“Geçmiş olsun, diyoruz her afetten sonra ama geçmiyor ki! Her afetten sonra aynı ifadeler” şeklinde tepkinin dillendirildiği açıklamada salgına rağmen çalışmaların durmadığını, felaketleri önleyeceği ifade edilen çalışmaların yeni felaketlere yol açtığı, bunları başlatıp izin veren ve savunanlar da, bizim gibi geçmiş olsun dilekleri yayınlıyor, bölgelere gidip timsah gözyaşları döküyor” ifadelerine yer verildi.

Heyelan ve sellerin doğaya insan müdahalesinin sonucu olduğunun belirtildiği açıklamada, dere  ve nehirlerin değil kentlerin ana arterlerinde felaketlerin meydana geldiğine dikkat çekildi.

DEKAP bölgedeki insan müdahalesini, “Yani HES yapılmış, taşocağı açılmış, dere ıslahları yapılmış, yol açılmış; Suyun, havanın, toprağın yapısıyla oynanmış. Mesela HES’lerde, suyun iletim tünellerine alındığı kilometreler boyunca, aslı unsuru olduğu ekosistemle bağlantısı kesiliyor ve su döngüsü olarak bildiğimiz doğal dönüşümü engelleniyor. Klimatik etkisi yok edildiği gibi yaşamsal varlığı da ortadan kaldırılıyor. Dolayısıyla bu yok edişin etkisiyle baş gösteren iklim değişikliği, küresel ısınma vs diye adlandırılan olgular, bitki örtüsünden, ekolojik dengeden hava basınçlarına kadar olumsuz etkilere neden oluyor.

Bu neden oluşlar özellikle de son yıllardaki lokal şiddetli yağışlara neden oluyor? Ki bu dar lokal alanlarda metrekareye neredeyse çok kısa sürelerde 235-280 kilo şiddetli yağışın düşmesine neden oluyor” şeklinde özetledi.

‘DİNAMİTLER KIRILMAYA NEDEN OLUYOR’

Açıklamanın devamında, “Zaten neredeyse 50 yıla yakındır çay ve fındıkta kullanılan kimyasal azotlu gübrelerin etkisiyle; yer yer 10-20 cm'ye kadar incelme gösteren toprağın yapısı değişerek adeta kumlaşmış ve akışkan hale gelmiş olduğundan, bu toprak yağmur sularının etkisiyle sert kayaç yapının üzerinden kayıp gitmektedir. HES tünellerindeki ve taşocaklarındaki dinamitle patlatmalarda 2-5 km derinliğinde ve 3-10 km eninde sarsıntı ve dolayısıyla kırılmalar görülmektedir. Dolayısıyla bu kırılmalar, yüzyıllardır yeraltında oluşan derecikler, ark ve kanalların, olukların önünü keserek, suya doygunlaşmasına ve akışkan hale gelmesine neden olur. Bütün bunlara bağlı sel, heyelan veya taşkınların, bu nedenle doğal afet olarak değerlendirilmemesi gerekir” ifadeleri yer aldı.

‘TÜM ÇALIŞMALAR DURDURULUP, İPTAL EDİLMELİ’

DEKAP bir dizi önlem önerisinde de bulundu.

Bölgedeki yağış periyotlarına göre önlem planlarının hazırlanması, kısa ve uzun vadeli önlemler kapsamında ise bütün alanlardaki HES, Taşocağı, maden aramaları, dere ıslahları, yol vs gibi çalışmalar tamamen durdurulup, iptal edilmesi gerektiği vurgulandı.

Doğu Karadeniz’de tehlikenin hala devam ettiğinin belirtildiği açıklamada yargı kararlarına rağmen Yeşil Yol ve HES projelerine ödenek ayrılarak devam edilmesinin eleştirildi.